Bursa’da evinde uzun bir süredir yatağa bağlı olarak yaşıyan Üzeyir ağabey, gece vaktinde vefat etti.
Yeni Asya Gazetesi'nin haberine göre; Üzeyir ağabeyin cenazesi bugün ikindi vaktinde Bursa Ulucami’de kılınan cenaze namazından sonra Ahmet Paşa Mezarlığı'nda defnedildi.
ÜZEYİR ŞENLER KİMDİR?
Üzeyir Şenler 1934 Mersin doğumludur. Nüfustaki adı “Özer” iken Bediüzzaman Hazretleri tarafından “Üzeyir” olarak değiştirilmiştir. Şûle Yüksel Şenler’in ağabeyidir.
1952 senesinde, İstanbul Gençlik Rehberi Mahkemesi dolayısıyla Risale-i Nur’u tanıyan Üzeyir Şenler, Ahmed Feyzi Kul Ağabeyin bir dersi ile 12’den vurulur ve yeniden hayat bulup ayağa kalkar. Daha çocuk sayılacak bir yaşta koşarak o şefkatli Sultanın sakin ve huzurlu adasına sığınır ve geri dönüş gemileri yakar…
Üzeyir Şenler’in bu samimiyet ve fedakârlığı karşılıksız kalmaz. “Serdengeçti”leri çok seven Üstadı Bediüzzaman, O’na, serbestçe huzuruna girip çıkma imtiyazı verir. Daha da önemlisi; şimdiki neslin “olmaz böyle şey” diyebileceği bir olmazı yaşar Üzeyir Şenler. Isparta’da yaptığı askerliğinin bir senesini, Bediüzzaman’ın yanında kalarak, O Büyük Kumandana hizmet ederek geçirir… Üstelik Askerî Birliğine ayda sadece birkaç kere giderek… “Talebim üzerine, ‘seni yanıma alacağım’ diyen Bediüzzaman’ın mânevî tasarrufu ile oldu bu iş” diyor kendisi...
1959 senesinin son günlerinde, Bediüzzaman Hazretlerinin İstanbul’a bir ziyareti olmuştur. Bu sırada yaşanan bazı hâdiseler sebebiyle Üzeyir Şenler’in adı, o tarihteki bütün gazetelerde geçer… Sonradan, internet sitelerinde ve bazı yayınlarda yeniden çıkan bu haberlerin, hatalı yazıldığını üzülerek gören Üzeyir Şenler, bize, yaşadıklarını doğru şekliyle anlatmıştır. Daha doğrusu, bu konularda ilk defa bize konuşmuştur.
Baştan İslâmî yaşantıdan uzak olan ailesi, yani annesi, babası ve kardeşi Şûle, Üzeyir Şenler’in çabaları ve Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin dualarıyla, sonradan hakikati anlar ve hizmete sahip çıkarlar. Bilhassa Üzeyir’den dört yaş küçük olan kız kardeşi Şûle Yüksel Şenler, ağabeyinin destek ve tertibiyle Anadolu kadınlarının uyanışına, şuurlaşmasına yaptığı hizmetlerle bir efsane olmuştur...
(Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-5)