Darbe planları nerede yapılır?

Bugünlerde yeni bir darbe planından söz ediliyor. Hatta Hükümete yakın bir tetikçi, darbe planlayanların bir kısmının; “Atatürkçü Terör Örgütü” üyesi olduğunu yazdı. Sormak gerekir: Bu darbe planları nerede yapılıyor? Hükümete yakın bazı isimler darbe planlarından nasıl haberdar olabiliyor? Neden gereği yapılmıyor? Atatürkçü Terör Örgütü üyeleri kimdir?
Ali Emir Pakkan | samanyoluhaber.com
Darbe planları nerede yapılır?

27 Mayıs darbelerin anasıdır. 60’dan sonraki darbeler, darbe girişimleri ve darbe planları 27 Mayıs’ı örnek almıştır.

1954, 55’ten itibaren cuntalar kuruluyor. Ortamın olgunlaşması bekleniyor.

Peki 27 Mayıs nerede ve nasıl planlanıyor? Hükümet bu faaliyetleri neden haber alamıyor?

Ergenekon Erdoğan dikta rejiminin kapattığı yayın organlarından Aksiyon dergisi, 27 Mayısçı albay Ertuğrul Alatlı’nn günlüklerine ulaşmıştı.

Alatlı, Genelkurmay’da ve bazı evlerde gizlice yapılan toplantılara katılıyor. 27 Mayıs’ın nasıl planlandığını günü gününe anlatıyordu:

“Kurmay Yarbay Orhan Kabibay’ın da yazdığı gibi, bizler, yani 23 numaralı odada toplanan 7 kurmay subay, Genelkurmay karargâh binası içinde yürüttük tüm çalışmalarımızı, yani herkesin gözü önünde. Harp Akademisi’nden sınıf arkadaşım Sami Küçük, Genelkurmay Başkanlığı CENTO şubesinde görevliydi; Şube Müdürü ise Kurmay Albay Muzaffer Yurdakuler idi. CENTO şubesinin bulunduğu odaya ‘Camlı Köşk’ denirdi. Sami Küçük, ‘Benim çalıştığım çalışma grubuna girmek ister misin?’ diye sordu. Çalışma grubunda Fikret Kuytak, Ekrem Acuner, Muzaffer Yuldakuler, Sezai Okan, Orhan Kabibay vardı.

27 Mayıs’a tekaddüm eden 15, 19, 21 ve 22 Mayıs günleri, bence son derece önemlidir.

15 Mayıs’ta Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan toplantıda anlıyoruz ki; Ankara’daki kuvvetle herhangi bir harekete geçmek çok riskli. 5. Zırhlı Tugay, Suriye olayları nedeniyle İslahiye’ye gönderilmiş. Esas tank gücü Etimesgut’ta. Onun başına iktidar kendi adamını getirmiş: Yusuf Demirağ. Ankara’daki birlik komutanları da harekâta emir-komuta zinciri içinde girmek istiyor, oysa emir-komuta zinciri tesis edilememiş henüz.

18 Mayıs, Genelkurmay’ın en üst katındaki 23 nolu odada toplanıyoruz. Yedi kişiyiz: Yurdakuler, Küçük, Acuner, Kuytak, Okan, Kabibay ve ben. Müdahale için harekete geçip geçmeme konusu konuşuluyor; ‘geçelim’ görüşü hâkim. Kabibay mütemadiyen teşvik ediyor ‘hadi hadi’ diye. Belli ki, İstanbul’da bir patlama olacak. Kabibay Genelkurmay’da görevli; ama İstanbul grubu ile yakın ilişki içinde. Ben masadaki takvimin üzerinden bir kâğıt çektim ve Kabibay’a uzatarak, ‘Sen İstanbul’a git, biz sana bildiririz. Bu da şifre olsun’ dedim. ‘İlk iki rakam tarih, diğer iki rakam saat!’ Kabibay gitti.

19 Mayıs, tatil. Bu defa benim evimde toplandık, Aşağı Ayrancı’da, o zamanlar pek göz önünde olmayan bir yerdi. Toplantıda harekâtın başarılı olması hâlinde neler yapılacağı kararlaştırıldı. Ne yazık ki, zabıt tutamıyoruz, ama şu kararlar alınıyor: Bir defa, Anayasa değişecek. Bu toplantıda Yurdakuler, Okan, Küçük, Acuner, Kuytak vardı.

21 Mayıs, cumartesi tatil. Ankara’daki askerî durumu bir kez daha gözden geçirmek için, Yurdakuler’in bacanağının Demirlibahçe’deki evinde toplandık. Ben toplantıya sivil kıyafetle ve bir arkadaşımın (Rasim Dağlı) arabasıyla gidip arabayı uzağa park ettim. Tedirginim. Sanki herkes bizi izliyor duygusu hâkim. Arkadaşlar da geldi, masaya oyun kâğıtlarını yaydık, harita yerde. Olur da birileri gelirse, kağıt oynuyoruz pozundayız. Ankara’daki komutanlar emir-kumanda zinciri talep ediyor. Elle tutulur ve güvenilebilecek tek güç, Harp Okulu olarak görünüyor. Jandarma Muhafız Tabur Kumandanı Acuner’e demiş ki, ‘Üç saat içinde muvaffak olursanız sizinle birlikte hareket ederim, olmazsanız karşınıza geçerim.’ Durum böyle.

22 Mayıs, pazar günü tekrar toplandık ve karar verdik ki, Harp Okulu ile olacak iş değil bu. En hafifinden yapacakları şey, Harp Okulu’nu tahliye etmek, ‘eve gidin’ demekti. Zaten sene sonu da gelmiş, tedrisat bitmiş. Tanka ihtiyacımız var, alınan karar şu: Bu tür hareketler nasılsa çoğalacak. Ankara’daki kuvvetler çoğaltılsın, 5. Zırhlı Tugay’dan ve Konya’dan tank getirilsin diye Genelkurmay üzerinden Sıkı Yönetim’e baskı yaptıralım. Harekâtı, bütün bunlar tamamlandıktan sonra başlatalım, yani D Günü’ne bırakalım. İstanbul’da az çok bir teşkilatlanma var, Ankara’da biz varız, ama İzmir’de kimse yok. Ben görevlendirildim.

Arkadaşlarla aramızda şifre belirledik. Arabanın gümrükteki satış fiyatı, o zamanın parasıyla, 85 bin lira. 85 bin liraya müşteri bulundu derlerse, bu çabuk gel anlamına gelecek. Ankara’dan ayrılmadan önce alınan karar gereğince, harekâtı Madanoğlu başlatacak; muvaffak olamazsa akıbetine razı olacak, muvaffak olduğu takdirde emir-komuta zincirini bağlayacak. Buna yeminli! “
Alatlı’nın hatıraları bu işlerin nasıl gizlilik içinde yapıldığını gösteriyor.

Bu alıntıyı yapmamın sebebi ise şu: Bugünlerde yeni bir darbe planından söz ediliyor. Hatta Hükümete yakın bir tetikçi, darbe planlayanların bir kısmının; “Atatürkçü Terör Örgütü” üyesi olduğunu yazdı.

Sormak gerekir: Bu darbe planları nerede yapılıyor? Hükümete yakın bazı isimler darbe planlarından nasıl haberdar olabiliyor? Neden gereği yapılmıyor? Atatürkçü Terör Örgütü üyeleri kimdir?

Savcılar bu paylaşımlar üzerine bir soruşturma açmış mıdır? Yoksa yeni bir kontrollü darbe hazırlığı mı söz konusudur?
24 Şubat 2020 11:14
DİĞER HABERLER