Uykuda panik atak geçiriyorsanız kendinize telkinde bulunun!

Geceleri uykunuzdan aniden yoğun kaygı ve korkuyla uyanıyor, kalbinizin çarptığını hissedip kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız 'nokturnal' özellikli panik atağınız olabilir. Uzmanlar, özellikle uykuda gelen panik atak nöbetleriyle başa çıkma konusunda telkin, mekan değiştirme, ilaç ya da psikoterapi yöntemlerinin etkili sonuçlar verdiğini belirtti.

US Psikiyatri Enstitüsü'nden Psikiyatrist Dr. Evindar Karabulut, uykuda gelen panik atak ve bununla başa çıkabilme yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Panik atağın uykuda korku nöbetleri ve zaman zaman tekrarlayan şekillerde kendisini gösterdiğini anlatan Karabulut, kişide panik atağın birden bire başladığını ve giderek şiddetlendiğini hatırlattı.10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkan bu nöbetlerin çoğu zaman 10-30 dakika (seyrek olarak da 1 saate kadar) devam ettikten sonra kendiliğinden geçtiğini söyleyen Karabulut, gece gelen nokturnal panik atakta ise atağın gelişinin uykuda fark edilemeyeceği uyarısında bulundu.

Hastanın kaygı içinde bir anda uyandığını anlatan Karabulut şöyle devam etti: "Yapılan araştırmaların çoğunda nokturnal panik atak, panik bozukluğun yarıya yakınında görülebilmektedir. Kişi gece aniden uyanarak nedenini bilmediği bir kaygı ve endişe ile acil servise veya diğer hekimlere başvurur. Eğer uygun araştırmalardan sonra panik atağa neden olabilecek herhangi bir rahatsızlık bulunmaz ise panik atak tanısı konulur. Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, çarpıntı, nefes alamama, terleme, titreme, üşüme ya da ürperme, bazen de bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, dengesizlik; düşecek ya da bayılacakmış gibi olma, uyuşma ya da karıncalanma gibi panik atak belirtileri kişiyi dehşet içinde bırakır. Özellikle bu bulguların gece uykuda iken ortaya çıkması nokturnal panik atağın en tipik özelliğidir. Kişi o an kalp krizi geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ölüm korkusu ya da felç olma korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik, kendisini ya da çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, kontrolünü kaybetmeye ya da çıldırmaya başladığını düşünerek kendisine ya da çevresindekilere zarar vermekten korkmaya başlar"

Rahatsızlığın uyku kalitesini de bozduğunu belirten Karabulut, kişilerin nöbetler arasında gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağın geleceği endişesi ile yaşadıklarını belirterek şu uyarılarda bulundu: "Bu endişeli bekleyişe 'beklenti anksiyetesi' adı verilir. Ayrıca bu hastalar uyku bozukluklarının eşlik ettiği, uykuya dalma ve sürdürmekte zorluk yaşama, sabahları yorgun kalkma, uyumaktan ve yalnız kalmaktan kaçınma gibi davranışlar sergilerler."

En önemli korunma yönteminin kişilerin kendilerine nöbetler sırasında bunun bir panik atak olduğu telkin etmeleri olduğunu belirten Karabulut şöyle devam etti: "O esnada yataktan çıkıp başka bir yerde gergin olan kas grupları için gevşeme hareketleri yapmak, ılık suyla duş almak ve mümkünse kısa süreli yürüyüş yapmak kişiyi rahatlatacaktır.Panik bozukluğun tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi oldukça etkindir. Özellikle nokturnal panik bozuklukta antidepresanlar ve kaygı giderici ilaçlar önerilmektedir. Psikoterapi ile bu yakınmalar tamama yakın düzelebilmektedir. Gevşeme egzersizleri, uygun nefes alma teknikleri ile panik bozukluk kontrol altına alınmakta ve tedavi edilebilmektedir."

CİHAN
05 Ocak 2016 10:48
DİĞER HABERLER