Devletin özel şirketlere ortak olabilmesi tartışma yarattı. Türkiye Varlık Fonu’na sağlanan şirketlere ortak olma yetkisi sürpriz bir şekilde Hazine’ye de verildi. Bu düzenlemenin devleti zarara uğratabileceği belirtiliyor.
Devletin yerli ve yabancı özel şirketlere ortak edilmesinin önünü açan Cumhurbaşkanlığı kararı ciddi soru işaretlerine neden oldu. Mali değeri yüksek kamu kurumlarını bünyesinde toplayan Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) özel şirketlere ortak olma yetkisi verildiği halde benzer görevin niçin Hazine'ye de verildiği anlaşılamadı. Ortak olunacak şirketlere ilişkin kriterlerin şeffaf bir şekilde halka açıklanıp açıklanmayacağı merak ediliyor.
TVF YETERSİZ KALDI
Özel şirketlere ortak olma yetkisi ilk olarak, ekonomiyi kurtaracağı iddiasıyla kurulan TVF'ye verilmişti. Buna göre TVF, kendi mali portföyü ölçüsünde dilediği şirkete ya da projeye ortak olabilecek, gerekli gördüğü yatırımları destekleyebilecekti. Ayrıca çeşitli torba yasalara eklenen maddelerle uluslararası alanlarda faaliyet gösteren bazı kamu kurumlarına yurtdışında ortak şirketler kurmaları konusunda yetkiler de verildi. Ancak TVF, portföyünde kamu bankalarından petrol şirketlerine kadar kamunun elindeki en değerli şirketleri bulundurmasına rağmen bugüne kadar ortaklık ya da projelere destek dahil herhangi bir faaliyetini kamuoyuna duyurmadı. Yurtiçi ve yurtdışı şirketlere ortak olma görevinin önceki gün sürpriz bir şekilde Hazine'ye verilmesi, Türkiye Varlık Fonu'nun bu konuda yetersiz kaldığı ya da düşünülen ortaklıklar için yeterince uygun olmadığı yorumlarına neden oldu. Hazine'nin hangi amaçlarla hangi şirketlere ortak edileceği bilinmezken, TVF yerine Hazine'nin ortak edilmesinin özellikle yabancı şirketler açısından çok daha kritik bir güvenceyi ifade ettiği, bu yönde gelen talepler doğrultusunda böyle bir değişikliğe gidilmiş olabileceği ifade ediliyor.
EK YÜK GETİRİR
Hazine'nin yerli ve yabancı şirketlere ortak edilmesinin özellikle kamu maliyesi üzerinde ciddi yükler getirebileceğinden endişe ediliyor. Devletin ticaretle ya da sanayiyle uğraşamaması için özelleştirmelerin yapıldığına dikkat çekilirken, ortak olunan şirketlerin olası yüklü borçlarının devletin üstlenilmesiyle sonuçlanabilecek ortaklıkların yeni bir yük yaratabileceği belirtiliyor. Özellikle kamu bankalarına devasa borcu olan şirketlere ortak olunması halinde devletin alacaklıyken, borçlu durumuna düşmüş olacağı da vurgulanıyor.
Bu şirketler konuşuluyor
Hazine'nin ne tür şirketlere ortak edileceğine ilişkin tahminler de yapıldı.
Devletin Türkiye'ye gelmekte nazlanan ve güvence arayan yabancı şirketleri hedeflediği ifade ediliyor.
Ayrıca yatırım ve işletmede zorluğu yaşayan büyük havaalanı şirketlerinin de bu kapsamda değerlendirilebileceği belirtiliyor. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerini yürütürken zora düşen şirketleri kurtarmanın bir yolu olarak ortaklığı gündeme gelebileceği, kredi borçlarını ödeyememeleri halinde ekonomiyi ya da bankaları zora sokabilecek şirketlerin kurtarılabileceği vurgulanıyor. Batma noktasına gelen inşaat firmaları (Bir paket halinde ya da fon yöntemiyle) ortaklık çatısı altında değerlendirilebileceği, ileri teknoloji alanında yatırım yapan şirketlerin ya da yerli otomobili desteklemek için de kararnamenin devreye alınabileceği vurgulanıyor