"Vesayet sistemini kırmak için yola giren AK Parti kendisi onun yerine geçti"

Gazeteci Yazar Ümit Fırat, AK Parti'nin adaletsizliklerine, hukuk dışı uygulamalarına karşı daha güvenli, daha inandırıcı ve bütün bu insanları bir yerde toplayabilecek, bir çatı altına çekebilecek alternatif bir siyasi yapılanmanın olmamasının talihsizlik olduğunu söyledi.

Terörle mücadelenin toplumun can, mal güvenliği ve huzuru için gerekli olduğunu ama hukuk dışına çıkılamayacağını belirten Fırat, "Bu askeri darbeler olsun, vesayet sistemi olsun; yani AK Parti de geldiği zaman vesayet sistemini, askeri vesayeti kırmak üzere yola girdiği zaman hepimizin desteğini kazandı; ama tuttu kendisi onun yerine geçti. Bu anlayış sağlıklı bir siyasi ortamın gelişmesini de engelliyor, önlüyor." dedi.

"TAHİR ELÇİ'Yİ KİMİN ÖLDÜRDÜĞÜ BİR AN EVVEL AYDINLATILMALI"

Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin sorularını cevaplayan Gazeteci Yazar Ümit Fırat, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesini değerlendirdi. "Kimin öldürdüğü, bir an evel aydınlatılmalı." diyen Fırat, şöyle devam etti: "Öyle bir psikolojik hal yaratıldı ki; kim ölürse, katil ölenin kimliğine göre belli gibi. İntihar da etse eceliyle de ölse eğer kime yakınsa, karşı tarafın katil olduğu ilan ediliyor. Bunu kırmak lazım, inşallah bu bir vesile olur. Bunu aydınlatmak lazım, çıksın açığa; kaza desinler, polis, yanlışlık, kör kurşun... Değilse de açığa çıksın. Çünkü Cemal Temizöz'ü Diyarbakır'a komutan olarak tayin edip; bu işleri çözmek, biraz işin başlangıç niyeti olarak iyi olmadığı mesajı. Bir sürü benzer hadiselerde cinayetlerden birinci dereceden sorumlu yargılanıp beraat edip üstüne üstlük Diyarbakır'a tayin ediliyorsa; bu tabiki bölgede, bizim zihinlerimizde yeniden o eski işte ensesine sıkılıp, şans tesadüf Tahir de ensesinden gitti. Bu imajı dağıtmak lazım. Belli ki her gün sürmekte olan bölgenin hemen her yerinde defalarca süren çatışmalardan birinin ortasında kaldı Tahir. Ben öyle çok planlı, Tahir o gün oraya gelecek, orda da ensesinden vuralım gibi çok planlı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü an meselesi, o araba o yolda çevrilmese, onlar ordan kaçmasalar, o an orda da o gürültü patırtı olmayacak. Çok acı ve moral bozucu bir hadisedir. Üstelik manasız bir şekilde, CNN Türk'teki program ile başlayan hedef gösterilme hadisesi var. Tahir Elçi hedefti, tesadüfen dün o anı yaşamasa bile Tahir Elçi hedefti; her an başına bir yerlerde bir şey gelebilirdi. Olayların ortasında kaldı ama her kim hedefliyorduysa işini kolaylaştırdılar."

"TERÖRLE MÜCADELE BİR HAKTIR AMA HUKUK DIŞINA ÇIKAMAZSIN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili "Bu olay terörle mücadele kararlılığının ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Burada yılmak yok, yorulmak yok." açıklamasının sorulması üzerine ise Gazeteci Yazar Ümit Fırat, "Erdoğan'ın o açıklaması, gidip bir beyaz duvarın önünde 'beyaza beyaz demek' gibi bir şey. Terörle mücadelede kimse haksız değildir. Terörle mücadele edilir, bir haktır. Toplumun can ve mal güvenliği için, huzuru için gereklidir ama sen terörle mücadele ederken hukuk dışına çıkamazsın. Esas tartışma konusu olan budur. Terörle mücadelenin belli normlar içinde yapılması lazım, çünkü üçüncü kişileri hedef dahiline çekmeden, bunları hedefin dışında tutarak daha etkili bir mücadele sürdürmek. Bölgedeki şehirlerde hayat bitmiş. Surlarla çevrili olan Diyarbakır'da şu anda sadece barut kokusu, silah sesi var." karşılığını verdi.

"ADALETİ TESİS ETMEKLE GÖREVLİ OLANLAR KENDİLERİNE DAİR BİR GÜVENCE BULAMIYOR"

"Bizim talihsizliğimiz şu: AK Parti'nin bu adaletsizliklerine, hukuk dışı uygulamalarına karşı daha güvenli, daha inandırıcı ve bütün bu insanları bir yerde toplayabilecek, bir çatı altına çekebilecek alternatif bir siyasi yapılanma yok." diyen Fırat, şöyle devam etti: "Sağlıklı toplumlarda birini beğenmiyorsan, öbürü gelir sistemi alt üst etmez. Burda öyle bir şey de yok. Bu askeri darbeler olsun, vesayet sistemi olsun; yani AK Parti de geldiği zaman vesayet sistemini, askeri vesayeti kırmak üzere yola girdiği zaman hepimizin desteğini kazandı ama tuttu kendisi onun yerine geçti. Bu anlayış sağlıklı bir siyasi ortamın gelişmesini de engelliyor, önlüyor. Bir insan bir şey düşünüyor, içeri atıyorsunuz, soruşturma açıyorsunuz. Ya da birine kızıyorsunuz ormanı ateşe veriyorsunuz, Fethullah Gülen'e kızıyor tüm bir kitleyi hedef alıyor, öbürüne kızıyor başka bir kitleyi hedef alıyor. Bu sağlıklı bir siyasi ortam değil. Dolayısıyla adalet de gerçekleşmiyor. Adaleti tesis etmekle görevli olanlar kendilerine dair bir güvence bulamıyor. Esas olarak zaten orda başlıyor. Bir hakim kendini güvende hissetmezse nasıl adil kalabilir. Suçsuzlar suçlu gözüküyor. Suçlular beraat ediyor. Cezasızlık diye yerleşik bir prensip var bu ülkede. En son Cemal Temizöz örneğinde olduğu gibi."

"RUSYA'NIN PKK'YA DAHA FAZLA SEMPATİK YAKLAŞMASINA YOK AÇACAK"

Rus uçağının düşürülmesi sonrası gelişen olayların sorulması üzerine de Fırat, "Rusya'nın PKK'ya daha fazla sempatik yaklaşmasına yol açacak, resmen değil ama el altından. PKK'nın Türkiye'ye dönük eylemlerinde Rusya'nın daha aktif bir desteği, hissedilir bir desteği olabilir. Belki PKK'ya uçaksavarlar verip belki bir Türk uçağını da PKK aracılığıyla düşürtmek isteyebilir. PKK düşürdü olur ama neticede kızım sana söylüyorum misali. Biz de biliriz ki aslında PKK bunu belli bir destekle başardı. Böyle karışıklıklara, kaotik durumlara yol açabilir. Biz burada Tayyip Erdoğan'ın ya da bazı hükümet politikalarının çok iyi olmadığını eleştirirken; diğer taraftan Putin'i de masum çıkarmanın manası yok. Benim uçağım istediği gibi uçar, istediği gibi hareket eder deme hakkı yok. Ama bunu böyle düşündü. Bu iş olunca da tersinden çizilen karizmasını yeniden düzeltmek ister. Sonuç iyi mi oldu; iyi olmadı tabi. Ne Putin böyle bir edepsizliği yapmalıydı ne de bunlar böyle bir noktaya zorlanmasaydı. İki taraf bakımından da bir sertleşme, çünkü ortada bir savaş hali gerilimi yaşandı." değerlendirmesini yaptı. CİHAN
29 Kasım 2015 14:57
DİĞER HABERLER