Volkan: Kimse özür dilememi beklemesin

Fenerbahçe'nin başarılı file bekçisi Volkan Demirel içini Fenerbahçe Dergisi'nin Nisan sayısına döktü.

15 yıldır Fenerbahçe kalesindeyim. Hayatımda bir maçın bu denli yanlı bir şekilde yönetildiği ve hakemin isteyerek maç kaybettirdiği başka bir karşılaşma görmedim. Tuhaf bir maç oynadık. Maçın kırılma noktası; Mehmet Topal’a gösterilen kırmızı kart ve sonrasında verilen penaltıdır. Biz ne kadar çaba göstermeye çalışsak da; onun bize her çabamızda bir engel koyacağını anladık.

Turu geçebilirdik ama olmadı. Bunun tamamen bir oyun olduğunu ve bir üst turda bizi istemedikleri için böyle bir hakem gönderdiklerini düşünüyorum. Bu da, tamamen Fenerbahçe’nin büyüklüğünden kaynaklanıyor. Yine dimdik ayaktayız. Ne kadar zorluk yaşarsanız, bazı başarılar size daha güzel gelecektir. O başarıyı daha önemli kılacaktır.

Hak etmediğimiz bir mağlubiyetle elendik. Artık önümüzde iki tane daha hedefimiz var. Bunları kazanmak için mücadele edeceğiz. Takımda herhangi bir form düşüklüğü, baskı veya moral bozukluğu yok.Biz maçımızı tarihinde oynamak isterdik ancak o günkü şartlar içinde tribünde balon bile patlasa, izdiham yaşanacaktı. Galatasaray maçının ertelenmesinin altında başka şeyler arayanlar var; hiçbir şey aramasınlar. Hayatta hiçbir şey bir insanın canından daha önemli değildir.

Hepimizin canı yanıyor, çok üzülüyoruz. Herkesin kafasında soru işareti var. İnsanoğlu için can kaybı demek; hayati tehlike tehdidi var demek. Hepimiz huzursuzuz. Bunların bir an önce bitmesini, ülkemizin huzura kavuşmasını istiyoruz. Tabii ki sıkıntılar olacaktır. Herkesin kendine göre sıkıntısı vardır ancak paylaşamayacağımız bir dünya yok. Herkese yetecek oksijen ve nimet var. Bence ülkemizin ve dünyamızın güzelliklerinden yararlanmaya bakalım. Kavganın ve savaşların bitmesi gerekiyor.

"VOLKAN DEMİREL KONUSUNUN KAPANMASI LAZIM"

Bir futbolcu için, milli formanın hiçbir zaman tartışması veya planlaması yoktur. Ben de her zaman milli formayı giydiğim için gurur duydum. Size verildiği takdirde, onu giymek için gurur duyar, bu durumun onuru yaşarsınız. Ama artık bu olay çarpıtılmaya başladı ve ben bundan rahatsız olmaya başladım. Milli takımdaki futbolcular, hepsi çok iyi tanıdığım insanlar, arkadaşlarım, kardeşlerim… Oyunculara, teknik ekibe saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. Yanlış yapılıyor. Çağırılıyorsam giderim; çağırılmıyorsam da ben nasıl ki karara saygı duyuyorsam, insanların da susması lazım. Bana görev verildiği takdirde ben giderim, milli forma için savaşırım ama çağrılmadığım zaman, Volkan Demirel konusunun kapanması lazım. Bu konu üzerine birçok haber çıkıyor. Hiçbiri benim demecim değil. Ben açıklama yapacaksam şu an olduğu gibi Kulübümün yayın organlarına konuşurum.

"KİMSE ÖZÜR DİLEMEMİ BEKLEMESİN"

Orada yaşadıklarımı, hissettiklerimi kimse bilemez. Önce ıslıklamalar oldu. “Susun” dedim. Sonra anneme, eşime, kızıma çok ağır küfürler edildi. Ben o kafayla zaten oynayamazdım. Takıma hiçbir faydam olmazdı. Bu nedenle çıktım. Bu kararım kimine yanlış kimine doğru gelebilir ama ben doğru olduğuna inandığım şeyi yaptım. Bu kararımdan dolayı hiç pişman değilim. Ve özür dilenecek bir durum olduğunu da düşünmüyorum.  Kimse özür dilememi beklemesin. Bilhassa medya. Çağırılıyor muyum, çağırılmıyor muyum? Bitti.  Kimse başka bir şey aramasın. Ben çağırılsam gideceğim oynayacağım, çağırılmazsam da saygı duyup çalışmaya devam edeceğim.

"GOL YEME İSTATİSTİĞİMİZ ÇOK DÜŞÜK"

Ben milli takım forması ile sahaya çıkmışım. Milli takımım için mücadele edeceğim. Orada artık benim için 2 renk var: Kırmızı ve beyaz. Ay yıldızlı bayrağımızın altında mücadele etmeye çıkıyorum ve utançla söylüyorum ki fanatizm ay yıldızın önüne geçiyor. Milli takım artık Konya’da oynuyor. Niye son başarılı maçlarını hep Konya’da oynamış? Bence bunu da araştırmamız lazım. Milli takımın kendine ait bir stadı olmuyorsa da ülkemizde birçok güzel stat yapıldı. Oralarda oynamak gerekiyor. Çünkü oradaki insan futbolcuyu her an göremiyor, baş tacı ediyor. Buradaki insan geliyor; parasını veriyor. Sanki o parayla bizi sahiplendiğini sanıyor. Son olarak şunu tekrarlamak isterim: Yaptığımın sonuna kadar arkasındayım.

Ligin en az gol yiyen takımız. Takım arkadaşlarımın mücadelesi, benim en büyük yardımcım oluyor. Buradan takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Lig’deki gollere baktığımızda ikisi penaltı, bir tanesi kendi kalemize, iki tane benim hatamdan dolayı; diğerleri de yüzde 30-40’ına yakın duran toplar. Bir tek Antalyaspor maçı var 4 gol. Gol yeme istatistiğimiz o kadar düşük ki; golleri tek tek hatırlayıp sayabiliyorum.

"ÇOK ÖNEMLİ AYAKLARA SAHİBİZ"

Çok iyi oynuyoruz. Çok iyi bir savunma yapıyoruz. Belki biraz daha gol yollarında etkili olabiliriz ama bu seneki oyun kurgumuz pasa dayalı. Daha çok topun bizde kalmasını sağlayan bir oyun. Hocamız bunu istiyor, bunu oynatıyor. Bence başarılı da oluyoruz. İnşallah da bu gol yeme sayımız sezon sonuna kadar daha azalır. Puan olarak daha üstte oluruz ve her şey güzel bir şekilde sonuçlanır.

Çok önemli ayaklara sahibiz. Böyle bir takım olunca da; farklı galibiyetler bekleniyor. Bence gol sayısı değil, her zaman kazanmak önemli. Her maçın kendi içinde oluşan şartları vardır. Hava durumu, sakatlıklar, zemin vb. O anın şartları neyse ona göre mücadele edersin. Ben iyi bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Şu an kafa kafaya da giden bir yarışın içindeyiz. İnşallah sezon sonu hocamızın isteklerine daha fazla ayak uydurarak hep beraber de mutlu sona ulaşırız.

"KARARI HOCA VERİR"

Sezon başında Hocamız beni yanına çağırdı. Çok yoğun bir programın olduğunu, Lig’de beni, Avrupa Kupaları’nda Fabiano’yu, Kupa’da da Ertuğrul’u oynatmak istediğini söyledi. Sakatlığım olmadığı sürece ben her maçta görev almak isterim ama hocamızın kararına saygı duydum. Sezon başlarında Shaktar ve Atromitos eleme maçlarında ben oynadım. Gruplara kalınca Fabiano devam etti. Daha sonra son 16 turunda Hoca bana formayı tekrar verdi. Hocamızın kriterleri; o anki saha ve futbolcunun fiziksel ve mental durumuyla oluşuyor... Tamamen hocamızın kendi kararıdır. Çünkü bu işin duayeni aramızda o.

Genç arkadaşlarımız protestolardan etkileniyorlar. Ozan, Uygar, Alper, Şener gibi kaliteli genç arkadaşlarımıza destek verildiği taktirde, omuzlarına yük verildiği taktirde onu taşıyacak insanlardır. Bu arkadaşlar uzun yıllar da Fenerbahçe’ye hizmet edecek isimler. O yüzden; tamamen destek verip yardımcı olalım, hep beraber mutlu sona yaklaşmaya çalışalım. Biz inanıyoruz ki, taraftarımızla beraber bu yolun sonunu getireceğiz ve hep beraber o yolun sonunda mutlu bir şekilde eğleniriz.

İyi bir Fenerbahçeli yetiştirdiğimizi düşünüyorum. Yade’ye zamanı geldiğinde, anlamaya başladıkça; Fenerbahçe’nin geleneklerini, göreneklerini, örf ve adetlerini de öğreteceğim.

31 Mart 2016 12:33
DİĞER HABERLER