Ekonomist Uğur Civelek, Türkiye ekonomisinin durumunu değerlendirdi ve ekonomi gündeminden uzaklaşılan tartışmaları gerçek sorunlardan 'kaçış' olarak yorumladı.
24 Kasım tarihli, Ulusal Kanal'da yayımlanan 'Halkın Ekonomisi' programına katılan Civelek, Türkiye gündeminin ekonomi, güvenlik konularından uzaklaşarak siyasete yönelmesini eleştirdi ve CHP'yi içeren tartışmaları, "Türkiye'nin gündeminde neler var? Güvenlik, ekonomi, jeopolitik sıkıntılar, eksen değişikliği var. Birdenbire bunlar rafa kalkıyor ve mevcut konuları konuşmaya başlıyoruz" sözleriyle değerlendi.
Civelek açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:
"Bu konuların konuşulmasını kimler isteyebilir? İktidar da muhalefet de bunu isteyebilir. Türkiye'deki siyasi yapı, siyasi partiler yasası, ekonomi, sosyal dengeler sorunlu. Böyle bir ortamda, gündem değişikliği siyasi yapı için ilaç haline geliyor. İktidara bakıyorsun ekonomi konuşulsun istemiyor. Güvenlik, jeopolitik konular kendi istediği çerçevenin dışında konuşulsun istemiyor.
Muhalefete bakıyoruz. Ana muhalefette belediye seçimleri sonrasında parti içinde hareketlenmeler var. Arayışlar var. Taban hoşnut değil. Diğer muhalefet partileri de öyle. Hiç kimse ne ülkenin durumundan ne siyasetin hal ve gidişatından memnun. Birileri de gündemi değiştirmek için bir yem atıyor ve herkes balıklama dalıyor. Vatandaş olarak bu filmi seyretmek zorunda değiliz. Hepimizin sorunları belli. Bunlara sorun üretmeyen siyasetçiyim diye sokağa çıkmasın.
Burada nedir ana konu? Türkiye'de 2020'de muhtemelen seçim konuşacağız. Bunu şu anda konuşmuyoruz. Konuşulmayana bakıyorum. İktidar partisi yasal bir düzenleme yapıyor. Partiler artık seçime ittifak halinde giremeyecek. Tek başlarına girecek. Niye yapıyor bunu? Parlamento aritmetiğinin değişmesini önlemek için. Ekonomiyi konuşmuyoruz. Biz bataklıkta çırpınıyoruz. Oyun içinde çok oyun var. Bizi aptallaştırıyor, ana gündemden uzaklaştırıyor. İktidarı, ana muhalefeti bu oyunun figüranı oluyor.
Civelek ekonomideki gelişmelerle ilgili ise şunları söyledi:
"Hafta içinde TÜİK'in açıkladığı bazı rakamlar var. Ekonomi gerçekten düzeliyor mu? Kredi notumuz durağan hale getiriliyor. Burayı görmekte yarar var. Açıklanan rakamlardan biri inşaat maliyet endeksiydi. İnşaat maliyetinde 0.59 gerileme var. Gerilemenin kaynağı işçilik maliyeti. İşçilik maliyeti yüzde 1 oranında gerilemiş eylül ayında. Türkiye'de enflasyon yükseliyor, satın alma gücü eriyor. İşsizlik o kadar yüksek ki. İnşaatta daha düşük ücretle çalışmaya razı insanlar var. Çaresiz insan o kadar fazla ki. Daha düşük fiyata ben bu işi yaparım diye devreye giriyor. Emeğe talep yok. İnsanlar iş alabilmek için fiyat kırıyor. Emeğinin fiyatını düşürüyor insanlar. Bu işlerin iyiye gitmediğini gösteriyor.
İnşaatta zaten yaprak kımıldamıyor. İnşaatta nabız atmıyor. Bu hafta açıklandı, verilen ruhsat sayısında yüzde 59 gerileme var. Anormal bir işsizlik yaşayacağız önümüzdeki aylarda.
Tüketici güveni çok kötü durumda. Buradan iç talep artışı beklenemez. Zaten mevsimlik koşullar desteklemiyor. Önümüzdeki yıl büyüme hesabı yapanlar, iç talebin devreye gireceğini hayal edenler hayal kurmasınlar. Gelir dağılımını öyle bir bozdular ki artık iç talepte nabız atmıyor. Tüketici güvenine bakarak birbirlerini ayartmaya çalışmasınlar. Kral çıplak. Ekonomi ve büyüme yok."