Kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak bilinen infaz düzenlemesini içeren Kanun Teklifi, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılan değişiklikle 19 bin 800 kişiye tahliye yolu açıldı.
Kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak bilinen infaz düzenlemesini içeren Kanun Teklifi, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre PKK’lıların salıverilmesini içerdiği iddia edilmesi nedeniyle tartışılan infaz yasası, DEM Parti’nin taleplerini kapsamayarak Meclis’e sunulmuş; bu durum AKP ve DEM Parti arasında krize neden olmuştu. Söz konusu yasa, Meclis Genel Kurulu’ndan geçti.
Hasta ve yaşlı tutukluları kapsayan düzenlemede, DEM Parti’nin isteminin aksine terör suçluları yer almadı. 2020’de pandemi nedeniyle açık cezaevinde bulunanlara verilen Covid izni, 31 Temmuz 2023’e kadar uzatılmış, ancak bu tarihten önce suç işleyip cezası kesinleşmeyen hükümlüler düzenlemeden yararlanamamıştı.
Taslak çalışmasında 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ve halen cezaevinde hükümlü olanların üç yıl erken denetimli serbestlik kapsamına alınması planlanıyordu. Yasa teklifinde bu maddeye de yer verilmedi. Genel Kurul’da kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde tartışma yaratan 8 madde ise düzenlemeden çıkarıldı. Özellikle kuru sıkı silahlar, çocuk eğitimevleri ve internet yayınlarına ilişkin maddeler dikkat çekici gerekçelerle geri çekildi.
SARAÇHANE MADDESİ ÇIKARILDI
Kaldırılan 11. madde ile, ses ve gaz fişeği atabilen silahlarla ateş eden kişilerin de ağır cezalarla yargılanması öngörülüyordu. Muhalefet, söz konusu maddede yer alan gaz fişeği kullanımına ilişkin düzenlemeyle Saraçhane’deki toplumsal muhalefetin (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ortaya çıkan protestolar) bastırılmak istendiğini gündeme getirmişti. Bu düzenlemenin de ceza hukukunun “ölçülülük” ve “son çare” ilkelerine aykırı olduğu belirtilerek tekliften çıkarılmasına karar verildi. Anayasa’nın 13. maddesine vurgu yapılarak, kuru sıkı silahların ölümcül etkiler yaratmadığı ve bu nedenle ağır suç kapsamına alınamayacağı ifade edildi.
ULAŞIM ARAÇLARI DÜZENLEMESİ REDDEDİLDİ
23. maddede yapılmak istenen değişiklikle, ulaşım araçlarının engellenmesi, kaçırılması veya alıkonulması suçlarına dair mevcut tanımlar genişletiliyordu. Yeni düzenlemede “hukuka aykırı davranış” ifadesiyle suç tanımı belirsizleştirilmiş ve cebir/tehdit unsurları çıkarılmıştı. Hukukçular, bu maddenin suçun işlenmesini kolaylaştıracağını ve öngörülebilirlik ilkesini zedeleyeceğini belirtiyordu. Bu gerekçelerle madde, metinden çıkarıldı. İnfaz yasası teklifinden çıkarılan 15. ve 16. maddelerle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi ve İnfaz Kanunu’nun 11. maddesinde teknik değişiklikler öngörülüyordu. Tutuklularla ilgili bazı hakların hükümlüler için de geçerli hale getirilmesi planlanmıştı. Ancak bu maddeler, TBMM Genel Kurulu’nda kabul görmeyerek tekliften çıkarıldı.
ÇOCUK EĞİTİMEVLERİYLE İLGİLİ KAPSAMLI DÜZENLEME DE REDDEDİLDİ
17. maddeyle çocuk hükümlülerin çocuk eğitimevlerine gönderilmesine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirilecekti. Kasıtlı veya taksirli suçlara göre ceza süresine göre doğrudan eğitimevine gönderilme, davranış değerlendirme sistemleri, disiplin yaptırımları ve yeniden değerlendirme süreçleri ayrıntılı şekilde tanımlanmıştı. Ancak kapsamın genişliği ve yönetmeliklere bırakılan çok sayıda uygulama detayı, maddenin tekliften çıkarılmasına neden oldu.
SANSÜR ENDİŞESİ YARATAN MADDELER GERİ ÇEKİLDİ
Tekliften çıkarılan 23, 24 ve 25. maddeler 5651 sayılı İnternet Yasası’na önemli değişiklikler getiriyordu. Özellikle Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 9. maddenin yeniden düzenlenerek kişilik haklarının ihlali durumunda içerik çıkarılması ve erişim engeli kararlarının sulh ceza hakimlikleri tarafından hızla verilebilmesi amaçlanıyordu. Ayrıca, sosyal medya şirketlerinin içerik çıkarma yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde bant daraltma gibi ciddi yaptırımlar öngörülüyordu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) yayın durdurma ve içeriği çıkarma yetkisi verilmesi de düzenlemede yer alıyordu. Ancak bu düzenlemeler, ifade özgürlüğü, sansür riski ve erişim hakkı gibi temel özgürlükleri ilgilendirdiği gerekçesiyle büyük tepki çekti. Özellikle ilk bakışta ihlal değerlendirmesiyle içeriklerin kaldırılması ve tüm siteye erişim engeli getirilmesi gibi hükümler, muğlak ve keyfi uygulamaların önünü açabileceği gerekçesiyle tekliften çıkarıldı.
TAHLİYELER BAŞLADI
TBMM’deki görüşmeler sonucu geri çekilen 8 madde dışındaki düzenlemeler kabul edilerek yasalaştı. Yasayla, birden fazla suç işleyerek mükerrer olarak ceza alan kişiler de şartlı salıvermeye dahil oldu. Böylece 19 bin 800 kişiye tahliye yolu açıldı. Karar Cumhurbaşkanı'nın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı. Aynı saatlerde Adalet Bakanlığı'nın yönetmeliği tüm cezaevlerine gönderildi ve tahliyeler bayramdan önce başlamış oldu.
DENETİMLİ SERBESTLİKTE YENİ DÖNEM
Teklifte yer bulan diğer dikkat çeken maddeler ise şunlar oldu:
Hükümlüler denetimli serbestlikten yararlanmak için cezanın onda birini ceza infaz kurumunda geçirmek zorunda olacak. Bu süre 5 günden az olamayacak.
Konutta infazın kapsamı da genişletilecek. Kadın, çocuk ve 65 yaş üstü için konutta infazın süresi 1 yıldan 3 yıla çıkarılacak.
Hasta ve engelli mahkumlara adli tıp raporuna göre konutta hapis cezası getirilecek.
Düzenleme ile suça teşebbüs edenlere daha az indirim yapılması sağlanacak.
Kasten yaralama ve tehdit suçlarının cezaları artırılacak.
Alkol ve uyuşturucu madde etkisinde araç kullanma suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis olacak.
SİYASİ DAVALARDA UYGULANABİLİR ENDİŞESİ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, düzenlemeye ilişkin yayımladığı sosyal medya paylaşımında “10. Yargı Paketiyle; ceza adaletinin daha etkin hale getirilmesi, cezasızlık algısının ortadan kaldırılması, suçun işlenmesinin önlenmesi ve caydırıcılığın sağlanması amaçlanmaktadır” dedi. Ancak muhalefet, cezasızlıkla mücadele adı altında cumhurbaşkanına hakaret, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi ‘yatarı olmayan’ suçlarda cezanın 10'da birini cezaevinde geçirme maddesinin siyasi davalarda uygulanabileceğini söyleyip karşı çıkmıştı.