Washington niçin Ukrayna’dan vazgeçemez?

Dünyanın gözü Trump'ın yeniden seçilmesinin ardından Rusya-Ukrayna savaşında yaşanan gelişmelere çevrildi. Bir yanda sıcak gelişmeler endişeye sebep olurken diğer yandan Trump'ın Ukrayna konusunda vereceği karar merak konusu. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu gelişmeleri köşe yazısında ele aldı.
ABD, Fransa ve İngiltere, Ukrayna’nın Rusya topraklarına uzun menzilli füze saldırıları düzenlemesine yönelik kısıtlamaları kaldırdı. Bunun üzerine Rusya ilk defa kıtalararası balistik bir füzeyi sıcak çatışmada kullandı. Çok hızlı gelişen bu olaylar sonrası müzakere aşamasına geldi denilen Rusya-Ukrayna savaşı tekrar harlandı. Çözüm yolları daha karmaşık şekle girdi. Soğuk savaş döneminde olduğu gibi NATO ile Rusya, hiç olmadığı kadar karşı karşıya geldi ve taraflar (kibirli bir bilek güreşinde olduğu gibi) caydırıcılık esasıyla nükleer silahları konuşmaya başladı.

Rusya Devlet Başkanı, geçtiğimiz hafta, Rusya’nın balistik füze saldırılarına uğraması durumunda nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onayladı. Bu doktrini, nükleer caydırıcılık politikalarının genişletilmesi olarak görmek gerekir. Ve zaten Ukrayna’nın uzun menzilli silahla vurması, karşılığında Rusya’nın balistik füze göndermesi çatışmanın küresel bir boyuta taşınabileceği endişesini gözler önüne koydu. Taraflar arasındaki güç mücadelesi, Batı ve NATO'nun krizi tırmandırıcı adımları, buna mukabil Kremlin’in alttan almaması savaşın daha da karmaşık bir aşamaya geçeceğine işaret ediyor.

Rusya lideri Vladimir Putin, Ukrayna’nın uzun menzilli silahlarla Rusya topraklarına saldırmasının, bu silahları sağlayan ülkelerle Rusya arasında dolaylı değil, doğrudan bir çatışma anlamına geleceğini belirtti. Putin, uzun menzilli füzelerin Rusya topraklarına saldırıda kullanılmasını NATO’nun doğrudan çatışmaya dahil olması olarak nitelendirdi. 

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, böyle bir adımın “yangını körüklemek” olarak değerlendirileceğini ifade etti. Peki bu açıklamaları bilen\tahmin eden ABD ve onu takip eden bazı ülkeler neden yangına körükle gitmek istediler? Müzakere belirtileri çıkmışken neden diplomasi dilini kullanmadılar?

Ukrayna doğal kaynaklar sanayi altyapısı ve insan gücü olarak zengin bir ülke

Bu temel sorulara cevap olarak ABD’nin Kiev’e sağladığı destekle hem Rusya’nın askeri faaliyetlerini sınırlamayı hem de Ukrayna’yı müzakere masasına daha güçlü bir konumda oturtmayı hedeflediğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu hamlenin, Kuzey Kore’ye yönelik bir uyarı niteliği taşıdığını, Rusya ile tarihi hesaplaşmaların olduğunu ve başka sebepleri de ekleyebiliriz. Ancak ben, Ukrayna’nın doğal zenginlikleri, sanayi altyapısı ve insan gücünün Avrupa ve ABD için elden kaçırılmaması gereken öncelikler olduğunu düşünüyorum. Uzun vadede bu değerlerin Rusya’ya kaptırılması asıl kavganın çıkış nedeni olarak görmek gerekiyor. Gider ayak, son iki ayında Biden yönetiminin son bir hamle ile ortalığı kızıştırmasının asıl sebebi bu olsa gerek.

Ukrayna, Avrupa’da Fransa’dan sonra, 603.549 km² alanıyla en büyük ikinci ülke. Eğitim altyapısı olan nüfusu (2021 sonu itibariyle yaklaşık 42 milyon) insan kaynakları açısından önemli bir zenginlik. Verimli toprakları, değerli mineralleri, ormanlık alanları, denize açılıyor olması, coğrafi konumu ve sanayi açısından ayrıca önemsenmesi gereken artıları bulunuyor. Ukrayna'nın gelişmişlik oranı %87,3 ve son yıllarda sanayileşme ve teknolojide büyük bir artış göstermişti. Bilgi teknolojileri seviyesinde her zaman ilk 10’a girmektedir. 1 Ocak 2016'da Ukrayna, Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Bölgesi içinde yer almak için Avrupa Birliği'ne başvuruda bulundu. Geniş verimli tarım arazileri nedeniyle Ukrayna, dünyanın en büyük tahıl ihracatçıları (yıllık yaklaşık 50 milyon ton) arasında yer alıyor. Aynı zamanda (2021 yılı sonu verilerine göre) Rusya ve Fransa'dan sonra Avrupa'nın en büyük üçüncü ordusuna sahip. Ülke, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AGİT, GUAM ve Lublin Üçgeni üyesi.

Ukrayna ordusu

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Ukrayna, topraklarında dünyanın üçüncü büyük nükleer silah cephaneliği ile donatılmış 780 bin kişilik bir askeri gücü devraldı. Mayıs 1992'de Ukrayna, ülkenin tüm nükleer silahları elden çıkarmak için Rusya'ya vermeyi ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na nükleer silahı olmayan bir ülke olarak katılmayı kabul ettiği Lizbon Protokolü'nü imzaladı. Ukrayna, konvansiyonel silahların azaltılmasına yönelik tutarlı adımları da attı. 
Son sözleşmelerin imzalanması ile ABD, Rusya, Fransa, Almanya ve İsrail'den sonra, en büyük silah ihracatçıları arasında 8. sırada yer alıyor. Ukrayna savunma tesislerinin gelişmesi, uçak ve gemi yapım tesisleri tarafından bildirilen büyüme 2009 yılında %58 seviyesinde.

Ukrayna, havacılık donanım mühendisliğinde ve üretimi ile 9 ülkeden biridir. Yolcu ve nakliye uçakları tasarımı ve üretimi yanında, askerî uçak ve helikopterlerle kurtarma yapan şirketler de dahil olmak üzere Ukrayna'da uçak onarım işletmelerinin bir ağı vardır. Dünyanın en büyük yük uçağı, Antonov An-225, 1988 yılında tasarlanmış ve devamında üretilmiştir. Ukrayna Ulusal Uzay Kurumu, Deniz Fırlatma projesi yanı sıra, Amerikan Rockwell Int. ile işbirliği bulunmaktadır. ABD askeri kuvvetleri dahil diğer devletlerin askeri birimleri, Ukrayna’da düzenli olarak Ukrayna kuvvetleriyle birlikte uluslararası askeri tatbikatlara katıldılar. 1994'ten beri NATO ile olan temas 2000'lerde hükûmet programına girdi. İttifakla daha derin işbirliği 2002'de imzalanan NATO-Ukrayna Eylem Planı tarafından belirlendi. 

Doğal kaynaklar: ülke uranyum ve lityum zengini

Ukrayna hem rezervlerinin büyüklüğü bakımından hem de üretim bakımından dünyanın en önemli değerli mineral ülkelerindendir. Ekonomik olarak önemli olan 30 farklı mineral üretimi vardır. Bilinen tüm katman alanlarının yaklaşık yarısı işletim altındadır. Ukrayna'nın 47.1 milyar tonluk bir miktarda kömür rezervleri vardır. Ukrayna'da büyük depozit alan olarak demir cevheri (28 milyon tahmini), manganez cevheri (3 milyon ton), tebeşir ve kireçtaşı (1,5 milyar ton) rezervi vardır. 

Dünyada en çok rağbet gören elementlerden biri de, cep telefonu pilleri ve otomobil akülerinde kullanılan lityum. Ukrayna, kendisini "Avrupa'nın en büyük lityum rezervlerine sahip ülkesi" olarak lanse ederek yatırımcıları ülkeye çekmeye çalışıyor. Kesin rakamlar ise bilinmiyor. Ukrayna Jeoloji Yatırım Grubundan Dimitro Kaşçuk, somut rakamların devlet sırrı gibi saklandığını belirtiyor. Kaşçuk, lityumun yanı sıra kritik önem taşıyan elementlerden zirkonyum, uranyum, karbon ve titanyumda potansiyel olarak güçlü olduğunu söylüyor. Kaşçuk'a göre Ukrayna'nın en büyük potansiyeli ise titanyumda. Dünya çapında üretimin yüzde 7'sini karşılayan Ukrayna, titanyum üretiminde dünyada ilk beşi arasında. Uzmanlar bu kilit önemdeki elementte Ukrayna'nın payının daha da artabileceği görüşünde.

Ülkede petrol ve doğal gaz rezervleri büyük ölçüde tükenmiş olmasına rağmen sırasıyla petrolün % 10'u ve gaz tüketiminin %20'sini kendi üretimi ile karşılamaktadır. Ülke, kömür, hidroelektrik ve nükleer yakıt hammaddesi olarak önemli enerji kaynaklarına sahiptir. Başlıca ihracatlar, maden kömürü; büyük çaplı borular ve hurda demirdir. Ukrayna'nın güneyindeki Zaporijya bölgesindeki Dnipro kenti yakınlarında, yerin yaklaşık bir kilometre derinliğinden çıkarılan cevherler, yüzde 60'ı aşan demir oranıyla çok kalitelidir. Savaş öncesinde Ukrayna stratejik açıdan önemli bu hammaddeden yılda 4,5 milyon ton üretiyor ve büyük kısmını Avrupa ülkelerine ihraç ediyordu. Dnipro maden yatakları Ukrayna'ya yılda 200 milyon euroluk gelir sağlıyordu. Çıkarılan demirin yaklaşık üçte biri de Zaporijya'da işlenip çelik olarak ihraç ediliyordu.

Ukrayna topraklarındaki madenlerin toplam değeri 18 milyar doları buluyor. Bu madenlerin arasında demirin yanı sıra metalurji açısından kritik önem taşıyan taşkömürü, titanyum, manganez de bulunuyor. Altın, doğal gaz, petrol, kaolin, tuz, alçı taşı, zirkonyum ve uranyum da bu bölgelerde bulunan yeraltı zenginlikleri arasında. Ukrayna savaşının başlamasından yedi ay önce, 2021 yılı Temmuz ayında Avrupa Birliği, Kiev hükümetiyle hammaddeler konusunda stratejik ortaklık anlaşması imzalamıştı. AB'nin "yeşil dönüşüm" için gerekli kritik önem taşıyan hammaddeler listesinde 30 adet element bulunuyor. Bu elementlerin üçte ikisinin Ukrayna'da bulunduğu biliniyor.

Ukrayna sanayisi ve üretim

Ukrayna'da, çok sayıda ağır endüstri-sanayi tesisi bulunmaktadır. Enerji-güç türeticiler, yakıt, demir ve demir dışı metalurji, kimyasallar, petrokimya ve gaz, makine yapımı ve metal işleri, orman, ağaç işleri ve odun hamuru ve kağıt, inşaat malzemeleri, hafif kapsamlı gıda ve diğer sanayi altyapıları güçlüdür. Sanayi 2012 yılında GSYİH'nın %26'sı olarak gerçekleşmiştir. Ülke elektronik, silah sanayisi ve uzay programı da dâhil olmak üzere yüksek teknoloji sanayi üssüne de sahiptir. Ukrayna, demirin yanısıra, manganez cevheri, cıva, titanyum, nikel içeren maden yatakları bakımından zengindir. Ukrayna dökme demir, çelik ve boru üreten büyük bir demirli metal sanayisine sahiptir. 2012 yılı itibarıyla, Ukrayna (Dünya Çelik Derneği'ne göre) dünyanın en büyük onuncu çelik üreticisidir. Kok kömürü, mineral gübre ve sülfürik asit üretimi ve ülkenin kimya sektörü önemli kalemlerdendir.

1992 ve 2003 yılları arasında ülkenin 11 tersanesi 1,5 milyar dolarlık bir toplam değerle 237 navigasyon birimleri vardı. Gemi üretim hacminde büyüme 2000-2006 döneminde atağa kalkmıştır. Ukrayna'da kayıtlı 49 gemi yapım şirketi bulunmaktadır. Tekneler, mavnalar, dökme yük gemileri (kuru yük gemisi), tankerler, sıvılaştırılmış gaz taşıyıcıları vb ile Ukrayna, Avrupa'da en büyük 10 gemi üreticilerinden biridir. Ukrayna otomobil üreticileri (12 kurumsal holding) dizel lokomotif, traktör, kamyon, otobüs, troleybüs, özel tasarlanmış arabalar ve tramvaylar üretir.

Sonuç olarak, bir bütün olarak bu verilerden dolayı ve jeopolitik konumu etkisiyle Batı, Ukrayna’yı Rusya’ya kaptırmak istemiyor. Fakat Ukrayna savaşından dolayı Batının beklentisi ve uzatma çabaları ya da genel olarak üretilen stratejiler çatışmaların seyrini değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Aslında Biden yönetiminin son kararları, ABD’nin stratejik hedeflerine ulaşmakta zorlandığını da gösteriyor. Ayrıca Batının Ukrayna’dan uzun vadede beklentisini Rusya çok iyi görüyor. Bundan dolayı Moskova her seferinde el yükseltiyor.
25 Kasım 2024 11:03
DİĞER HABERLER