Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın Washington ziyareti başladı. Her şeyi ile tartışılan bu ziyaret acaba ABD- Türkiye ilişkilerini kurtaracak mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti başladı. Gündem yoğun ve diplomasi trafiği hızlı. Gazeteci Fehim Taştekin'e göre, cephe genişlemiş, diplomasinin koridorları alev alev.
"Yine de üç meşhur damat Berat Albayrak, Mehmet Ali Yalçındağ ve Jared Kushner kanal açmaları için seferber edilmiş. Vaziyet berkemal görünmüş olmalı ki kendisi de davete icabet ediyor" diyen Taştekin, "Diplomasinin bekleme salonuna alındığı, daha doğrusu tepelendiği bir ‘diplomatik safari’ daha. Bugün, Türk-Amerikan ilişkilerinin sıvama günlerinden biri" ifadelerini kullandı.
Duvar'da çıkan "Ateşe doğru ‘diplomatik’ safari" başlıklı yazısında Taştekin, Türkiye ile NATO ve ABD ilişkilerini, Suriye'deki gelişmeleri hatırlatıyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Türkiye’nin ABD ile NATO ortaklığıyla perçinlenmiş ilişkileri bir yana Erdoğan kendi bekası için de Washington’dan emin olmak ister. Ne de olsa iktidar yürüyüşüne başladığı yer Oval Ofis’teki ocak başıdır. Bu seferki ziyaret, itibar ve kredi devşirdiği önceki seyahatlere benzemiyor. Amerikan düzeninin temel kurumları açısından Erdoğan artık istenmeyen misafir. Model ortaklık ve BOP Eş Başkanlığı’ndan nereye!
Erdoğan için hâlâ bir iki tutunacak dal var: Türkiye’yi Rusya’dan uzaklaştırmak için havuç-sopa dengesini iyi ayarlamak gerektiğine inananlar, Erdoğan’ı köşeye sıkıştırırken Ankara’yı kaybetmeme hassasiyetiyle koridorları belli oranda açık tutuyor. Trump’ın ‘kafadar’ bulduğu Erdoğan’ı kayıran tutumları da ziyarete zemin sunuyor.
Yine de Erdoğan’ın her bir köşede yüzleşeceği manzara taviz verdirtmeye ve nedamet ettirmeye ayarlı. Kongre ve Beyaz Saray’dan gelen mesajlar, S-400’de geri adım atılmazsa ve Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili ateşkes şartlarına uyulmazsa Trump’ın da Erdoğan için fazla bir şey yapamayacağını fısıldıyor."
Erdoğan’ın gündeminde tuttuğu en önemli mesele ABD’nin SDG ile ortaklığına son vermesi olduğunu hatırlatan Taştekin, "Bu konuda da rüzgar ters yönde devinim kazanıyor. Kongre’nin öfkesi karşısında çekilme kararını gözden geçiren Trump, Erdoğan’ın kafasındaki 30×480 km’lik şeritte iki cebi Türkiye’nin insafına, geri kalan yerleri Türk-Rus müzakerelerine bıraksa da petrol rezervinin olduğu bölgede 700 kadar asker tutup SDG ile ortaklıkta yeni bir fasıl açtı. Amerikalı komutan Albay Myles Caggins, SDG ile görüşüp “Birlikte çalışmaya devam” mesajı verdi. Mazlum Abdi de “IŞİD’in yenilgisini temine dönük ortak operasyonlara yeniden başladık ve şimdi Amerikan güçleri ile birlikte petrol sahalarını koruyoruz” diye tweet attı. Sahada Amerikan askeri varlığı, bölgenin yeniden dizaynına dönük Pentagon-Dışişleri-CIA üçgeninde şekillenmiş temel siyasetin devamlılığını teyit ediyor. Bu koşullarda Erdoğan, Trump’tan ekibini ortada bırakan yeni bir çekilme manevrası koparabilir mi? Eğer eldeki verilerle konuşursak süreç biraz soğumadan kolay değil" ifadelerini kullandı.
Gazeteci Fehim Taştekin'e göre, Washington-Ankara hattında işler damattan damada özel ilişkilerin kurtaramayacağı kadar sarpa sarmış durumda. Taştekin "Liderler arasındaki ahbap-çavuş muhabbeti, bir mekanizma olarak ancak geçici umutlar ve sahte tablolar üretebilir. Hepsi bu kadar" diyor.