Von der Leyen'in geleceği AP'deki kritik oylamaya bağlı

Avrupa Parlamentosu'nda yapılacak oylama ile Ursula von der Leyen'in kaderi belirlenecek. Komisyon Başkanı'nın ikinci bir dönem için AP üyelerinin salt çoğunluğunun desteğini alması gerekiyor.
Euronews'te yer alan habere göre Ursula von der Leyen, 2019 yılında Avrupa Parlamentosu'nda (AP) sadece dokuz oy farkla Komisyon başkanlığına seçilerek Brüksel'deki en üst düzey görevi kıl payı ile elde etmişti.

Beş yıl sonra, 65 yaşındaki Alman politikacı ikinci dönem için adaylığını koydu ve oylamanın yapılacağı Strasbourg koridorlarında uğursuz bir "deja vu hissi" var. Zira von der Leyen'in yürütmenin başında beş yıl daha kalabilmesi için perşembe günü 720 sandalyeli AP'de oyların mutlak çoğunluğunu alması gerekiyor.

Von der Leyen her ne kadar kendi Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) haziran seçimlerinde elde ettiği zaferin ardından hem yeterli sayıya hem de yetkiye sahip olduğundan emin olsa da, oy marjı bu yıl da düşük olabilir.

Von der Leyen, küresel bir pandemi, Ukrayna savaşı ve enerji krizini de içeren en çalkantılı dönemlerinden birinde bloğu yönlendirdi.

EPP milletvekili ve Litvanya'nın eski başbakanı Andrius Kubilius Euronews'e yaptığı açıklamada, "Avrupa Parlamentosu'nun tüm üyelerinin neyin tehlikede olduğunu anladığını düşünüyorum. Bu sadece liderlik yeteneklerini gösteren Ursula von der Leyen'in kişiliği ile ilgili değil (...) aynı zamanda Avrupa Birliği'nin istikrarı ile ilgili bir mesele," dedi.

Öte yandan, AP içinde von der Leyen'in adaylığına ilişkin görüş ayrılıklarıda var. Sağcı muhafazakarlar, Avrupa'yı dünyanın ilk iklim nötr kıtası yapma konusunda bir zamanlar tereddütsüz olan kararlılığını eleştirirken, solundaki müttefikleri ise von der Leyen'i aşırı sağa yakınlaşmakla ve yeşil hedefleri zayıflatmalarına izin vermekle suçladı.

Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) ile Yenilenen Avrupa'nın liberallerinin, Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri milletvekilleri gibi aşırı muhafazakar güçlerle bir sonraki yasama döneminde resmi bir ortaklık kurmayacağına söz vermesi nedeniyle von der Leyen'i destekleyeceği düşünülüyor.

EPP ile birlikte bu üç merkezci grup toplam 401 sandalyeye sahip ve bu sayı adayın seçilmesi için yeterli. Ancak aralarındaki başına buyrukların, oylamanın gizliliğine sığınarak Meloni'ye oy vermeyecekleri de biliniyor.

EPP'deki Fransız ve Sloven delegasyonları, konsensüse meydan okuyacaklarını ve partilerinin lider adayına karşı oy kullanacaklarını şimdiden açıkça belirtti. Liberaller arasında İrlanda delegasyonu, İsrail-Hamas savaşına verdiği tepkiyi protesto etmek için muhalefete katılmaya hazırlanırken, Almanlar, Slovaklar ve Portekizliler ise kararsız.

Yeşiller beklenmedik şekilde 'kral yapıcı' oldu

Bu belirsizlik von der Leyen'e Yeşiller ve aşırı sağcı Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri'nden (ECR) ekstra oy almaktan başka bir seçenek bırakmadı ve destek karşılığında politika vaatleri için pazarlık yapıldı.

Ancak bu iki grubun ideolojik olarak birbirinden uzak olması ve Yeşiller'in desteklerini von der Leyen'in ECR ile resmi işbirliğini reddetmesi koşuluna bağlaması, von der Leyen'i bu iki grubun desteğini almak için çok hassas bir dengeyi gözetmek zorunda bıraktı.

Salı günü ECR ile yaptığı bir saatlik toplantının ardından gazetecilere konuşan von der Leyen, oturumu "gergin" olarak nitelendirdi ve odadan çıkarken Hukuk ve Adalet (PiS) partisinden Polonyalı bir üye tarafından rahatsız edildi.

PiS Milletvekili Arkadiusz Mularczyk gazetecilere yaptığı açıklamada, "Prosedürü manipüle etti ve biz ona oy vermeyeceğiz," dedi. Bununla birlikte Mularczyk, Çekya'nın Sivil Demokrat Partisi (ODS) ve Belçika'nın Yeni Flaman İttifakı (NVA) üyeleri gibi kendi grubunun bazı üyelerinin von der Leyen'e oy verebileceğini kabul etti.

Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri (FdI) milletvekillerinin, anlaşma yapma sürecinden dışlandığı için öfkelenen başbakanın, von der Leyen'in Avrupa Konseyi'nin başına yeniden atanması konusunda çekimser kalmasının ardından nasıl bir oy kullanacağı ise belirsizliğini koruyor.

AP'de von der Leyen'e yönelik düşmanlık, Yeşiller'in 53 milletvekilinin seçimlerde sandalye kaybetmesine rağmen yeniden yapılacak seçimlerde belirleyici olabileceği anlamına geliyor.

Euronews'e konuşan bir Yeşiller milletvekili, von der Leyen'in adaylığının düşmesi halinde patlak verecek "kurumsal krizden" kaçınmak için oylarını ona vermelerinin muhtemel olduğunu söyledi.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan AP üyesi, "EPP'nin alternatif adayının von der Leyen'den bile daha kötü olabileceğinin farkındayız. Ancak ECR gibi aşırı sağcı güçlerle resmi işbirliği yapmayacağı sözünü vermesinin ne anlama geldiği hala yüzde 100 net değil," ifadelerini kullandı.

Yeşiller tarafından von der Leyen'in yönetimine karşı açılan yüksek riskli bir davanın kararı çarşamba günü açıklandı ve bloğun Genel Mahkemesi, Komisyon'un COVID-19 aşı sözleşmelerine "yeterince şeffaf erişim" sağlamadığına hükmetti.

Gruptan bir milletvekili, kararın zamanlamasının oylama öncesinde von der Leyen'e darbe vurmasına rağmen, Yeşiller'in oylarını değiştirmesinin beklenmediğini doğruladı.

Kilit nokta, von der Leyen'in perşembe sabahı yapacağı ve muhtemel beş yıllık görev süresinin önceliklerini ortaya koyacağı büyük konuşma olacak. Bir başka Yeşiller milletvekili de grubun 53 milletvekilinin kararını bu konuşmanın ardından vereceğini söyledi.

Alternatif 'kurumsal kriz'

Atlantik ötesindeki son olayların da von der Leyen'in lehine olabileceği düşünülüyor.

Bazı AP üyeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski başkanı ve önümüzdeki seçimlerde Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'a yönelik başarısız suikast girişiminin seçmenlerini harekete geçirebileceğini ve kasım ayındaki başkanlık seçimlerinin ardından Beyaz Saray'a dönme ihtimalini arttırabileceğini düşünüyor.

Von der Leyen aynı zamanda, Ukrayna'nın sadık bir destekçisi ve onun liderliğinde blok savaş nedeniyle zor günler geçiren ülkeye yaklaşık 100 milyar euro değerinde askeri, mali ve insani yardım sağladı.

Von der Leyen'in Komisyon Başkanlığı görevinden ayrılmasının, tam da Batı'nın savaştan zarar gören ülkeye verdiği desteğin geleceğinin her zamankinden daha kırılgan göründüğü bir dönemde, AB genelinde daha fazla istikrarsızlığa yol açması muhtemel görünüyor.

Diplomatlar, görevdeki başkana karşı güvenilir bir alternatifin olmamasının, bloğun daha önce benzeri görülmemiş bir "kurumsal krize" sürükleneceği anlamına geldiğini söylüyor. 27 liderin yeni bir isim önermek için bir aya kadar süreleri olacak ki bu da kesinlikle istenmeyen bir görev.

Tüm yarımkürede benzer hisler yayılırken, çok sayıda AP üyesi şikayet ve yakınmalarını bir kenara bırakıp aniden bir değişim riskine girmektense, güvenilirliği kanıtlanmış tanıdık bir figür olan von der Leyen'in etrafında toplanabilir.

Andrius Kubilius, "Amerikalıların seçimlerde nasıl davranacaklarını bilmediğimiz bir dönemde Avrupa'nın istikrara ihtiyacı var ve istikrar da Avrupa Birliği'nin kurumsal liderliğinin atanması ile gelir," dedi.

"Von der Leyen'e karşı oy kullanacak olanlar (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in ve belki de Sayın (Macaristan Başbakanı Viktor) Orban'ın ulaşmak istediği amaçlara hizmet edeceklerdir: Avrupa Birliği'nin istikrarsızlaştırılması, Avrupa Birliği'nin zayıflatılması."

Orban'ın geçtiğimiz günlerde Kiev, Moskova ve Pekin'e yaptığı tartışmalı ziyaretler ve "barış misyonu" girişimi kapsamında Trump ile bir araya gelmesi sonrasında bu tehdit daha da belirgin hale geldi.

Bu durum, Atlantik'in her iki yakasında, Batı'nın Ukrayna'ya verdiği desteğe şüpheyle yaklaşan siyasi güçler arasında artan bir işbirliği duygusuna işaret ediyor.

Bir başka AP milletvekili de Von der Leyen'in parlamentoda onaylanmasının, derin uluslararası belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde süreklilik ve istikrar sağlayacağını belirtti.
18 Temmuz 2024 11:38
DİĞER HABERLER