Türkiye dövizin yasak olduğu karanlık günlere geri döndü. Olağanüstü Hal (OHAL) konforunda dilediği her kararı bir gecede çıkarabilen hükûmet, küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) dövize dayalı TL kredi kullanmasını, yurt dışından döviz temin etmesini yasakladı.
Semih Ardıç / Tr724
OHAL’DE DÖVİZ KREDİSİ YASAK
Serbest piyasa ile zerre kadar alakası olmayan bu kararın döviz fiyatlarını düşürme ihtimali sıfıra yakındır. Dövizin fiyatı, Türkiye’nin siyasî, iktisadî ve malî riskleri arttığı için yükseliyor.
İktisadî veçheden mahrum kararın yegâne çıkış noktası döviz borcuna çare bulunmuş intibaı uyandırmaktır. Güya Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı döviz kredisini yasaklayarak Türk Lirası’nı kuvvetlendirmiştir. Esasında böyle bir yasak kararı bile Türkiye’nin giderek kapalı bir rejim haline geldiğini göstermeye kâfi gelecektir.
DÖVİZ YASAĞINI TURGUT ÖZAL KALDIRMIŞTI
AKP maalesef demokrasi tarihimizin karanlık devirlerine imrenen bir iktidar haline geldi. İktidarların, hatta askerî darbe hükûmetlerinin eski ve kötü alışkanlıklarını nüksettiren tarz-ı siyasetin en son misali döviz kredisi yasağı olmuştur.
İthal ikameci dönemin en bariz vasfı kapalı bir ekonomi olmasıydı. Döviz serbest piyasada bulunmazdı. Haddi zatında döviz bulundurmak, almak, satmak yasaktı. Polisler sokakta herhangi birini çevirip cüzdanlarını kurcalardı. Üzerinden dolar ya da Alman Markı gibi yabancı paralardan çıkan kişi Türk Parasının Kıymetini Korumu Hakkında 32 Sayılı Karar’da muhalefetten tevkif ediliyordu. Para cezası ile yakayı kurtaran kendisini talihli sayıyordu.
Döviz ayakkabıların içinde saklanıyordu. Patronlar bile yurt dışını giderken Merkez Bankası’ndan mahdut tutarda döviz alabiliyordu. Merhum Turgut Özal 1983 senesinde başbakan olduğunda ilk işi döviz yasaklarını kaldırmak olmuştu.
BU DEVİRDE DÖVİZ YASAKLANABİLİR Mİ?
Dövizin yasak olduğu günlerdeki Türkiye ekonomisinin hali ile serbest piyasaya geçildikten sonraki hali arasında mukayese kabul etmeyecek kadar büyük farklar vardır. Dövize yasak koymak halkı daha da tedirgin edebilir.
Yatırımcı döviz bulamayacağı endişesi ile hareket edebilir ve panik halinde dövize meyledebilir. Dövize yasak koyarak Türkiye’den döviz çıkışı da engellenemez. Su akar yolunu bulur misali siz men edersiniz ihtiyaç duyan bir şekilde döviz alır. Dolayısıyla yasak getirenler, KOBİ’leri kanun dışı işlere sevk etmiş olabileceğinin farkında mı?
SANAL PARA İCAT EDİLDİ
Bitcoin, Ripple gibi binden fazla sanal paradan bahsediliyor. İnternet ve bilgi asrında fizikî hudutlar mânâsını kaybetmiş. Türkiye ise döviz kredisini yasaklamaya kalkıyor. Böyle bir memleketin imajı hariçten bakıldığında nasıl olacaktır?
Hükûmet döviz borçlarından müşteki ise evvela elma ile armudu birbirine karıştırmayacak. 219 milyar dolarlık net borcun yüzde 84’ü 2 bin büyük holding ve şirkete ait. Kalan borç 26 bin KOBİ’nin omuzlarında. Bankaların yabancı para kredi tutarı 180 milyar dolar civarında bulunurken yurtiçi ve yurtdışından alınan toplam yabancı para kredilerin tutarı ise 287 milyar dolar. Toplam döviz kredilerinin yüzde 23’ü 110 şirket tarafından kullanıldı.
BANKALARA, KAMUYA VE 2 BİN BÜYÜK FİRMAYA SERBEST
Mamafih bankalara, 110 şirkete ve diğer 2 bin büyük firmaya yasak yok, diğerlerine var! Bu kararı alan hükûmet kamu bankalarına ve kamu idarelerine de istisna hakkı tanıdı. Yani devlet döviz kredisi ile borçlanırken döviz borcu olan küçük firmalar bu imkândan mahrum bırakılıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Büyüklerin arasında da iktidara yakın olan ve İstanbul 3. havalimanı, enerji santralleri, kamu-özel ortaklı şehir hastaneleri, otoyol ve köprü ihalelerini kazanan müteahhitlerin borcu ilk sırada. Onlara ‘siz devam edin’ denildi, Anadolu’da kredi alıp ihracat pazarlarına girmeye gayret eden firmalara ‘dur’ ihtarı çekildi.
AKP’NİN GÖZDE İŞADAMLARINA KIYAK
AKP’nin gözde işadamlarının kamunun ihale ve imar rantlarıyla ihya edilmesi yetmiyormuş gibi bir de döviz kredisi risklerinin daha da büyümesine göz yumuldu.
O krediler ödenemediğinde yabancı bankalar Hazine ve Merkez Bankası’nın kapısını çalacak. Zira krediler Türk Ticaret Kanunu’na tabi bankalar üzerinden firmalara kullandırıldı. Yasak olsun olmasın bu paraların tahsilatı er ya da geç Hazine’den yapılacak.
EKONOMİ BÜYÜYORSA BU TELAŞ NEYİN NESİ
Ekonominin yüzde 11,1 büyüdüğü nakaratı bakanların dilinden düşmüyor. Madem bu kadar hızlı büyüyorsak döviz meselesi hükûmeti niye tedirgin eder ki! Büyümede dünya rekoru kıran bir ekonomi için 219 milyar dolar dış borç teferruat sayılmaz mı?
Yasağın dövize talebi azaltacağına ihtimal vermiyorum. 2 Mayıs 2018’de yürürlüğe gireceği belirtilen döviz yasağının Resmî Gazete’de yayımladığı günlerde bile döviz talebi azalmadı. Bilakis bankalarda döviz tevdiat hesapları 2,5 milyar dolar arttı ve 161 milyar dolara ulaştı. Dolar düşse de yükselse de tasarruf sahipleri dolar almaktan geri durmuyor. Zira TL’de kaldıkları vakit enflasyon silip süpürüyor bütün kazançlarını.
RİSKİ AZALTIN, YABANCI YATIRIMCI GELSİN
Döviz riskiniz fazla ise yatırım iklimini iyileştirin, ihracat, turizm, yurt dışı müteahhitlik ve doğrudan yabancı yatırımlar gibi kalemlerde gelirleri artırmaya bakın.
Bir de madalyonun öbür tarafı var… OHAL rejiminde ısrar edince, Freedom House’un ‘Özgür olmayan ülkeler’ ligine düşünce, 200’e yakın gazeteciyi ‘terörist’ diye hapse atınca dışarıdan kalıcı döviz temin edilemiyor haliyle.
Kaynağı meçhul ve esrarengiz bavullarla gelen dövizle de değirmen dönmüyor. Varsa yoksa yasaklamak. Artık tek bildikleri yasak getirmek… İşledikleri suçların hesabı sorulacağından hukuk devletine dönme ihtimalleri yok.
Hülasa döviz borçlarına çare olmayacağını bile bile garip bir karara imza attılar ve ‘OHAL’de döviz yasak!’ dediler.
****
TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARAR’DA NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER OLDU?
-Tebliğ’e göre Türkiye’de yerleşik kişilerce yurtiçi ve yurtdışından temin edilen döviz kredilerinde kullanım tarihinde, krediyi kullananın kredi bakiyesinin 15 milyon doların altında olması durumunda, kullanılmak istenen kredi tutarı ile mevcut kredi bakiyesi toplamı son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aşamayacak.
-Ayrıca döviz kredisi kullanım talepleri sırasında son üç mali yıla ilişkin döviz gelirlerini mali müşavirler tarafından onaylanmış belgelerle alınması mecburiyeti getirildi.
-Kredi bakiyesinin son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aştığının sonradan tespit edilmesi durumunda yurtiçinde bankalardan (serbest bölge şubeleri dâhil), finansal kiralama şirketlerinden, faktoring şirketlerinden ve finansman şirketlerinden kullanılan kredilerin aşıma sebep olan kısmı geri çağırılacak ve TL krediye dönüştürülecek.
-Bankalar ile Türkiye’de yerleşik finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri birbirlerine, ilgili mevzuat hükümleri mahfuz kalmak kaydıyla kendi teamülleri çerçevesinde doğrudan veya uluslararası sendikasyona katılım yoluyla vade sınırı bulunmaksızın döviz kredisi açabilecek.
-Bakanlar Kurulu kararında ise döviz geliri olmayan kişilerin yurtiçinden döviz kredisi temin edemeyecekleri belirtildi, ancak kamu kurumları, bankalar ile Türkiye’de yerleşik finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketlerinin kullanacakları döviz kredileri ile kullanım tarihinde kredi bakiyesi 15 milyon dolar ve üzerinde olan Türkiye’de yerleşik kişilerce kullanılacak döviz kredileri bu kapsam dışında tutuldu.
-Uluslararası ilana çıkılan yurt içi ihalelere ilişkin olarak ihaleyi kazanan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) tarafından onaylanan savunma sanayi projelerini üstlenen Türkiye’de yerleşik kişilerin kullanacakları döviz kredileri de bu kapsamda yer almıyor.
-Kamu-özel işbirliği kapsamında gerçekleştirilecek projeler yasağa dahil edilmedi.
-Geçici maddelere göre ayrıca, 2 Mayıs’tan önce kullanılmış olan döviz kredileri ve dövize endeksli krediler de kredi bakiyesi hesaplamasına dahil edilecek.