* Enfekte olan alana, yüzeye ya da kişiye temas ettikten sonra ellerimizi bol su ve sabunla en az 20 saniye yıkamadan ağzımız, burnumuz ya da gözümüze dokunduğumuzda virüsü almış oluyoruz. Korona virüsün göz aracılığıyla bünyeye alınmasının en temel sebebi, kirli elimizle gözümüze dokunmamız.

* Kirli ellerin göze ve yüze temas etmemesi gerekmektedir. Gözyaşı kanalımızdan gözyaşımız boğazımıza doğru akar. Böylelikle virüsü de boğazımıza ve mukozadan akciğerlerimize alırız.

“Gözümüze korona virüsün temas edip etmediğini spesifik olarak anlayamayız” diyen Yeşilbalkan “Genel bir konjonktivite hali meydana getiriyor. Kanlanma, çapaklanma, batma, yanma hissi oluşuyor ve bu saydığımız semptomlar birçok şeyde de görülebiliyor. Basit alerjik belirtide olabiliyor, bir bakteriyel enfeksiyon da, bir viral, nezle mikrobunda da bu belirtiler görülebiliyor. Bu sebeple çok ayırt edici bir belirtisi yok” dedi.

Bu süreçte kontakt lensten uzak durulması gerektiğini belirten Dr. Yeşilbalkan şöyle devam etti:

* Virüsten korunmak için başlıca genel önlemlerimizi almalıyız. Mesafemizi korumak, el yıkamak, temas etmemek gibi önlemleri almalı ve ellerimizi gözlerimize, ağzımıza, burnumuza getirmemeliyiz. Koruyucu gözlükler, iş gözlükleri var. Buna ilaveten gözlerimizi korumak için geniş çerçeveli gözlükleri kullanabiliriz.

* Dışarıya çıkarken güneş gözlüklerini mutlaka kullanalım. Geniş güneş gözlükleri elimizin gözümüze gitmesini de engeller. Güneş gözlükleri bir bariyerdir. Bu konuda bizi rahatlatabilir. Bu dönemde güneş gözlükleri kullanalım ama kontakt lensten uzak duralım. Çünkü el temasını artırır”

Gözleri virüsten korumak için özel bir damlanın olmadığını ifade eden Yeşilbalkan, “Hastalarımız sıkça ‘Elimizi, yüzümüzü yıkarken gözlerimizi de sabunlu su ile temas ettirelim mi?' diye soruyorlar. Bunu kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Göz yüzeyine toksit etkileri olabilir. Göz içine kaçırmıyoruz. Damla konusunda da özel korona virüsten koruyucu bir damla olduğunu düşünmüyoruz” diye konuştu.