28 Şubat dönemi ve 15 Temmuz sonrası dönemi değerlendiren Ufuk Uras, “Toplumsal mühendislik faaliyeti devam ediyor” diyor ve ekliyor: “Bugün post 28 Şubat’ı yaşıyoruz.”
Türkiye’nin karanlık ve lekeli dönemlerinden biri olan 28 Şubat süreci’nde 21 yıl geride kaldı. O döneme ait birçok olay hafızalarda tazeliğini korurken, bu dönemde başka bir karanlık olay olan ve birçok mağduriyete sebep olan 15 Temmuz Darbe Girişimi de bu bitmeyen sürece eklemlenmiş oldu. 23. Dönem İstanbul Milletvekili Ufuk Uras 28 Şubat’ın bir tanığı olarak akılda kalan en önemli olaylardan birinin de Genel Kurmay brifingleri olduğunu söylüyor. Uras, “28 Şubat sürecinde en akılda kalan vaka Genel Kurmay brifingleri oldu. Orada söylenen “NATO konseptini değiştirdi, biz de buna uyum sağlıyoruz” yaklaşımı her şeyin özetidir. Bir global toplumsal mühendislik çalışmasıdır 28 Şubat” ifadelerini kullandı.
Önce 12 Eylül’den kopulmalı
Aradan 21 yıl geçmesine rağmen 28 Şubat mücadelesinin başarılı olup olmadığınız sorduğumuz Uras’tan şu cevabı alıyoruz; “Hayır, bütün unsurlarıyla üstüne gidilmediği için 15 Temmuz’un gerçekleştiğini düşünüyorum. 28 Şubat 12 Eylül’ün güncellenmesidir. 12 Eylül’den kopuş perspektifi olmadan bütünüyle üstüne gidilmesi zordur.”
59 yaşındayım böyle keyfiliğe tanık olmadım
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL ortamında yaşanan hak ihlalleri nedeniyle birçok mağduriyetlerin yaşandığı bir ortamdayız. 28 Şubat dönemi ve 15 Temmuz sonrası dönemi değerlendirmesini istediğimiz Uras, “Toplumsal mühendislik faaliyeti devam ediyor” diyor. Uras, “Bugün post 28 Şubat’ı yaşıyoruz. Toplumsal mühendislik faaliyeti devam ediyor. Tek Parti Dönemi’nin, parti devleti modelinin bir felaket olduğu anlaşıldığı zaman belki aşılma ihtimali vardır. Evrensel hukukun, hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin lağvedildiği bir dönemi yaşıyoruz. Hukukun üstünlüğü endeksinde en sonlarda olmamız sebepsiz değildir. 59 yaşındayım, böyle bir keyfiliğe hiç tanık olmadım” dedi.
Başörtülü öğrenciler için tutanak tutulmasını engelliyordum
Ufuk Uras otobiyografik çalışması ‘Velhasıl’da ise 28 Şubat süreciyle ilgili ise “Bu dönemin önemli gelişmelerinden biri de İstanbul Üniversitesi’ndeki başörtülülere yönelik ikna odalarıdır. Birçok öğretim üyesi bu ikna odalarında yer almasına karşın, adları hep saklı tutuldu” diyor. 28 Şubat kararlarına karşı tutum aldıklarında ana akım medya tarafından dışlandıklarını ama muhafazakâr basının ilgisini çektiklerini belirten Uras, o dönemde sergilediği tavrı da kendi deyimiyle sivil ‘itaatsizlik eylemi’ diye açıklıyor; “Sınavlarda başörtülü öğrenciler için tutanak tutulurken, salon başkanı olduğum yerlerde bunu engelliyordum.”
Ülker Yılmaz Caba / Yeni Asya