Türk edebiyatının manzum ilk siyeri Yağmur’un 75. sayısında yerini aldı...
Yağmur Dergisi kasım ayını 75. sayısıyla karşılıyor. Derginin on yedinci senesini karşılayan bu ilk sayının başyazısı “ruh engini” insanı anlatıyor. M. Fethullah Gülen’in kaleme aldığı yazıda günümüzde kabarmış gururların esaretinden sıyrılmış ruh engini insanlara ne kadar ihtiyacımız olduğundan ve böyle bir insan olabilme yolunda geçilmesi gereken sarp yollardan, yokuşlardan bahsediliyor.
Yağmur’un bu sayısında boy gösteren yazarlardan biri de Ekrem Sakar. Edebiyatımızda çok az örneği bulunan regaibiyyelerin yazılış nedeninin peşine düşen yazar yazısında Regaib Gecesi ile alakalı ezberlerimizi bozacak bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Prof. Dr. Mahmut Kaplan’ın Alvarlı Efe’nin Şiirlerinde Gönül Tasfiyesi aslı yazısı da dergide dikkat çeken yazılardan. Kaplan, bu makalesinde Alvarlı Efe adıyla bilinen Muhammed Lutfî’nin eserlerini merkeze alarak Türk tasavvuf şiirinde gönül tasfiyesi meselesini inceliyor. Kuddusî’den Kemal Ümmî’ye uzanan divan taramaları şimdiye kadar çok da bilmediğimiz bir konunun kapılarını bize açıyor. Yağmur’un bu sayısında dikkat çeken akademik çalışmalardan biri de Bayram Özfırat’a ait. Özfırat’ın Türk edebiyatının manzum ilk siyeri olan Siretü’n-Nebi adlı eserin peşine düştüğü çalışmasında bu siyerin Veli adlı bir yazara ait olduğunu öğreniyoruz. Kütüphanelerden ve yazmalardan derlediği taze bilgileri Yağmur okuruyla paylaşan Özfırat’ın bu makalesi meraklılarına yeni bir ufuk açabilir.
Derginin ilerleyen sayfalarında Mehmet Kaygana imzalı Böyle Olur Cücelerin Siyaseti adlı bir inceleme ile karşılaşıyoruz. Kaygana günümüzdeki ucuz politik oyunların eleştirisini 18. yüzyıl İngiltere’sine ait bir klasik olan Gulliver’in Seyahatleri’ne yaslanarak okuyor. Bu yazısıyla Kaygana, Jonathan Swift’in eserinden yola çıkarak günümüzde klasikleşmiş birçok eseri farklı okumanın anahtarını sunuyor okuruna.
Yağmur’un hemen her sayısında bir gezi yazısı ile karşılaşan okurlar bu sayıda da boş dönmeyecekler elbette. Ramazan Çakır’ın mandalina kokularıyla bezediği yazısı Karadağ’ın üç şehri, Ulçin, Bar ve Kotor’dan bizlere tanıdık sedalar getiriyor. Balkan esintilerinin satırlara sindiği yazıda yörenin tarihi ile birlikte günümüzdeki güzellikleri de arz-ı endam ediyor.
Hüseyin Kaya’nın bir çocuk masumiyetini büyütüp anlattığı Soğan, Zekeriyya Kantaş’ın Anadolu’dan bir güzelliği getirip kapımıza bıraktığı Bağlama, Talha Kabukçu’nun çocuksu dili farklı bir tarzla yoğurarak kullandığı Turgut Gülünce, Ahmet Doğru’nun asıl pehlivanlığın sırrını verdiği Er Meydanı Dünya, Bülent Gündoğan’ın bizi sadakatli bir çırağın yasına ve umuduna ortak ettiği Çırak hikâye okurlarını tatmin edecek metinlerden. Rukiye Koç’un günümüz muhacirlerinden birini andığı Gurbet İçinde Sıla ve Arzu Çetin Ermiş’in günümüz gariplerinden bir garibi anlattığı hikâyelerini okumadan geçmemek gerek.
75. sayının şairleriyse ValeriaKolos, Ziya Paşa Akyürek, Selim Işık, Hasan Çağlayan ve Muhammet Mertek.