İzmir'de iyi bir üniversite hayali kuran öğrenciler ile çocukları için iyi bir gelecek planı yapan veliler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Anayasa Mahkemesi'nin kararını hiçe sayarak hazırladığı, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin birçok sıkıntıyı beraberinde getireceğine dikkat çekti. Yönetmeliği göre bir öğrencinin aynı yerde en fazla 3 dersin kursunu görebilecek olması ve pazar günü özel eğitim kurumlarının kapalı olacağı maddeleri, öğrencileri ve velileri düşündürmeye başladı. Öğrenciler, iki kuruma yazılma planları yapmaya başladı. 5 yıldır aralıksız dershane velisi olduğunu belirten Dilek Aktaş, "Oğlumda da kızımda da dershaneye giderek başarı elde ettik. Dershanelerin kapatılmak istenmesi, bazılarının hırsları, kini ve nefreti yüzünden çocuklarımızın gelecekleriyle oynanmasından başka bir şey değil. Dershanelerin kapanması AYM tarafından reddedildi, buna rağmen yönetmelik değiştirilerek özel eğitim kursu haline getirildi. 3 dersten sadece kurs alabilecekleri söyleniyor. O zaman çocuklarımızı 3 dersten sınav yapsınlar." dedi. Orta gelir düzeyine sahip olanların çocuklarının dershaneye gittiğine dikkat çeken Aktaş, "Yönetmeliğe göre sadece 3 ders için çocuklara kurs verildiğinde orta gelirli ailelerin çocuklarına, kalan derslerle ilgili özel ders aldırma imkanı olmayacak. Haliyle bu derslere hazırlanmadan sınavlara girecekler." diye konuştu. Özel derslerin 100 TL'den başladığını da belirten Aktaş, özel derse gücünün yetmeyeceğini söyledi.
'EMEKLİ MAAŞIM ÖZEL HOCA TUTMAYA YETMEZ'
Bu yıl 12. sınıfa giden kızı olduğunu ve üniversiteye hazırlanmaya şimdiden başladığını belirten emekli devlet memuru Resul Akdenoz da, "Sürecin mağduruyuz. Geçen sene dershaneye gönderdim, bu sene üniversiteye hazırlanacak. Şimdi 3 ders diyorlar, kurs diyorlar. Ben 3 dersi çocuğuma verdirsem, diğer kalan dersleri nerede verdireceğim? Merdivenaltı kurulan yerlere mi gidelim? Her ders için özel hoca tutmaya emekli olarak gücüm yetmez, mümkün değil. Devlet büyüklerinden buna çözüm bulunmasını istiyorum." diye çağrı yaptı.
Bir veli olarak dershanenin faydasını gördüğünü, daha önce dershaneye giden oğlunun üniversiteyi kazanarak okuduğunu anlatan Akdenoz, şöyle devam etti: "Dershanelerin faydasını bir veli olarak çok net gördüm. Okul tam gün, dershaneye gidecek bir öğrenciye bir gün yetmez. Hoca süper olsa da yetmez. Okulu assa devamsızlık sınırı 10 güne indirilmiş, kaç gün asabilir? Ortada çok büyük sıkıntı var ve büyüklerimizin, öğrenci ve velileri düşünerek kalıcı bir çözüm bulmaları iyi olur."
'İKİ FARKLI DERSHANEYE GİTMEKTEN BAŞKA SEÇENEK KALMIYOR'
Üniversite sınavlarına şimdiden hazırlanmaya başlayan lise öğrencisi Meryem Afra Sarıoğlu da 3 ders sınırlamasının çok yanlış olduğunu söyledi. Ailesinin maddi durumu ve zamanı ayarlaması halinde iki kurumda 6 ders görme planı yaptığını söyledi. Sınav için önlerinde 8 aydan kısa bir zaman kaldığını ifade eden Sarıoğlu, "Sınav stresini derinden yaşamaya başladık. Stresin en büyük nedeni, dershanelerle ilgili belirsizlik. Mağdur durumdayız. Hiçbir şekilde bize ne olacağı, nasıl bir kurs verileceği, nasıl destekleneceğimiz belirtilmiyor. Ben sayısal öğrencisiyim, 3 ders diyorlar. Hangi 3 dersi alacağım? İki farklı dershaneye mi gideceğim? Ben yatılı okuyan bir öğrenciyim, iki dershane imkanım olacak mı? Hiçbir şey belli değil. Biz artık netleşmesini istiyoruz. Ailemin maddi durumu karşılar mı bilmiyorum ama iki dershaneden başka seçenek kalmıyor. Çok büyük bir belirsizlik içindeyiz." dedi.
Fen lisesi 12. sınıf öğrencisi olan Mahmure Derya Şahin de hedefinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olduğunu, buna kendi çalışmalarıyla ulaşmasının çok zor olduğunu ifade etti. Şahin, "Konuları bir yere kadar kendiniz çalışabiliyorsunuz ama bir yerden sonra mutlaka size birilerinin açıklaması lazım." diye konuştu. Dershaneler konusundaki yönetmelik değişikliğinin mantığını hiç anlayamadığını ve öğrencileri mağdur edeceğini dile getiren Şahin, "Dershaneler eskisi gibi devam etmeliydi. Eğer olmayacaksa buna, onun yerini kapatabilecek bir çözüm getirilmeliydi. İkisi şu anda olmadı." dedi. Şahin, iyi bir üniversite hayali kuran öğrenciler için dershanenin kesinlikle olmazsa olmaz olduğunu söyledi.
'TAMAMEN ORTADA KALMIŞ DURUMDAYIZ'
Gireceği üniversite sınavında ilk 800'ün içine girme hedefi koyan Begüm Çelik de, "Bu sene okul ve dershaneler konusunda çok büyük belirsizlik var. Bu da bizi özel ders ve etüt merkezleri gibi şeylere yönlendiriyor ama onların da nasıl bir eğitim vereceği, nasıl bir program izleyecekleri belli değil. Tamamen ortada kalmış durumdayız, çalışmamız sırasında nasıl bir strateji izleyeceğimizi bilmiyoruz. Özel derslere yönlendirildiğimiz için de özel ders fiyatları çok yüksek. Bunu alabilecek öğrencilerle alamayacak öğrenciler arasında bir ayrım oluşuyor. Fırsat eşitliği kesinlikle kalmıyor. Dershane fiyatları ile özel ders fiyatları arasında büyük uçurum var. Şu an nasıl hazırlanacağımı bilmiyorum. Öönümüzde çok kısa süre var ve hiçbir şey belli değil." dedi. Üniversite sınavında Türkçe, matematik, geometri, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya ve felsefe derslerinden sorulara cevap vereceklerine ancak yeni yönetmeliğin sadece 3 dersten kursa izin verdiğine dikkat çeken Çelik, "Ben bunu anlamıyorum. Bunlardan hangi üçüne hazırlanacağız?" diye sordu. Dershanelerin bütün kesimlere hitap ettiğini, bunun için eğitimde eşiklik sağladığını ve faydalı kurumlar olduğunu söyleyen Çelik, üniversite sınavına girecek birçok öğrenciye, okulda gördükleri derslerin yetmeyeceğini ifade etti.
Lise 12. sınıf öğrencisi Özge Yaren Yavuz ise, "Bu yönetmelik uygulanırsa en çok zararı öğrenciler görür. Ben bu olayın ortasında olan, sınav stresini yaşayan bir öğrenciyim. Sadece 3 dersten kursa gidersek, geri kalan branşları nasıl tamamlayacağız? Özel dersle ne kadarını tamamlayabiliriz? Çok fazla branş sayısı var. Zaten dershanenin sağladığı olanakları, özel dersle tamamlayabileceğimizi düşünmüyorum. Dershanenin sağladığı olanaklar bana uygunken ben daha fazla para yatırarak, daha çetrefilli yola girmek istemem. Şu an çok kritik dönemdeyiz. Biz belirsizlikten kurtulmak istiyoruz." dedi. Tıp fakültesini hedefleyen Şule Nur Sever de belirsizliğin kendilerini psikolojik ve fiziki açıdan yorduğunu belirtti. Hayatlarını belirleyecek bir sınava gireceklerini ancak bu kadar belirsizlik içinde istedikleri yere ulaşmalarının çok zor olduğunu vurgulayan Sever, "Sadece kurslarda 3 ders verilebileceği söyleniyor. Ben sayısal öğrencisiyim, 3 ders almam imkansız. Hangi üç dersi alacağım, bunu seçemem bile. Yoğun bir müfredat var, eğitim sistemi var. Geri kalanları özel dersle tamamlamak istesem, bunun bir maddi boyutu var." şeklinde konuştu.
'ÖĞRENCİYE PEYNİRİ MUTFAKTA, ZEYTİNİ ODADA, EKMEĞİ SALONDA YE, ÇAYI KAHVEDE İÇ DENİYOR'
Dershane öğretmeni Celal Turan, öğrencilere 3 ders şartını şu örnekle açıkladı: "Öğrenciye, 'Peyniri mutfakta ye, zeytin yemeye odaya geç, ondan sonra salonda bulursan ekmek al, çayı da git kahvede iç.' diyorsunuz. Bu, insanları zora sokmak oluyor. Benim kızım var, bir derste eksiği varsa niye bunu istediğim yerde tamamlatma imkanım olmasın? Bu bir anlamda öğrenciyi özel derse mahkum etmektir. Özel ders, benim gibi öğretmen maaşıyla çalışanlar için imkansızdır. Bunlar orta gelirlilerin okumaması için yapılmış gibi. Devlet, makul ve mantıklı kararlar almalı." Kanunların Anayasa'ya göre, yönetmeliklerin de kanunlara göre yapıldığına dikkat çeken fizik öğretmeni Turan, "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı yönetmelikle düzeltmek, anne babanın verdiği kararı evdeki 2-3 yaşındaki çocuğun 'olmaz' diyerek değiştirmesi gibi. Zıtlıklar buradan başlıyor." dedi. CİHAN