Aralarında uluslararası insan hakları kuruluşları ve dünyaca ünlü hukukçuların olduğu bir grup; Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’a bir mektup gönderdi. Mektupta, AYM’ye AİHM’in Yüksel Yalçınkaya kararının uygulanması çağrısı yapıldı. Mektupta, “AYM’nin Türkiye’deki insan hakları durumunu iyileştirmek ve yukarıda bahsi geçen sistemik sorunları ele alarak olumlu bir değişime öncülük etme potansiyeline sahip olduğuna yürekten inanılmaktadır.” denildi.

Uluslararası insan hakları kuruluşları ve saygın hukuk profesyonellerinden oluşan bir grup, AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’a, Türk yargısının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına olan bağlılığı hakkındaki endişelerini dile getiren bir mektup yazdı.

Mektup, Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü, İtalyan İnsan Hakları Federasyonu, Norveç Helsinki Komitesi, Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi, Javier Cremades (avukat ve Dünya Hukukçular Birliği Başkanı), Profesör Sara Chandler KC (Hon) (Avukat ve Avrupa Barolar Federasyonu İnsan Hakları Komisyonu Sekreteri), Artur Wierzbicki (avukat ve Avrupa Barolar Federasyonu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı) ve Dominique Attias (avukat, Avrupa Barolar Federasyonu eski Başkanı ve Paris Barosu eski Başkan Yardımcısı) gibi kuruluşlar ve kişi tarafından imzalandı.

Mektupta, alt derece Türk mahkemelerinin artık hem AİHM hem de AYM kararlarına meydan okuyor gibi görünmesinin endişe uyandırdığı ifade edildi, AİHM Yüksel Yalçınkaya kararının uygulanması çağrısı yapıldı:

“AİHM’in son Yüksel Yalçınkaya kararı, Türk yargısının devlet güvenlik yasalarını yorumlamasının son derece sorunlu olduğunu göstermektedir. Yalçınkaya kararında AİHM Büyük Dairesi, Türk mahkemelerinin Ceza Kanunu’nun 314. maddesini yorumlamasının kanunsuz ceza olmaz ilkesinin yanı sıra adil yargılanma hakkı ve toplanma özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmiştir. Büyük Daire, tespit ettiği sorunların münferit olmadığını belirtmiş ve 8.000 kadar başvurunun yanı sıra yapılması muhtemel 100.000 yeni başvuruyu ilgilendiren oldukça sistemik bir soruna işaret etmiştir.

AYM’nin Türkiye’deki insan hakları durumunu iyileştirmek ve yukarıda bahsi geçen sistemik sorunları ele alarak olumlu bir değişime öncülük etme potansiyeline sahip olduğuna yürekten inanılmaktadır. Nihayetinde, bugün verilen kararlar yarının mirasını oluşturacaktır. İmzacılar, bu mirası oluştururken, gurur, adalet ve hakkaniyetle yankılanan bir miras yaratılabileceğine inanmaktadırlar.”