İpek Medya Grubu'na yapılan baskın, dünya basın ve medya örgütlerini ayağa kaldırdı.
Dünyanın önde gelen uluslararası medya kuruluşları, baskını sert bir dille kınadı. Dünyanın en büyük gazetecilik örgütü Dünya Gazete ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN-IFRA) Genel Sekreteri Larry Kilman gruba yönelik baskını yakından takip ettiklerini belirterek, “Türk hükümeti genel seçimler öncesi medyaya müdahaleden kaçınmalı.” uyarısında bulundu. Köklü gazetecilik platformlarından Brüksel merkezli Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Mogens Blicher Bjerregard da, “Basın özgürlüğünün olmadığı yerde demokrasi yoktur, diktatörlük vardır. Türkiye uzun süredir sistemli olarak basın ve ifade özgürlüğünü ihlal ediyor.” dedi. Avrupa'daki ülkelerden basın özgürlüğünü yok etmeye çalışan Türkiye'ye sert tepki göstermeleri çağrısında bulundu.
Özgür basını susturmaya yönelik İngiltere'den Rusya'ya, Hollanda'dan Arnavutluk'a dünyanın dört bir tarafından çığ gibi gelen tepkiler özetle şöyle:
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF): Merkezi Paris'te bulunan RSF'nin Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Johann Bihr, “Muhalif medyayı hedef alan yeni baskıdan derin endişe duyduk.” dedi. Baskının, tüm muhalif medyaya yönelik büyüyen hoşgörüsüzlüğün bir göstergesi olduğunu vurguladı. Muhalif medyaya yönelik baskılarla ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tutarak, Erdoğan'ın haziran seçimlerinden sonra medyaya yönelik baskıyı artırdığına dikkat çekti. Bihr hükümete, “Muhalif medyaya yönelik yürütülen bu şiddete derhal son verin ve uluslararası taahhütlerle de uyumlu demokratik sınırlara geri dönün.” çağrısı yaptı.
SEÇİM ÖNCESİ MUHALİF SESLERİ SUSTURMA VE KONTROL ALTINA ALMA GİRİŞİMİ
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ): Avrupa'nın en büyük gazetecilik örgütü AEJ'nin Başkan Yardımcısı William Horsley, “AKP hükümeti, gücünü kötü yönde kullanmaya yönelik teşebbüslerine ve terör yasalarını suiistimal ederek medyayı susturmaya yönelik politikalarına derhal son vermelidir.” dedi. Horsley, Cihan'a yaptığı yazılı açıklamada, medya kuruluşlarına yapılan polis baskınlarının, “siyasi motivasyonlu ve siyasi otoritenin erken seçim öncesi, devlet gücünü suiistimal ederek kendi avantajı yönünde kullanmaya teşebbüs etmesi” olarak göründüğünü söyledi. Horsley, hükümetin son dönemde gazetecileri hukuksuz bir şekilde tutuklayarak, internete sansür uygulayarak, devlet yetkililerinin hesap vermesini isteyenlere gözdağı vererek gücünü istismar ettiğine dikkat çekti. Türkiye'nin medya özgürlüğü ve çeşitliliği konusundaki uluslararası sözleşmelere hâlâ bağlı bulunduğuna dikkat çeken Horsley, “Bu sözleşmelere aykırı olarak, muhalif sesleri susturmak ve kontrol altına alma teşebbüsleri kesinlikle kabul edilemez.” ifadelerine yer verdi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI): Viyana merkezli saygın sivil toplum kuruluşu IPI, ‘Operasyonun seçim öncesi geniş bir baskının parçası olmasından endişe ediliyor' başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “PKK'ya yardımdan tutuklanan gazeteciler ile bu olayı birlikte değerlendirdiğimizde yaşananlar eleştirel gazeteciliği yıldırmak ve susturmak için yapılan geniş bir operasyonun son adımıdır.” denildi.
Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN): Londra merkezli PEN'in Direktörü Jo Glenville yaptığı yazılı açıklamada, “PEN, AKP hükümetinin gazetecilere ve yabancı muhabirlere yönelik baskılarına yönelik büyük endişe duymaktadır.” dedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK ETME ADIMI
Almanya Gazeteciler Birliği: İpek Medya grubuna yapılan polis baskınlarını sert bir dille kınayan Almanya Gazeteciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Michael Konken, “Polis baskınlarıyla yapılanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki basın özgürlüğünü adım adım yok etme politikalarının başka bir örneğidir.” dedi.
Hollanda Gazeteciler Cemiyeti (HGC): Baskını, “Gittikçe içine kapanan ve basın özgürlüğünü kısıtlayan bir rejimden beklenecek bir adımdı.” diye değerlendiren HGC Genel Sekreteri Thomas Bruning, “Türkiye'de muhalif medyaya yönelik polis baskınını kınıyorum. Bu baskınları kabul etmek mümkün değil. Şimdi hükümetin Avrupa Birliği ve değerlerine sırtını döndüğü daha iyi anlaşılıyor. Türkiye yeniden kapkaranlık bir döneme sürükleniyor. Bu kadar önemli bir ülkenin bu hâle düşmesi çok acı.” şeklinde konuştu. Tayyip Erdoğan'ın, AB yolundaki Türkiye'yi ‘özgür basın' anlayışından ve Avrupa'dan hızla uzaklaştırdığını belirtti.
Rusya Gazeteciler Birliği: Birliğin Genel Sekreteri Rafael Hüseyinov, basına yönelik bu operasyonun kabul edilemeyeceğini ifade ederek, “Basına siyasi nedenlerle baskı yapılmamalı ve medya takip altına alınmamalı. Özgür basın susturulmamalı!” diye konuştu. Arnavutluk Gazeteciler Birliği Başkanı Aleksander Çipa da son baskının, Türkiye'yi medya özgürlüğü alanında sorunlu ülkeler arasına soktuğunu söylerken, Yunanistan Foto Muhabirleri Birliği Başkanı Marios Lolos, “Türk meslektaşlarımız ile dayanışma halindeyiz. Hükümetin yaptıklarını kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.