Vietnam sendromu yaşayan askerler gazilik istiyor

Vietnam sendromu yaşayan askerler gazilik istiyor
Bingöl'de dağıtım sonrası birliklerine teslim olmak üzere yola çıkan, silahsız ve korumasız 33 askerin şehit edildiği saldırının üzerinden 22 yıl geçti. 24 Mayıs 1993 günü meydana gelen saldırıda hayatta kalan askerler, halen yaşadıkları sarsıntıyı atlatamadı. Psikiyatride 'Vietnam sendromu' diye bilinen rahatsızlığı çeken askerlerden bazılarına devlet 'gazilik' statüsü verdi, bazılarına ise vermedi. Acı hatıranın etkisinden kurtulamayan askerler hem GATA'da tedavi olmak hem de gazi sayılmak istiyor.

Olaydan sağ kurtulan askerlerden Erkan Omay (42) tarif edilmez şiddet ve işkencelere maruz kaldığını ve o gün yaşadıklarının bir kısmının Diyarbakır Asker Hastanesi'nde (16.7.1993) verilen rapora da yansıdığını söyledi. Teröristlerin elinde esir kaldıkları iki günde otobüste alınan öğretmen ve kaçmayı deneyen bir özel harekat polisinin kafasından vurularak şehit edildiğini hatırlatan Omay, o günü şöyle anlattı: "Bizi üç gruba ayırdılar. Bizim grubu sıraya dizdiler. Baştan altı kişiyi kurşuna dizmek için götürdüler. Ellerimiz bağlıydı. Tuvalet ihtiyacı için ellerimi çözdürdüm. Kaçmayı denedim ama başaramadım. Teröristler ağzıma kaleşnikof namlusunu dayayıp, tetiği çekti. O an her şeyin bittiğini düşündüm. Fakat silah boşmuş. 'Bir daha kaçmaya yeltenirsen, beynini dağıtırım' diyen terörist, silah dipçiği ile beni darp etti. Tekrar bağladılar; can korkusundan bileklerime oturan ipi hissetmedim bile. Kurtarmak için gelen askeri birliğe vurdurmak için bizleri açık alana sürdüler. İki çatışma altında kaldık. Ayağımı mermi sıyırmış, onu bile duymadım."

'Ölüm ile yaşam' arasındaki gelgitlerden sonra kurtulduğunda ev telefonu dahil hiçbir şeyi hatırlamadığını ve halen saldırının travmasını atlatamadığını ifade eden Omay şunları dile getirdi: "Uyku düzenim ve psikolojim bozuldu. Diyarbakır Asker Hastanesi'nde 15 gün yattım. İki ay hava değişimi verdiler. Aile düzenim etkilendi. Dışardan gittiğim psikiyatri uzmanları 'Vietnam sendromu' diye bir teşhis koydu. Kendi imkânlarımla ilaç alıyordum. Fakat tekrar çatışmalara girip, her an öldürülecek gibi kâbuslar görüyorum. Hayatım altüst oldu. Kurtulan arkadaşlarımdan bazıları gaziliğini alabildi. O dönem Diyarbakır'daki hastanede kaldığıma dair raporla Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdum. Öncelikle GATA'da tedavi olmak istiyorum. Aynı olayı yaşayan bir kısım askerlere gazilik verilirken, bazıların bundan mahrum bırakılması büyük bir çelişki. Geçen yıl Denizli'deki bir törende gazilik konusundaki talebimizi Bakan Nihat Zeybekçi'ye aktardık. O da 'öyle şey olur mu? Bunun takipçisi olacağım' dedi. Fakat söylenildi; bu söz aynı yerinde kaldı. Biz hak ettiğimiz bir şeyin peşindeyiz. 22 yıldır bizi arayan soran olmadı."

Saldırıda sağ kurtulan askerlerden Hatay'da ayakkabıcılık yapan iki çocuk babası Mehmet Kebabçıoğlu da GATA'da psikolojik tedavi görmek istediğini vurguladı. Beş yıldır GATA'ya gidip, geldiğini ancak yatış sağlayamadığını anlatan Kebabçıoğlu, sorunlarını şu sözlerle dile getirdi: "Bana 'Neden 1993'ten bu yana hastaneye gitmedin' deniliyor. Köylü çocuğum, bir şey bilmiyorum; korkudan sesimi çıkaramadım. Daha önce hiç tedavi olmayan Denizlili bir arkadaşımın yatışı yapıldı, fakat ben kabul edilmedim. Bu çarpıklığı bakanlığa şikayet ettim. Ancak olumlu bir cevap alamadım. Hukuki yollardan hakkımı arıyorum. En son bana 'gel seni sivil olarak tedavini yapalım' deniliyor. Yiyecek ekmek bulamıyorum, maddi olarak bunun altından kalkmam mümkün değil. Geçen yıl evim yandı. Gece sürekli rüya görüyorum. Her gece rüyamda PKK ile savaşıyorum. Yeşil kartımla aldığım ilaçları kullanıyorum. Devletin öncelikle tedavimizi üstlenip, sonra gaziliğimizi vermelerini istiyorum. Aynı olaydaki bazı arkadaşlar gazilik imkânına kavuşurken ben bir ekmeğe muhtaç yaşıyorum."
CİHAN
27 Mayıs 2015 11:00
DİĞER HABERLER