Uzmanlardan uyarı! Olaylar kardeş kavgasına kadar gidebilir

Uzmanlardan uyarı! Olaylar kardeş kavgasına kadar gidebilir
Türkiye’nin Suriye iç savaşı konusunda yaptığı hesap hataları bugün ülke geneline yayılan toplumsal sorunlara yol açıyor...
Türkiye’nin Suriye iç savaşı konusunda yaptığı hesap hataları bugün ülke geneline yayılan toplumsal sorunlara yol açtı. Yaranın kangrene dönüşmemesi için acil çözüm gerekiyor.

Suriye’deki iç savaş, 3,5 yılı geride bırakırken, Türkiye’nin 3 aylığına açtığı sınır kapısından geçen Suriyelilerin sayısı 2 milyona yaklaştı. 

Planlarını sadece 250 bin göçmene göre yapan Türkiye, şimdi hiç beklemediği sorunlarla karşı karşıya. 10 ilde kurulan 22 kamp barınma için yeterli olmayınca Suriyeliler ülke geneline dağıtıldı. Fakat belediyeler ve devletin diğer birimleri de bu göç dalgasına hazırlıksız yakalandığı için yeni toplumsal sorunlar baş gösterdi. Bazı Suriyelilerin karıştığı asayiş olayları, kadınların ikinci eş olması, fuhuş ve dilenciliğin artması, hastane, okul gibi kurumların yetmemesi ve  kiraların yükselmesi, başlangıçtaki kardeşlik havasını değiştirdi, tansiyonu yükseltti. Son günlerde Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’da yaşanan olaylar bu sıkıntıların bir yansıması. Sivil toplum örgütü temsilcileri, kanaat önderleri ve uzmanlar bu sorunlara topyekün çözüm bulunmaması halinde olayların ırkçı eylemlere hatta kardeş kavgasına kadar gidebileceği uyarısında bulunuyor.

Gaziantep'te 12 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen Suriyeliler ile Türk vatandaşları arasında kavga çıktı. Çocuğun yakınları, Suriyelilerin oturduğu ev ve araca taşlarla saldırdı. Kahramanmaraş'ta toplanan bir grup, Suriyelilerden rahatsızlık duydukları gerekçesiyle eylem yaptı. Çıkan arbedede 1'i polis, 2 kişi yaralandı. Adana'da esnaf ile Suriyeli sığınmacılar arasında 'işyeri açıp ticaret yapma' konusundaki tartışma, şiddete dönüştü. Elleri satırlı, yüzleri maskeli kimliği belirsiz kişiler, Suriyeli sığınmacıların işyerlerini basıp, camlarını kırdı, ürünlerini tahrip etti. Yine Gaziantep'te Suriye plakalı otomobilin dört kişilik aileye çarpıp, anne ve kızını yaralamasının ardından gerginlik yaşandı. Türk vatandaşlar, kazaya karışan Suriye plakalı otomobil ile yoldan geçen bazı Suriye plakalı araçları durdurup tahrip etti. Bu olaylar son günlerde Suriyeli sığınmacılarla vatandaşlar arasında yaşananlardan bazıları…

Türkiye, 3 yıl önce Esed rejiminden kaçarak ülkeye sığınan Suriyelilerin artık kalıcı olarak yerleşeceği gerçeği ile karşı karşıya. Resmi rakamlara göre sığınmacı sayısı 1 milyonu geçti. Gayri resmi rakamlara göre Türkiye'ye 2 milyona yakın Suriyelinin girdiği ifade ediliyor. İlk zamanlar ‘misafir' olarak değerlendirilen ve savaş bittiğinde evlerine dönecekleri düşünülen Suriyeli mültecilerin sayısı her geçen gün artıyor. Esed rejimi devrilecek, Suriyeli sığınmacılar da kısa süre sonra ülkelerine dönecekti. Sınır bölgesinde çadırlar kuruldu, kamplar oluşturuldu, ancak beklenen olmadı. Şu an 22 kampta yaklaşık 220 bin  sığınmacı kalıyor. Resmi rakamların bile beşte birine cevap vermeyen bu kamplar, hiçbir zaman ihtiyacı karşılamadı. Bugün kamplara sığmayan Suriyeliler artık şehir merkezlerinde Türklerle iç içe yaşıyor. Türkiye'nin hemen her ilinde sığınmacı var. Sınır bölgelerindeki Adana, Hatay, Mersin, Gaziantep Kahramanmaraş, Şanlıurfa gibi illerin dışında özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da Suriyeliler barınıyor. Adana ve Mersin'de işyeri açan Suriyelilerle ilgili sorunlar baş gösterirken Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay ve Kahramanmaraş gibi illerde sosyal sıkıntılardan ötürü halk protestolara başladı.

Sınıra yakın illerdeki sığınmacıların çözülmeyen sorunları öncelikle bölgedeki vatandaşlarla Suriyeli misafirlerimizi karşı karşıya getirdi. Esed zulmünden kaçarak ülkemize sığınan mağdurlara köklü tedbir alınmaması, ilk dönemlerde güvenlik gerekçesiyle çadırkentlere MİT, AFAD dışında sivil toplum örgütlerinin ve yardım kuruluşlarının yaklaştırılmaması, belediyelerin sosyal projelerinin yetersiz kalması, sınırlardaki denetimsizlik yüzünden masumlarla birlikte suçluların Türkiye'ye gelmesi, insanların sokaklara terk edilmesi gibi birçok stratejik yanlış adeta sorunlar yumağına neden oldu. Bazı kötü niyetli Suriyelilerin karıştığı asayiş olayları, Suriyeli kadınların ailelerin içine 2. eş olması, fuhuş ve dilenciliğin artması, hastane, okul gibi toplu alanların yetmemesi, kiraların artması, iş hayatında yapılmayan düzenlemeler, bölgedeki Suriyeli algısını değiştirdi ve  tansiyonu yükseltti. STK temsilcileri ve uzmanlar, sığınmacılara gösterilen tepkilerin idarecilerin Suriye politikasını yanlış yönetmesinden ve Türk halkının Suriyelilerden dolayı yaşadığı sıkıntılardan kaynaklandığını söylüyor

Uzmanlar uyarıyor: Açık kapı politikası çöktü

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Mülteci Koordinatörü Volkan Görendağ hükümetin Suriyelilerin yerleşimi konusunda büyük bir zafiyet gösterdiği görüşünde. Açık kapı politikası dışında başka bir programın uygulanmadığını vurgulayan Görendağ, su tespit ve önerilerde bulunuyor: “Kapı açıldı ama barınma, gıda gibi sosyal gereksinimler dikkate alınmadı. Düzenli bir kayıt sistemi oturtulmalıydı. Ancak devlet bile Türkiye'de tam göçmen sayısını bilmiyor. Nerede, hangi şehirde yaşıyorlar? Kaç kişiler? Ne yiyor ne içiyorlar? Bunlar bilinmeyince onlara hizmet sunmak da güçleşiyor. Suriyeliler kaderine terk edilmiş durumda. Şu anda en büyük problem Türkiyelilerle Suriyelilerin arasındaki ilişki. Bir politika üretilmemesi onların mağdur olmasına yol açıyor. Suriyeliler dilenciliğe kayıt dışı ekonomiye, yasa dışı yöntemlere ve sömürüye, ucuz işçilik gibi suistimal alanlarına itiliyor. Türkiye maddi olarak uluslararası camiadan da destek almalı. Yardımlara açık olunmalı. Nefret suçlarına da ayrıca önlem alınmalı. Göç idareleri müdürlüğü aktif çalışmalı.”

Mülteci Derneği İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban ise “Artık kulağımızı gözümüzü kapatacak durumda değiliz. Siyasi irade bir an önce alarm durumuna geçmeli.” diyor. Göç meselesinde devletin toplumsal destek sağlayamadığını söylerken, suç ve fiile dönüşen durumlara karşı ciddi önlem alınmasını istiyor.

Türk halkı ırkçı değil, iktidar süreci yönetemedi

Olayların birden ortaya çıkmadığının altını çizen siyaset bilimci Doç. Dr. Bezen Coşkun, Suriyelilerin yasa dışı çalışması, işyeri açması, ev alması ve hatta seçimlerde oy kullanacaklarına dair söylentilerin sınır illerinde sığınmacılara karşı olumsuz bir algı meydana getirdiğine işaret ediyor. Coşkun şu uyarıları dile getiriyor: “Türk halkı ırkçı değil. Ancak karar vericilerin bu süreci iyi idare edememesi, sığınmacı politikalarının sürdürülebilirliği ile ilgili orta ve uzun vadeli planlar yapılmamış olması ve izlenen politikalar sınır illerinde sosyal patlamalara sebep oluyor. Bu gerilim bu şekilde devam ettiği takdirde masum Suriyeliler çok zarar görecektir.”

Önlem alınmazsa toplumda yabancı düşmanlığı artar

Türkiye’nin büyük bir mülteci yükünü kaldırmasının çok zor olduğunu dile getiren MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, bu konuda acilen özel bir eylem planı hazırlanması gerektiğini söylüyor. Ünsal, “Türkiye’nin burada uluslararası kuruluşların veya birtakım devletlerin, mültecilerin temel problemlerini halletmek üzere yardım etmesini sağlaması lazım. Çünkü bu yükün altından tek başına kalkmak mümkün değil.” sözleri ile yaşananları değerlendiriyor. Kahramanmaraş, Gaziantep ve Adana’da yaşanan olayları hatırlatarak, “Eğer önlem alınmazsa Türkiye’de maalesef bir yabancı düşmanlığı ve buna bağlı birtakım sevimsiz görüntüler ortaya çıkar.” diyor. Ahmet Faruk Ünsal, kamplardaki hayatları yönetmenin kolay olduğunu, ancak Suriyelilerin yüzde 80’inin kamp dışında kaldığı için işsizlik, çok eşlilik ve dilencilik gibi birtakım sorunların ortaya çıktığını aktarıyor. Bu durumun halkta antipatiye yol açtığını ifade ederken, “Ancak yine de Suriyelilere karşı son dönemdeki olumsuz yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Anadolu insanına yakışan bir durum değil.” diye konuşuyor. Derneğin Gaziantep Başkanı Abdurrahim Çelik ise Suriyelilerin yoğun olduğu illerde kardeş aile projeleri başlatılmasını istiyor.

Sığınmacılar, sınır illerindeki kamplarda barındırılmalıydı

Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü, zor şartlar altında yaşayan Suriyelilerin en önemli sorununun beslenme ve eğitim olduğunu aktarıyor: “Eğitim imkânlarının yetersizliği de Suriyeliler için ciddi problem. Zor şartlarda da olsa gönüllü öğretmenlerle eğitime devam ettiklerini biliyoruz. 3 yılı aşkın süredir ülkelerinden uzakta yaşayan mülteciler dilenmek değil, iş istiyorlar.” Suriyeli mültecilerin yarısının iç karışıklık bitse de ülkelerine dönmeyeceğini ifade eden Köylü, “Ülkeleri harap olmuş durumda. Şu an burada dilencilik yapıyorlar. Ancak çalışmaya başladıklarında yerleşik hale geleceklerdir.” diyor. Hükümetin, Suriyeli sığınmacılarla ilgili problemleri önceden öngörememesini de eleştiriyor. Bu insanların sınır bölgelerindeki kamplarda muhafaza edilmeleri gerektiğini dile getirerek, "Mültecilerin Türkiye içine dağılmalarına izin vermek doğru değildi." yorumunu yapıyor.

Ticaret odaları kuralsızlıktan şikayetçi

Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer: Suriyeli vatandaşlar  Çalışma Genel Müdürlüğü'nden izin almadan, tatlıcıdan fırına kadar birçok işletme işletiyor. Birçoğu burada oturma izni, geçici ikametgah tezkeresi almadan herhangi bir vergi kaydı, belediye ruhsatı, meslek kuruluşlarına kayıtlarını yapmadan çalışmaya başladı. Esnaf sanatkarlarımız büyük bir sıkıntıya girdi. Kimse Suriyeliler çalışmasın demiyor. Ancak kayıtları yapılmalı kontrolleri sağlanmalı, eşit şartlarla ticaret yapılmalı. Haksız rekabet önlenmeli.

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık: Misafirlerimizi bugüne kadar sırtımızda taşıdık bundan sonra da devam etmeliyiz. Ancak sıkıntılarına da çözüm üretmemiz gerekiyor. Bununla ilgili biz, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle birlikte ortak bir rapor hazırladık. Bakanlar Kurulu'na sunduk. 4 tane ana başlık belirledik. Bizim için ekonomi en önemli bölümüydü. Birçok firmanın Suriyeli işçi çalıştırma ihtiyacı var. Bunlar için çalışma izni verilmiyor. O rapor dikkate alınırsa bugünkü sorunların çoğunu yaşamayız.

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Ertekin: Suriyelilerin çalışabilmeleri için düzenleme yapılmalı. Bu insanların üretime katkıda bulunmaları ve ekonomiye katılmaları faydalı olur. 

ZAMAN
17 Temmuz 2014 12:48
DİĞER HABERLER