Dünyanın en büyük basın meslek örgütü Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcıları Birliği (WAN-IFRA), G20 zirvesine muhalif gazetecilere akredite etmeyen Türk hükümetini kınadı ve G20 ülkelerine çağrıda bulundu.
WAN-IFRA'dan yapılan açıklamada, Başbakanlığa bağlı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün (BYEGM), akreditasyon başvurularının çoğuna 1 ay önce olumlu cevap verdiğini, fakat 'Zaman, Today's Zaman, Cihan Haber Ajansı, Sözcü ve Samanyolu TV' kuruluşlarının hâlâ akredite edilmediğini ve Taraf gazetesinin ise kuruma uygulanan yasak sebebiyle başvuruda dahi bulunmadığına dikkat çekildi. BYEGM'nin ise eleştirel basın kuruluşlarından gazetecilere, zirveye birkaç gün kalmasına rağmen, akreditasyon sürecinin devam ettiği cevabını verdiği kaydedildi.
Dünya Editörler Forumu (WEF) ve WAN-IFRA, Türk hükümetini akreditasyonu bir sansür aracı olarak kullandığına dair ciddi endişelere sahip olduğunu belirterek, "Bir hükümet, ulusal ve uluslararası bakımdan büyük öneme sahip bir etkinliği izlemek isteyen medyaya, editoryal fikirlerinden dolayı cezalandırmak için giriş yasağı koymamalı. Böyle yaparak, kamu yararı için serbest bilgi akışının sağlanmasını ve gazetecilerin işlerini yapma hakkını engellemiş oluyorlar." açıklamasını yaptı.
"BAĞIMSIZ MEDYAYA GÖZDAĞI VERMEK İÇİN SİSTEMATİK KAMPANYANIN PARÇASI"
"Zaman Medya Grubu'na dün yapılan polis baskınına" ve gazetenin eski genel yayın müdürü Ekrem Dumanlı hakkında 'hükümeti devirme girişimi' suçlamasıyla yakalama kararına da atıf yapılan açıklamada, bu gelişmelerin basın özgürlüğündeki kötüye gidişin son örnekleri olarak aktarıldı.
WAN-IFRA ve WEF, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a son aylarda; Hürriyet'e saldırı, iki İngiliz gazeteci ile tercümanlarının tutuklanması, Bugün gazetesi yazarının hükümeti devirme girişimi suçlamasıyla tutuklanması olaylarında endişelerini iletmek üzere son aylarda mektuplar gönderdiklerini açıkladı. Bu olayların, hükümetin bağımsız medyaya gözdağı vermek için sistematik bir kampanyanın parçası olduğuna dair ciddi endişelere sahip olduklarını belirten WAN-IFRA ve WEF, böyle bir kampanyanın uluslararası anlaşma ve sözleşmelerle garanti altına alınan ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geleceğini vurguladı.
G20'NİN DEMOKRATİK ÜYELERİNE ÇAĞRI
WAN-IFRA, akreditasyonun sansür aracı olarak kullanmaması ve uluslararası bir hak olan ifade özgürlüğüne saygı göstermesi için hükümete çağrıda bulundu ve "Türk halkı; emniyeti, güvenliği ve refahı için kritik önemi haiz olan G20 zirvesindeki etkinliklerle ilgili bilgilendirilme hakkına sahiptir. Türkiye'de ifade özgürlüğünü savunmak tüm demokratik G20 ülkeleri için öncelikli bir mesele olmak durumundadır." açıklamasını yaptı.
G20'YE AKREDİTASYON AYIBI VE ZAMAN'A BASKIN ALMAN MEDYASINDA
Hafta sonu Antalya'da gerçekleştirilecek olan G20 Zirvesi'ne muhalif medyanın alınmaması Alman medyasında da geniş yer aldı. G20 liderler zirvesine Türk hükümetinin bazı medya organlarını almadığını yazan Alman medyası, Avrupa Birliği'nin ilerleme raporunda basın özgürlüğü endişesinin dile getirilmesine rağmen hükümetin medyayı engellemeye devam ettiğini vurguladı.
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ BAŞKANI AHMET ABAKAY: KAYYUM POLİSLİK YAPIYOR, POLİS KAYYUMLUK YAPIYOR
Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, İpek Medya Grubu'na atanan kayyumların hukuksuzluklarına ve dün gece Feza Gazetecilik matbaasına yapılan TOMA'lı aramaya tepki gösterdi. Kayyumların polislik, polislerin de kayyumluk yaptığını belirten Abakay, “Kayyum olarak atanan kişilerin iktidardan da güç alarak baskıların dozunu yükselttikleri görülüyor.” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun “Basın özgürlüğü kırmızı çizgimdir, herhangi bir saldırıda ben korurum” sözlerini de değerlendiren Abakay, demokratlığın sadece televizyonlarla çıkıp konuşmakla olmadığını belirterek, ‘iktidarı demokrasi çizgisine' davet etti.