Weltanwälte Derneği Başkanı Avukat M. Reşat Bozkurt programda yaptığı konuşmada, avukatların sadece müvekkillerini değil, aynı zamanda temel hak ve özgürlükleri savunduklarını belirtti. Bozkurt, bu yönleriyle sistematik baskılara maruz kaldıklarını söyledi. Bozkurt, Türkiye’de son 12 yılda savunma mesleğini icra eden çok sayıda avukatın tutuklandığını, yargılandığını ve mesleklerini kaybettiğini ifade etti.

“Savunma mesleğine karşı bilinçli ve sistematik bir saldırı var. Ne yazık ki meslek örgütleri bu saldırılar karşısında yeterince ses çıkarmıyor,” diyen Bozkurt, bu sürecin yalnızca bireysel değil kolektif bir mücadele gerektirdiğini, bu mücadelenin sürekliliği için sivil toplum kuruluşlarına büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı. Bozkurt, Weltanwälte olarak bu bilinci yerleştirmeyi ve kuşaklara aktarmayı amaçladıklarını söyledi.

Etkinlikte söz alan Avukat Mehmet Canpolat, tutuklu bulunan ağabeyi ve meslektaşı Av. Turan Canpolat’ın yaşadığı hukuksuzlukları aktardı. Canpolat, 15 Temmuz'dan yaklaşık yedi ay önce, müvekkillerinin gözaltına alınması nedeniyle Malatya Terörle Mücadele Şubesi’ne giden ağabeyinin, adının gözaltı listesine el yazısıyla sonradan eklendiğini ve 29 Ocak 2016’da tutuklandığını ifade etti.

Av. Turan Canpolat’ın 15 Temmuz'da cezaevinde bulunmasına rağmen “darbeye iştirak” suçlamasıyla yargılandığını ve suç yeri olarak Ankara’nın gösterildiğini belirten Mehmet Canpolat, kardeşinin ceza infaz süresi tamamlanmasına rağmen hâlâ cezaevinde tutulduğunu söyledi. “Tüm bu hukuksuzlukların nedeni, onun bir avukat olarak müvekkillerinin haklarını savunmuş olmasıdır,” dedi.

Programda konuşan Avukat Elif Özge Hendekçi, kendi gözaltı ve tutukluluk sürecinde maruz kaldığı hak ihlallerini paylaştı. 8 aylık hamileyken gözaltına alındığını belirten Hendekçi, “Avukat olduğum öğrenildiğinde şiddetin dozu arttı. Benden müvekkillerim hakkında bilgi istendi. Yargılama sırasında savunmasını yaptığım müvekkillerim nedeniyle yargılandığımı bizzat mahkeme başkanı söyledi,” dedi.

Sosyal medyadaki destek paylaşımları sayesinde serbest bırakıldığını, ancak kısa süre sonra hiçbir ilgisinin olmadığı Tokat’taki bir soruşturma gerekçesiyle yeniden gözaltı kararı verildiğini belirtti. “3 aylık bebeğimle birlikte tutuklandım,” diyen Hendekçi, şiddete maruz kaldığını, cezaevi personelinin avukatlara yönelik bilinçli bir baskı politikası uyguladığını söyledi.

“Bu mesleği yapan avukatlardan rahatsız oldukları için baskıyı artırıyorlar. Ancak yılmadan mücadele etmek zorundayız,” ifadelerini kullandı.