Hatay’ın Samandağ ilçesinde sağlam ev iş yerlerinin olduğu Çarşı Merkez’de, 1.6 hektarlık alan dört ay önce rezerv alan ilan edildi. Rezerv alan ilan edilen yerde ev ve işyeri olan vatandaşlar rezerv alanı yasası çıkmadan uygulamanın hayata geçirildiğini, birkaç gün önce telefonlarına gelen mesajla konudan haberdar olduklarını belirtti.
Kentsel dönüşümle ilgili karar mekanizmalarını kolaylaştıracak, olabilecek depremlere karşı alınacak tedbirlerin hayata geçirilmesine ilişkin düzenlemeleri içeren yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmeden 4 ay önce vatandaşların ev ve işyerleri gasp edildiği ortaya çıktı.
Rezerv alan düzenlemesinin vatandaşların yaşamını olumsuz etkilemeyeceği iktidar yetkililerince dile getirilirken Samandağ’da yüzlerce vatandaşlar aldıkları mesajla rezerv alan düzenlemesi ile ‘tanıştı’
Depremin en fazla yıkım yarattığı Hatay’da Antakya ve Defne’yi kapsayan ve kamuoyunda “rezerv alan düzenlemesi” olarak bilinen 6306 Sayılı Yasanın 6/A uygulamasına ilişkin tartışmalar sürerken konuya ilişkin yeni bir gelişme yaşandı.
Hatay’ın Samandağ ilçesinde benzer bir rezerv alan düzenlemesi başlatıldığı ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde yüzlerce vatandaş, ev ve dükkanlarının hazineye devredildiğini telefonlarına gelen mesajla öğrendi.
Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’ın da bilgisinin olduğu belirtilen sürece ilişkin vatandaşlar iptal davası açtı.
Gelişmeyi Cumhuriyet’e değerlendiren ve Samandağ kent merkezinin 1,60 hektarlık kısmının rezerv alan ilanının ilgili yasadaki “rezerv alan düzenlemesi”nden önce yapıldığına dikkat çeken Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Ecevit Alkan şunları söyledi:
“HAK KAYIPLARI OLACAK”
‘‘Yerel siyasetçilerin ‘bu halk kendi arasında anlaşamaz o yüzden buraları devlet yapsın’ şeklindeki söylemlerini doğru bulmuyorum. 6/A uygulaması başlamış ve bu uygulamaya yönelik resmi yazı Samandağ tapu müdürlüğüne ulaşmıştır. Bu karara karşı ilgili vatandaşlar Hatay İdare Mahkemesi’ne başvurmuşlardır.
Sürecin takipçisiyiz. Bu tür uygulamaların deprem bölgelerinde çaresiz vatandaşlar üzerinden yürütülmesi hak kayıpları ve mağduriyete yol açacaktır.”