Öyle işte.
Seçimden sadece üç, bugünden sadece altı ay öncesi bile manzara bu!
Müjdelere bak bir…
(...)
Öyle işte.
Seçimden sadece üç, bugünden sadece altı ay öncesi bile manzara bu!
Müjdelere bak bir…
Bir de 16 şehit asker, 14 şehit polis, cansız bedeni buzdolabında saklanabilen 13 yaşında Cemile, minik Fırat, kızının yanında öldürülen polis, kahpece vurulan doktor, Kürtçe konuştu diye öldürülen genç baba, yakılan binalar, operasyon değil katliam isteyenler, gazete basıp tekrar basanlar, otobüs taşlayanlar, işçi dövenler, nefret kusanlar ve daha nicelerinden müteşekkil “olan biten ve bitmeyen”e bak!
Kendi memleketinde topyekûn düşman muamelesi gören, halihazırdaki hükümetin bir bakanının bile, halihazırdaki “uyutulan” Meclis’in milletçe seçilmiş milletvekillerinin dahi sokulmadığı, 7 gün sokağa çıkma-doktora kavuşma-cenaze kaldırma-biraz insan, biraz vatandaş olabilme yasağının konduğu, halihazırdaki “seçimden çıkmamış” Başbakan’ın “sivil ölü yok” diyebildiği…
Hani havalanacakken dümdüz edilmiş Cizre.
Nasıl bir müjde imiş o…
Nasıl bir karanlıkmış yahu!
Ne büyük, ne sinsi, ne kanlı bir yalanmış bu.
***
Önceki Başbakan “Savaş kolay, barış zordur. Biz zora talibiz” diyor…
Şimdiki Cumhurbaşkanı’ndan cevap geliyor: “Hadi oradan. Herkes haddini bilecek!”