AK Parti'nin kurucu üyesi ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Şanlıurfa Suruç'ta yaşanan bombalı saldırının bir süredir Türkiye'nin IŞİD'e karşı izlemekte olduğu veya Suriye genelinde izlemekte olduğu politikanın geldiği nokta olduğunu açıkladı. "Şimdiye kadar Türkiye IŞİD'e yardım etti diyemez ama Türkiye'nin müsamahasından yararlandığını IŞİD'cilerle yapılan mülakatlardan anlıyoruz." diyen Yakış, "Türkiye'de de yerleşmekte oluşuna biraz seyirci kaldık galiba. Her hafta bir anne 'Benim kızım evden kaçtı Suriye de IŞİD'e sığındı, benim oğlum IŞİD'e katıldı' gibi ağlayan anneler çocuklarının resimlerini gazetelere gösteren annelerle dolu. Bütün bunlar akşamdan sabaha olmuş değil. Eğer en başında IŞİD'in Türk devletinin genellikle müsamahasından bu ölçüde yararlanmamış olsaydı, yararlanmasına müsaade ettirilmemiş olsaydı biraz daha mesafeli olurduk. Yine de IŞİD olayları gerçekleştirebilirdi ama belki bu kadar can kaybı olmazdı. Teşhisi doğru koymak gerekiyor." diye konuştu.
AK Parti'nin kurucu üyesi ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Şanlıurfa Suruç'ta yaşanan bombalı saldırı ile ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) önemli değerlendirmelerde bulundu. İstihbaratın hiçbir zaman yüzde 100 koruma sağlamadığını belirten Yakış, "Çok iyi çalışan istihbarat yüzde 100'e en yakın noktaya gelir ama istihbaratın en güçlü olduğu ülkelerde dahi bu çeşit olaylar gerçekleştirilebiliyor. Onun için böyle su ve hava geçirmez istihbarat, güvenlik önlemleri dünyada hiçbir yerde mümkün değil, Türkiye'de de mümkün değil. Uluslararası alanda Türkiye'nin görünümü buna etki ediyor mu sanmıyorum." dedi.
Eldeki göstergelerin Suruç'taki olayın IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini yüksek tuttuğunu kaydeden Yakış, "Eğer IŞİD'i uluslararası camia saymazsak başka ülkelerin Türkiye'ye bakışı bu olayın IŞİD tarafından gerçekleştirilmesini ne kolaylaştırmıştır, ne de zorlaştırmıştır. Şanlıurfa Suruç'ta olan olay bir süredir Türkiye'nin IŞİD'e karşı izlemekte olduğu veya Suriye genelinde izlemekte olduğu politikanın geldiği noktadır. Şimdiye kadar Türkiye IŞİD'e yardım etti diyemez ama Türkiye'nin müsamahasından yararlandığını şimdiye kadar yapılan IŞİD'cilerle yapılan mülakatlardan anlıyoruz. Türkiye'de de yerleşmekte oluşuna biraz seyirci kaldık galiba. Her hafta bir anne 'Benim kızım evden kaçtı Suriye'de IŞİD'e sığındı, benim oğlum IŞİD'e katıldı' gibi ağlayan anneler çocuklarının resimlerini gazetelere gösteren annelerle dolu." diye konuştu.
'4 LİDER BİR ARAYA GELİRSE MECLİS TOPLANMASINDAN ÇOK DAHA SOMUT SONUÇLAR ALABİLİRLER'
Geçenlerde de Konya'dan bir annenin 14-15 yaşındaki kızının IŞİD'e satıldığını söyleyerek devletten yardım istediğini anlatan Yakış, "Bütün bunlar akşamdan sabaha olmuş değil. Eğer en başında IŞİD'in Türk devletinin genellikle müsamahasından bu ölçüde yararlanmamış olsaydı, yararlanmasına müsaade ettirilmemiş olsaydı biraz daha mesafeli olurduk. Yine de IŞİD olayları gerçekleştirebilirdi ama belki bu kadar can kaybı olmazdı. Teşhisi doğru koymak gerekiyor. Siyasi partilerin bugün birbirlerini suçlaması günü değildir, bir araya oturup bu iş kökünden nasıl çözümlenebilir diye bunun muhasebesini yapmak lazım, ona çözüm aramak lazım. Burada Suriye politikamız ön plana çıkıyor. Suriye politikamızda iki ayrı fatura olarak görmek lazım. Birincisi Suriye'ye karşı Beşar Esad rejimi dahil olmak üzere izlenen politika. İkincisi de Kuzey Suriye'deki Kürtlerle olan ilişkimiz. Birbirleriyle epey iç içe olan konulardır bunlar ama o kadar önemli iki büyük başlık ki bunlar ayrı ayrı mütalaa etmek mümkündür. Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki Kürtlerle daha yakından işbirliği yapıp oradaki Türkmen soydaşlarımıza zarar gelmesini istemiyorsak bunun oradaki Kürtlerle işbirliği yapmak suretiyle daha kolay gerçekleştirebiliriz. Oradaki Kürtlerle dalaşmak suretiyle değil." açıklamasında bulundu.
Yakış, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'Dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak deklarasyona imza atmamız lazım.' ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırmasını da değerlendirdi.
Bu tür durumlarda Meclis'in ortak edildiğinde ne tür önlemler alınacaksa daha büyük bir mutabakatla alma imkanı sağlayacağını anlatan Yakış, "Bence birinci önceliği hükümet kurmaya vermek lazım. Meclis kanun çıkarmak için kanunlar yeter de artar bile. Mevcut kanunlar bu çeşit olayların önlenmesine engel teşkil edecek bir durum yok. Meclis toplanırsa kanun yapmak için toplanacak, kürsüye çıkıp milletvekilleri bunun yolunu yordamını görüşecekler. Siyasi partiler liderler düzeyinde anlaşıp 4 lider bir araya gelirse Meclisin toplanmasından çok daha somut sonuçlar alabilirler." şeklinde konuştu. CİHAN