Kredi kartlarından 750 TL kesilmesi tartışmaları sürerken Mehmet Cengiz ve AKP iktidarı yeni bir peşkeş iddiasıyla gündemde. 

Madenlerin halkın ortak değerleri olduklarını kaydeden Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun; madenlerin tüm halkın yararına üretilmesi gerektiğini belirtti. Oysa Türkiye’de yapılanların çok farklı olduğunu dile getiren Torun, ülkenin doğal kaynaklarının halkın vergileriyle hizmet veren bir kamu kurumu tarafından arandığını, bulunduğunu, bunun için büyük paralar, emekler harcandığını kaydetti.

Halktv'de yer alan habere göre Torun, “Sonra yandaş bir şirkete kılıfına uydurulup peşkeş çekiliyor. Kimileri bu sisteme madencilik dese de düpedüz talan. Çünkü, işin kaymağını bu şirketler yerken çevre talan edilmekte, gelecek kuşakların da hakkı olan madenler yok edilmekte. Halk, yoksulluk çemberinde boğulmakta” dedi.

Sinop’taki bugün ihalesi yapılması beklenen maden sahasına dikkat çeken Torun, halkın vergileriyle hizmet veren Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından etüd edilen sahada 291 adet toplam 71 kilometre yani 71 bin metre sondaj yapıldığını dile getirdi. Torun, yapılan çalışmalar sonunda fizibilite raporu hazırlandığını kaydetti.

Bu raporda sahada çok önemli altın-bakır-çinko rezervi olduğunun belirtildiğine dikkat çeken Torun, şunları söyledi:

“Madenlerin, işletme kayıpları ve tektonik nedenlerle oluşacak yüzde 29 oranındaki kayıplar düşüldükten sonra Ekim 2024 başı verilerine göre Londra Metal Borsası’ndaki değeri 14 milyar dolar. Bu maden; ülkeye katma değer sağlayacak önemli bir kaynak ve bir zenginlik olarak düşünüldüğünde sevinmek gerek. Sonra ne mi oluyor ? Söz konusu maden sahası yine bir kamu kurumu olan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından ihaleye çıkarılıyor. İhale taban bedeli 3.5 milyar TL. Yaklaşık 101 milyon dolar. Değerinden 138 kat düşük bir bedelle satılacak yani.”

Torun, “alıcının” da belli olduğuna dikkat çekti. Maden sahasının “adrese teslim edileceğini” savunan Torun, şöyle devam etti:

“İhale şartnamesindeki ‘izabe tesis’ (madeni işleyecek) şartını Türkiye’de sağlayan tek bir firma var; o da Cengiz Holding. Cengiz Holding, Türkiye’deki bakır izabe tesisini 2004 yılında AKP marifetiyle devletten özelleştirme yoluyla çok cüzi bir rakama, 33 milyon dolara devraldı. Bugün itibarıyla bir başka şirket aynı tesisi kurmak istese 300 milyon dolar gibi bir rakama ihtiyacı var. Bu şekilde yapılan ihaleler Cengiz Holding’e devasa bir avantaj sağlamakta. Bu sayede ülkedeki bakır madeni sahalarını toplamakta.”

Torun, bu şirketin elinde dokuz adet bakır-kobalt-altın-çinko sahası bulunduğunu, iki sahanın bürokratik işlemlerinin de bitmek üzere olduğunu kaydetti. “Basına yansıdığı kadarıyla, 30 milyar dolar değerindeki Elazığ’daki bakır madeni sahası da bunlara dahil” diyen Torun, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Birilerinin servetine servet kattığı ortada. İşin ilginci tüm bu işler kılıfına uydurularak yapılıyor. Her şey yasalara uygun. Madencilik sektöründe yaşanan tekelleşmenin risklerini, bu alandan sağlanan yandaş finans gücünün siyasi arenada kullanılması sonucu siyasetteki güç dengesizliklerinin oluşmasını ciddi bir demokrasi sorunu olarak görmek gerek. Hepimizin malı olan madenlerin bu şekilde talan edilmesine herkesin itiraz etmesi şart. Yoksa hem insani hem de vatandaşlık görevimizi yapmamış oluruz.”