Katar'ın başkenti Doha'da iki gün sürecek olan Kudüs Konferansı'nın bugünkü açılış oturumunda bir çok devlet adamı, üst düzey temsilci ve akademisyen bir araya geldi.
Konferansa ayrıca başta Şeyh Yusuf El Karadavi olmak üzere Kudüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin'in de aralarında bulunduğu çok sayıda Müslüman, Hristiyan ve Yahudi din adamı katıldı.
Açılış konuşmasını Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife El Tani'nin yaptığı konferansın sabahki oturumunda Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, Fas Başbakanı Abdelillah Benkiran, Arap birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve BM Ortadoğu Özel Koordinatörü Robert Serry bir araya geldi.
Katar Emiri açılış konuşmasında Kudüs'ün İslam dünyası için önemine ve şehrin Arap kimliğine geniş yer ayırdı. El Tani, "Kudüs şehrinin tarihi ve kültürel kimliğinin İsrail tarafından yok edilmeye çalışıldığını" söyleyerek, "İsrail'in insan hakları ve uluslararası hukuku her gün çiğnediğini" ifade etti.
Kudüs'ün işgal altında kalmaya devam etmesine göz yumamayacaklarını belirten El Tani, "Katar'ın Filistin halkına ve bağımsız Filistin devletine tam destek verdiğinin" altını çizdi.
Açılış konuşmasının ardından söz alan Mahmud Abbas, İslam dünyası için olduğu kadar Yahudi ve Hristiyanlık için de büyük önem atfeden Kudüs'ün barış ve hoşgörü şehri olması gerektiğini dile getirdi.
Abbas, işgalci İsrail kuvvetlerinin Kudüs'ün fiziksel yapısını değiştirdiğini ve kutsal mekanları tahrip ettiğini anlatarak, "şiddet ve zorbalık yoluyla yeni bir tarih yaratmaya çalıştığını" ifade etti.
İsrail'in Filistin mirasını şehirden silmek için bariz bir ayrımcılık uyguladığını belirten Filistin Cumhurbaşkanı, sözlerine şöyle devam etti: "Şehrin asıl sahipleri olan Filistinliler'in, doğdukları yerde yaşamalarına izin verilmiyor, ibadet etmek amacıyla kutsal mekanlara girmeleri engelleniyor. İsrail'in her daim sözünü ettiği ibadet özgürlüğü nerede? Bu durum, apaçık bir insan hakları ihlalidir.''
Konuşmacılardan Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi ise, güvenlik konusuna değinerek Kudüs'teki istikrar ve güvenliğin İsrail kuşatması altında sağlanamayacağını vurguladı.
Arabi konuşmasında ayrıca, Kudüs'te İsrail tarafından işlenen insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerini araştıracak bağımsız bir kurumun önemine değindi.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, Filistin'in bağımsız bir devlet olarak tanınması ve BM'nin eksiksiz bir üyesi olması gereğinin altını çizerek, özellikle bütün İslam ülkelerini destek vermeye çağırdı.