Washington Post, Mesut Kaçmaz ve ailesinin Pakistan'da kaçırılmasına geniş yer ayırdı. 'Gözler istihbarat örgütlerinde' başlıklı yazıda 'Polisler Mesut Bey’in kaçırılmasını umursamıyor, o halde bunu kim yaptı?' ifadelerine yer verildi.
ABD’nin saygın gazetelerinden Washington Post, AKP iktidarının talebiyle Pakistan’dan sınır dışı edilmek istenen ancak BM’den aldıkları özel statü nedeniyle bu ülkede kalmaya devam eden PakTürk okullarının müdürü Mesut Kaçmaz ve ailesinin ‘kimliği belirsiz’ kişilerce kaçırılmasına geniş yer ayırdı.
Kronos'ta yer alan habere göre 15 Temmuz sonrası Gülen Hareketi ile bağlantılı 110 aileden 40’ının başka ülkeleri gitmek üzere Pakistan'ı terk ettiğini, 70’inin ise mülteci olma umuduyla beklediği bilgisini aktaran gazete, PakTurk Okulları Aile Birliği Başkanı Doktor Muhammed Zübeyr, “Polisler Mesut Bey’in kaçırılmasını umursamıyor, o halde bunu kim yaptı? Bu çok tehlikeli bir hareket ve Pakistan’ı uluslararası alanda çok kötü gösterecek” ifadelerine yer verdi.
Washington Post’ta ‘Pakistan’da Türk ailenin kaçırılmasında gözler istihbarat örgütlerine çevrildi‘ başlığıyla yayınlanan yazı şöyle:
Binanın alt katında kalan Türk öğretmenlerin sesleri komşuları uyandırdı. Türk okul çalışanı ve ailesi gece yarısı evlerinden götürülüyordu.
Komşuları ve çalışma arkadaşı Fatih Avcı’ya göre Mesut Kaçmaz, karısı ve iki kızı tutuklu ve gözleri bağlı bir şekilde güvenlik görevlileri tarafından apar topar belirsiz araçlara bindirildi. Kaçmaz direnmeye çalışınca elleri kelepçelendi, yüzü kapatıldı ve gizli bir merkeze götürüldü, diyor Avcı.
Birkaç gün tutuklu kalıp serbest bırakıldıktan sonra, Avcı, “Polisler onları tutuklamak için itip kakıyordu” dedi. “Mesut bey’in eşinin yerde yattığını ve iki kadın polisin onu kaldırmaya çalıştıklarını gördüm. Iki genç kızları bağırarak ağlıyorlardı.”
Pakistan yetkilileri 27 Eylül’den beri görünmeyen Kaçmaz ailesi üyelerinin tutuklandığını kabul etmedi. Türk eğitimciler ve Pakistanlı insan hakları grupları devlet yetkilileri tarafından tutuklandıklarını ve hala bir iddianamede bulunmadığını iddia etti.
Salı günü, Lahore Yüksek Mahkemesi İçişleri Bakanlığı’na bu ailenin gözaltında bulunup bulunmadığının öğrenilmesi kararlaştırdı. Ayrıca diğer Türk egitimcilerin de korunmasını ve sınırdışı edilmelerinin durdurulmasına hükmetti. Polisler mahkemeye böyle bir tutuklamadan haberleri olmadığını söyledi.
Mahkemenin harekete geçmesi tam da ABD ile Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki diplomatik gerilimin arttığı bir dönemde meydana geldi. Pazar günü Trump hükümeti, İstanbul’daki ABD Konsoloslugu’ndaki bir çalışanın tutuklanması üzerine Türk vatandaşlarına göçmen olmayan vizelerin verilmesini durdurdu. Çok geçmeden Türk hükümeti de aynı sınırlamayı getirdi.
Avcı ve onlarca diğer Türk gibi Kaçmaz da geçen yıl Erdoğan hükümetinin isteği üzerine kapatılan ve 28 okulu bulunan PakTurk Okulları’nda öğretmendi. O zamandan beri, öğretmenler Pakistan’da geçici mahkeme kararı ve Birleşmiş Milletler koruması altında kalıyorlardı. Pakistan’da en iyi okullar arasında gösterilen okullarda yaklaşık olarak 11,000 öğrenci bulunuyordu.
Bu okullar ayrıca Pensilvanya’da yaşayan din adamı Fethullah Gülen’in liderliğindeki Gülen Hareketinin projesiydi. Pakistan’ın yakın müttefiği olan Erdoğan, Gülen ve arkadaşlarını Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile suçladı. Sonrasında Gülen Hareketi’ne ile muhaliflere ciddi kısıtlamalar getirdi ve Pakistan devletinden öğretmenleri ülkeden çıkarmasını istedi.
Erdoğan Kasım ayında Pakistanı ziyaret ettikten sonra, İslamabad hükümeti bazı öğretmenleri ülkeden çıkarttı ve digerlerinin de vizelerini iptal etti, fakat bazı okul çalışanları mahkemelere gidip Birleşmiş Milletler desteğiyle iltica olmaya başvurdular.
Birleşmiş Milletler koruması altında iltica başvurusu sonuçlarını bekleyen öğretmenler, eğer ülkelerine dönerlerse tutuklanıp işkence göreceklerini iddia ettiler.
“Eğer Türkiye’ye dönersek varır varmaz göz altına alınacağız” dedi, Peşaver’deki PakTurk okulu eski müdürü Serdar Arslan. Su anda işsiz, ayrıca Türkiye ve Pakistan’da hoş karşılanmıyor. “Türk hükümeti çocuklarımın seyahat belgelerini yenilemeyecek ve Pakistan yetkilileri gitmemizi istiyorlar. Mesut’a olanlar hepimizin başına gelebilir.”
Türk mültecilerin dediğine göre Kaçmaz, Erdoğan hükümetini sosyal medyada dobraca eleştirirdi ve ayrıca Pakistan’daki özel bir Rumi Forum’un müdürüydü.
Pakistan Dışişleri Bakanı Hoca Muhammed Asıf, Washington’a yaptığı ziyareti sırasında kaçırma iddiaları hakkında bilgisi olmadığını söyledi. Fakat öğretmenlerin Pakistan mahkemeleri ve BM’nin verdiği süre bittiğinde ülke dışı edileceklerini söyledi.
Gazetecilerle katıldığı bir büyükelçilik davetinde, “Amerika da aynısını yapardı, birinin vizesi bittiyse onları ülkeden çıkarırsınız” dedi. “Bu uluslararası olarak kabul edilmiş bir şeydir. Tek nedeni bu…” diye ekledi. “Yoksa neden bir aileyi kaçırmak gibi korkunç bir şey yapalım?”
Arslan, 110 Türk ailenin 40’ının başka ülkeleri gitmek üzere Pakistanı terk ettiğini, kalan 70’inin de mülteci olma umuduyla beklediklerini söyledi. “Çoğu evlerini başkalarıyla paylaşıyorlar ve dışarı çok az çıkıyorlar.” dedi.
Pakistan’ın baskıcı Erdoğan hükümetiyle ittifakı Amerika dahil olmak üzere birçok Batı ülkesini olasılıklara ekledi.
Erdoğan’ın Amerikan ziyaretçilere koyduğu vize yasağı İstanbul'daki Amerikan Konsolosluğu’ndan bir çalışanın Gülen hareketi ile bağlantısı olduğu iddiasından sonra yürürlüğe konuldu. Bu ani hareket siyasi, turistik ve ekonomik anlamda karışıklığa sebep oldu. Türkiye öncesinde batılı ziyaretçilere açıktı ve ekonomisi yabancı turizmine bağlıydı.
Kaçmaz ailesi ortadan kaybolduktan sonra, Pakistan’daki insan hakları grupları tarafından kaçırılmayı kınayan birçok protesto ve konferans düzenlendi. Pakistan İnsan Hakları Komisyonu 20’den fazla silahlı sivili suçladı ve hükümetin onları hemen serbest bırakmasını istedi.
PakTurk Okulları’nın eski öğrencilerinin velileri de protestolara katıldı ve Pakistan’in bu yanlış tutumunun ülkeyi uluslararası olarak dünyadan soyutlayacağını dile getirdi.
“Polisler Mesut Bey’in kaçırılmasını umursamıyor, o halde bunu kim yaptı?” dedi Okul Aile Birliği Başkanı Doktor Muhammed Zubair. “Bu çok tehlikeli bir hareket ve Pakistan’ı uluslararası alanda kötü gösterecek.”
Kronos.news