Siz bildiğiniz Melih Gökçek’i 10’la çarpın, üzerine biraz daha demagoji, çokça ‘geçmeyen ergenlik’, bir tutam ‘mafyözlük’ ekleyin. Yanakları pembiş pembiş olana kadar ekranda tutun. İşte size Osman Gökçek!
Kronos34.news'ten Fikri Doğan'ın 'Portre' yazısında, adı hep skandallarla anılan 'ergen mafya' Osman Gökçek'i analiz etmiş. İşte o yazı.
Ve huzurlarınızda ‘atanamayan’ başkan: Bir Osman Gökçek portresi
Aranızda soranlar olmuştur, ‘Aylardır nerede bu Fikri Doğan?’ diye. Ben de şöyle cevap vereyim: Dervişin köpeğine sormuşlar, ‘Günde ne kadar koşuyorsun?’ diye. ‘P.ştun attığı taşa bağlı’ demiş. Bir taş da bize denk geldi. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı ara vermek zorunda kaldık. Biraz ara vermek de iyi geldi açıkçası. Nihayetinde ‘Kocamış eşek kurttan korkmaz’ deyüp, serdümen beyin de ısrarlarına dayanamayıp geçtim tuşların başına.
Neresinden baksanız 3 aya yakın zaman oldu yokum buralarda. Epeyce de ‘portre’ adayı birikti kafamda derken, Akın İpek’in twitlerine rastladım. Malum Akın İpek ve ailesi haramilerden kurtarabildiği parasını kurtarıp Londra’da yen bir hayat kurdu kendisine. Olay neydi peki? Akın Bey’in eşi ve kızı bir AVM’de Osman Gökçek’e denk! geliyordu. Gerisi Osman Gökçek’in şovu… ‘’Eee’’ dedim, ‘’Madem 3 aydır yazmıyorum. Osman Gökçek’le açayım yeni sezonu da bakalım yiğidimiz kimmiş, neciymiş görsün cümle alem.’’
BABA GÖKÇEK SPATULA İLE KAZINARAK ALINDI ANKARA’NIN BAŞINDAN
Efendim Melih Gökçek denen zat-ı muhteremi tanımayan yoktur aranızda. 1994’te geldiği Ankara’nın başından bizzat Tayyip Erdoğan tarafından spatula ile kazınarak görevden alınan devrik belediye başkanı. ‘Parsel parsel’ ikilemesinin kahramanı, siyasi fırıldaklık kavramının ilham kaynağı. İşte o Melih Gökçek’e iki evlat vermiş rabbim. ‘Dalda gezen keçinin damda gezen oğlağı olur’ demiş eskiler. İkisi de babasına rahmet okutacak cinsten. Hadi ağabey Ahmet’i kenara koyalım. Hele Osman hele Osman. Siz bildiğiniz Melih Gökçek’i 10’la çarpın, üzerine biraz daha demagoji, biraz daha artistlik, çokça ‘geçmeyen ergenlik’, bir tutam ‘mafyözlük’ ve de ‘kişilik travması’ ekleyin. Yanakları pembiş pembiş olana kadar ekranda tutun. İşte size Osman Gökçek!
TUGEF Genel Başkanı Osman Gökçek, Ankara Arena Spor Salonunda yapılan Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu (TÜGEF) kongresinde konuşmuştu.
Şöyle başlayayım Osman Gökçek’in portresine. Ankara’da gazetecilerle ne zaman Osman Gökçek muhabbetine dalsanız, ‘Her sabah kalktığımızda acaba hangi mafya Osman’ı hangi çöplüğe attı, diye düşünüyoruz’ cümlesini duyarsınız. Şimdi Osman kardeşimiz bu cümleleri okuyunca yarın akşam televizyonundan, ‘Kronos beni öldürtmek için kiralık katil tutmuş’’ diye 2 saat program yapabilir. O potansiyel var yani kendisinde. Yok Osman (Gökçek) mafyatik işler senden sorulur. Allah uzun ömürler versin sana. Bizimki sadece duyduğumuzu aktarmak.
YAZAMAYACAĞIMIZ AHLAKİ BİR DİSİPLİN CEZASIYLA OKULDAN ATILIR OSMAN!
Neyse, Melih-Nevin Gökçek çiftinin küçük oğlu Osman, 1983 Ekim’inde dünyaya gelmiş. İlkokulu Hamdullah Suphi’de, ortaokulu TED Ankara Koleji’nde bitiren Osman’ın içindeki canavar da bu dönemde ortaya çıkıyor. TED’den şimdi burada yazamayacağımız ‘ahlaki’ bir disiplin cezası sebebiyle atılan Osman, kaydını şimdilerde KHK ile kapatılan Samanyolu Koleji’ne aldırıyor. Burada da rahat durmayan genç Osman, sık sık okul yönetimine sıkıntı çıkartıyor. Her defasında da babası okula kadar gelip ‘rica minnet’ oğlunun okulda kalmasını sağlıyor. Samanyolu Koleji’ni de okulu ateşe vermeden bitiren Osman, Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nü kazanıyor. Milli Görüşçü Melih Gökçek’in oğlu ‘Ergenekoncu’ Mehmet Haberal’ın üniversitesine gidiyor yani!
Babasının izinden giden Osman’ın teşkilatçılık yönü de bu dönemde gelişiyor. 2004’te Keçiören Gençlik Derneği’ne başkan seçiliyor Osman. Yeri gelmişken söyleyelim. Osman Gökçek’i tanıyan ünlüsü ünsüzü herkes ona ‘Başkanım’ diye hitap eder. Herkes babası dolayısıyla ‘Başkan’ dendiğini düşünür. Ama Osman’ın ‘başkanlığı’ bu Keçiören Gençlik Derneği döneminden kalmadır. Hele hele yakınında olan, onunla birlikte mesai yapanların çoğu ‘Başkanım’ demekten gerçek adını unutmuştur Osman Gökçek’in!
Keçiören’de teşkilatçılık stajı yapan Osman, ‘başkanlık’ı sevince örgütlenmeyi Ankara’nın diğer ilçelerine de yaydı. Sonra da 15 gençlik derneğinin bir araya gelmesiyle kurulan Başkent Gençlik Federasyonu’nu kurup ‘Başkan’ı oldu. Hızını alamayan oğul Gökçek, aynı yapılanmayı Avrupa’ya da taşıdı. Birkaç organizasyondan sonra Avrupa işi ‘büyük’ gelmiş olacak ki Türkiye ile yetinmek zorunda kaldı.
ERDOĞAN GÖKÇEK’TEN KURTULMAK İÇİN ANKARA’YI GÖZDEN ÇIKARMAYA HAZIRDI
Yazının girişinde dediğimiz gibi Melih Gökçek’i hepimiz tanıyoruz. Kafasında 40 tilki dolaşan amma 40’ının da kuyruğu birbirine değmeyen müstesna bir kişilik kendisi. AKP’lilerin bile ‘şerrinden’ korktuğu için uzak durmaya çalıştığı Gökçek, kendi partisinde bile istemeyen adamdı her zaman. Ancak Erdoğan, Ankara’yı gözden çıkaramadığı için her seçimde yeniden aday göstermek zorunda kalıyordu kendisini. Bazı iddialara göre de Gökçek’in elinde ‘herkesle’ ilgili bir dosya vardı ve partililer onunla karşı karşıya gelmek istemiyordu. Hatta Erdoğan’a yakın bir ismin dediğine göre son seçimde Gökçek’ten kurtulmak için ‘Ankara’yı bile feda etmek’ zorunda kalmıştı. Neden bu kadar iddialı yazıyorum? Bir önceki seçim döneminde, Erdoğan’ın danışmanlarından birinin, ‘Bu seçimde de Gökçek aday gösterilirse, vallahi de billahi de CHP’nin adayına vereceğim oyumu’ dediğine şahit oldu bu satırların yazarının kulakları. Gökçek aday oldu o seçimde. O danışman oyunu CHP adayına verdi mi vermedi mi bilemem. Ben yemin ettiğine şahidim sadece.
Hatta bir keresinde AKP’lilerin olduğu ortamda laf dönüp dolaşıp Melih Gökçek’e gelmişti. Orada bulunanlardan biri, ‘Yahu bu Melih’le biz nasıl başa çıkacağız?’ diye hayıflandı. Neden diye soranlara da, ‘Adam müteahhitlerine Murat Karayalçın’a para yardımında bulunmalarını söylemiş’ dedi. Herkes şaşkınlık içindeyken, ‘Biliyor ki CHP zayıf bir aday çıkarırsa beyefendi Melih’i aday göstermeyecek. Karayalçın aday olsun da Erdoğan kendine mecbur kalsın diye uğraşıyor’ demişti.
İSTENMEYEN ADAM OLDUĞUNU BİLEN MELİH GÖKÇEK OĞLU OSMAN’I SÜRDÜ SAHAYA
İşte o Gökçek, aslında partide istenmeyen adam olduğunu biliyordu. Kelle koltuktaydı yani ve aileden birinin siyasette (normal olarak AKP’de) devam etmesini istiyordu. Amaç neydi peki? Bizzat kendisinin kurduğu ilişkiler ve rant ağının devam etmesiydi tabii ki. Büyük oğlan Ahmet’ten ‘siyasi’ olmayacağını anlayan Melih Gökçek’in umudu küçük oğlan Osman’daydı. En az kendisi kadar polemikçi, cin fikirli ve uyanıktı Osman. ‘Olurdu yani!’ O yüzden hep önünü açtı Osman Gökçek’in, hep teşvik etti. Dernekler de federasyon da babanın fikriydi yani. Oğlunun ‘olduğuna’ inanan Melih Gökçek, ilk olarak 2006’da sürdü Osman’ı sahaya. 23 yaşındaki Osman Gökçek, Çankaya Belediye başkan adayıydı. Ekipler kuruldu, babasının belediyesine bağlı billboardlar donatıldı, araçlar giydirildi. Osman, Çankaya belediye bakanı olacaktı. Mitingler, toplantılar, TV programları falan… Osman gümbür gümbür geliyordu. Ancak hiç ummadıkları bir şey oldu. Babası belediye başkanı olan Osman yasalar gereği ‘başkan’ olamıyordu. Adaylık başvurusu YSK’dan dönen Osman ilk hayal kırıklığını yaşayacaktı.
Diğer hayal kırıklıklarına gelmeden önce ‘mafyöz’ bağlantılar dedik. Laf boşta kalmasın altını dolduralım değil mi? Osman Gökçek, daha lise çağlarında haşarı, delidolu, küçük külhanbeyi tavırlarındaydı zaten. Bilen herkesin ‘’Aaa vallahi öyleydi’ dediğini duyar gibi oluyorum. Osman’ın ilk büyük vukuatı meşhur ‘katanalı’ yol kavgasıydı. İddialara göre, gazeteci Sirer Doğan, eşi ve 2 oğlu Osman Gökçek ve arkadaşları tarafından öldüresiye dövülmüştü sokak ortasında. BMW’siyle Ankara sokaklarında fink atan Osman Gökçek, Sirer’in arabasını sıkıştırmış, çıkan tartışma sonunda da Osman arkadaşlarını çağırmıştı. Gelen 8 arkadaş da arabanın bagajından çıkardıkları ‘Katana’nın da kullanıldığı kavgada Sirer ailesini komalık edene kadar dövmüşlerdi. Peki sonra ne oldu dersiniz?
BABA GÖKÇEK SES TV’İ SATIN ALIP OĞLUNA VERDİ, OYUNCAK OLARAK
İşte bu noktada yaşananlar, Melih Gökçek ve Osman’ın karakter MR’ının çekildiği anlardı. Ahmet ve Osman Gökçek, acilen Güven Hastanesi’ne yatırıldı. Başhekim gece yarısı çıkıp, ‘Ahmet Gökçek koma halinde, uyutuyoruz’ açıklaması yaptı. Sirer ailesi bir kamyon dayak yiyip bir de suçlu duruma düşürüldü. Osman ve ‘bilinci kapalı’ Ahmet ertesi gün hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam etti. Yıllar 2009’u gösterdiğinde bu kez Osman Gökçek’in ayaklarından kurşunlandığı haberi düştü piyasaya. İddiaya göre, Keçiören’deki ezeli düşmanlık sebebiyle Altınok taraftarları tarafından kurşunlanmıştı Osman. Seçim dönemi olumsuz algıyı engellemek isteyen baba Gökçek, Osman’ı apar topar Azerbaycan’a gönderip tedavisini orada yaptırıyordu. 19 Mart 2009 tarihli Musavat Gazetesi, Osman’ın tedavi için Bakü’de olduğunu manşetine taşıyordu. Bu arada 2012’de bir ihale yüzünden Osman’ın kaçırıldığı ve babasına zorla ihale belgeleri imzalatıldıktan sonra serbest bırakıldığı da konuşuldu zamanında.
Melih Gökçek baktı ki oğlan rahat durmayacak. Ankara merkezli Ses TV’yi alıp oğluna verdi oyuncak olarak. Kanalın adı da Beyaz TV olarak değiştirilip, ulusal yayına çıktı. Osman Gökçek kanalın genel koordinatörü görünüyordu yasal olarak. Ama herkes biliyordu ki, kanal Gökçek ailesinindi. Osman kısa sürede aynı kendisi gibi bir kanal çıkardı ortaya. Kavgalar, danışıklı dövüşler, skandallar yürüyüp gidiyor kanal.
PERDE ARKASINDA KONUŞULANLARI BİLSENİZ DUDAĞINIZ UÇUKLAR
Hazır laf Beyaz TV’den açılmışken bir iddiayı da yazayım buraya. Gökçek ailesine eskiden yakın olan bir isme göre, ‘Kanal nasıl dönüyor?’ merak eden varsa, Melih Gökçek’in müteahhitlerine baksın. ‘’Her ay birisi gönderiyor kanalın giderlerini. Nasıl olsa alıyorlar karşılığını’’ diyordu aynı isim. Beyaz TV macerası devam ediyordu ama Osman Gökçek’in de babasının da aklı siyasi güçteydi. 2015 seçimlerinde Osman Gökçek bu kez Ankara 1. Bölge Milletvekili aday adayı olarak çıktı karşımıza. Yine afişler, biboardlar kampanyalar derken, devreye yine Erdoğan girdi. Osman’ın adaylığı ‘onay’ alamadı yukarıdan. Babasından çektiklerini unutmayan Tayyip Erdoğan, bir de oğluna tahammül edemeyecekti. Taa 2001’de Erdoğan siyasi yasaklı iken, Melih Gökçek’in parti kurma çabaları ‘arkadan dolanma’ olarak algılanmıştı. Gökçek ailesinin ‘plakasını’ taa o zaman almıştı Erdoğan ve geçit vermeye niyeti yoktu. Şimdi siz diyeceksiniz ki, ‘Madem Erdoğan her defasında önlerini kesiyor. Gökçek ailesinin bu kadar Erdoğancı ve AKP’ci olmasına ne diyeceksin?’ Onun da cevabı var: İkisi de birbirinden hazzetmiyor ama ikisi de birbirinden çekiniyor. Perde arkasında konuşulanları bilseniz dudağınız uçuklar deyip bırakayım sözü.
SİYASETTEN UMUDUNU KESTİ ONLARCA ÜLKEDE İŞ YAPIYOR ŞİMDİ
Seneler 2016’yı gösteriyordu. Bu kez ismi ATO başkanlığı için geçiyor, Osman Gökçek ATO’ya başkan olmak için çıkıyordu sahaya. En büyük destekçileri ise eski ATO Başkanı ve Melih Gökçek’in namlı düşmanlarından Sinan Aygün’dü. Aygün, Osman Gökçek’i açık açık destekliyordu. Rakip ise Dursun Baran’dı. Erdoğan ve hükümet bir kez daha açıkça tavrını koydu. Osman Gökçek’e karşı Dursun Baran desteklendi. Baran seçimi kazandı. Osman ve babasının hayalleri bir kez daha ‘otoriteye’ takıldı.
Siyasetten şimdilik umudunu kesen Osman Gökçek, bir yandan Beyaz TV’de televizyonculuk oynuyor. ROK’tan, Mehmet Metiner’e, Ertem Şener’den Cem Küçük’lere kadar onlarca ‘vasat’a ev sahipliği yapıyor. Diğer yandan da dünyalıklarına dünyalık katmaya devam ediyor. Arkadaşlarının üzerine kurduğu şirketlerle Orta Asya’dan Afrika’ya kadar onlarca ülkede ‘iş’ yapıyor. Devir onların devri nasıl olsa. Ama bu günler geçtiğinde hesap zor olacak sanırım. Malum ‘Hammam’a giren terler!