Gün boyu bültenlerde ‘özel haber’ logosuyla yayınlanan bir yalan haber, 17 Aralık’tan bu yana yaşanan sürecin adeta özeti gibiydi.
İddiaya göre, Cemaat ablaları evleri ziyaret ediyor ve oylarını AKP’ye vermemeleri yönünde telkinler yapıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan da Adana’daki mitinginde isim vermeden bu görüntüleri gündeme getirerek “Paralel yapı bunları yapıyor.” iftirasında bulundu. Fakat gerçek, kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Olayın Cemaat’le, ‘ablalarla’ ilgisi yoktu. Evi ziyaret edenler, Saadet Partisi Antakya belediye başkan adayı Fahri Serdar Özal’ın eşi Gülay ve kızı Müzeyyen Özal’dı. Görüntüler de eve gelen PVC ustası tarafından gizlice çekilerek A Haber’e satılmıştı.
EVDEKİ USTA KONUŞMALARI GİZLİCE KAYDETTİ
Cemaat ablalarının ev ziyareti gibi sunulan olay, birkaç gün önce Antakya Aksaray Mahallesi’nde Zekeriya-Fatma Bilir çiftinin evinde gerçekleşti. O gün evde, PVC ustası Zeynel Abidin K. da vardı. Usta balkonda çalışırken, ailenin tanıdığı olan Saadet Partili Özallar ziyarete geldi. Sadece kadınların bulunduğu evdeki konuşmalar, usta tarafından gizlice kaydedildi. İddiaya göre daha sonra A Haber’i arayan usta, görüntüleri parayla sattı. Kanalın Yurt Haberler Müdürü Kerim Ulak, Hatay muhabiri Zekeriya Parıldar’ı görevlendirerek görüntüleri ustadan aldırdı.
AİLE MAHREMİYETİNDEN BAHSEDENLER GİZLİ ÇEKİLEN KAYITLARI MANŞETTEN VERDİLER!
Başbakan Tayyip Erdoğan, seçim meydanlarında, “Aile mahremine girene, yatak odalarını gözleyene, gizlice kayıt yapıp servis edene Müslüman denir mi? Bunun dinde yeri var mı? İnsanlıkta yeri var mı?” diye konuşuyor. Fakat kadınların bu gizli görüntüleri, Başbakan Erdoğan’ın kurdurduğu para havuzuyla el değiştirdiği öne sürülen A Haber’de yayınlandı. Üstelik çarpıtılarak. Haber, ‘Paralel polis ve paralel ablalar işbaşında’ anonsuyla yayınlandı. Hem de Antakya’daki olay, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde yaşanmış gibi anlatıldı.
"OYSA SEÇİM GEZİSİ YAPIYORDUK"
Gizli görüntüleri yayınlanarak mağdur edilen Gülay Özal, “Biz seçim gezisi yapıyorduk, buraya da uğradık. Birkaç partili bayan arkadaşla beraber. Haberde iddia edildiği gibi Sadullah Ergin (AK Parti Hatay Büyükşehir Belediye başkan adayı) veya Başbakan’ı herhangi bir kötüleme, karalama ile de hiçbir alakamız yok. Konuşmalarımızın hepsini koymamışlar. Kesmişler, montajlamışlar.” sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi.
"KİMİN MONTAJDA USTA OLDUĞUNU ANLAMIŞ OLDUK"
Kızı Müzeyyen Özal da, “Oturduk, muhabbet ettik. Karalama, iftira kesinlikle olmadı. Montaj olanlar çok fazla. Kullanılan cümleler de var ama kesinlikle o sözlerin hepsi bize ait değil.” iddiasında bulundu. Baba Fahri Serdar Özal da şunları kaydetti: “Ben Saadet Partisi Antakya Belediye başkan adayıyım. 2-3 gün önce seçim çalışması içerisinde iken maalesef hoş olmayan bir şekilde gizli olarak görüntüler kaydedilmiş. Evin içinden. Mahrem yerimizden. Habersiz bir şekilde kaydetmişler. Görüntünün üzerine montaj yapılmış. Bugünlerde biliyorsunuz montajdı, dublajdı, kumpastı, bu tip işler dönüyor. İşte şimdi kimin oyun yaptığı, kimin kumpas yaptığı, kimin montaj yaptığı anlaşıldı. Bu işleri kimin iyi bildiğini böylelikle anlamış olduk. Tazminat davası açacağız. Partimiz, şahsım ve ailem olarak. Ailemin bu şekilde kullanılmasına izin vermeyeceğim. Bunları nasıl montajladılar anlayamıyoruz ama Allah’ın izniyle açığa çıkaracağız.”
"BU SAADET PARTİSİNİN SEÇİM ÇALIŞMADIR"
Ev sahibi Fatma Bilir de şaşkın. O da “Bizim evde konuşuldu, arkadaşlarımız gelmişti, partiden gelmişlerdi. Kötüleme de olmadı. Zaten daha önceden tanıdığım arkadaşlarımdı. Görüntüyü çekenden de haberimiz yok. Kötü bir şey bu. Nasıl böyle evimizin içini çekmişler. Haberimiz yok bizim. Bir sürü bayan vardı içeride.” tepkisini gösteriyor. Eşi Zekeriya Bilir, evinin içini televizyon kanallarında izlemekten rahatsız. O da tepkisini şöyle aktarıyor: “Mutfak, banyo kapısını takmaya PVC’ci gelmişti. O arada da evimizin görüntüleri çekilerek, bayanların ses kayıtları alınarak gizli olarak basına yansımış. Bunu biz şiddetle, nefretle kınıyoruz. Hem de çarpıtılmış. Tamamen Saadet Partisi’nin seçim çalışması olduğunu ben biliyorum. Zaten biz de Saadet Partiliyiz. Bu şekilde birilerinin suçlanması, çekilen görüntülerin başka adlar altında basına yansımasını kınıyoruz. Hukuki haklarımızı arayacağız. İnsan haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum. Çekenden ve yayınlayanlardan davacı olacağız.”
Masa başında Hollywood senaryosu gibi iftira haberi yazıldı
Haberdeki tek skandal ‘paralel ablalar’ bölümü değil. Onun kadar vahim olan kısmı ise ‘paralel polisler. İddiaya göre, görüntüleri almaya giden A Haber muhabiri Zekeriya Parıldar, sürprizle karşılaşmıştı. Çünkü buluşma yerinde, kendilerini A Haber muhabiri olarak tanıtan sivil polisler karşılamıştı. Haberde yer alan cümleler şöyle: “Muhabirimiz Parıldar, telefonunun dinlendiğinden habersizdi.Görüşmeleri kaydedilen vatandaş, buluştukları benzin istasyonunda bir sürprizle karşılaştı. Kendilerini A Haber muhabiri olarak tanıtan 3 paralel yapı elemanı, görüntüleri almak istediklerini söyledi. Ancak A Haber’in oyunu ortaya çıkarması üzerine 3 sivil polis, görüntüyü çeken vatandaşın ve muhabirin araç plakalarını not alarak ayrıldı. Bu gelişmelerden sonra Hollywood filmlerini aratmayacak bir aksiyon başlıyor. Önce görüntüye çeken vatandaşın akrabaları paralel yapı tarafından tehdit ediliyor. Görüntünün kaydedildiği evin sahibi ve akrabaları paralel yapı tarafından korkutuluyor. Paralel yapının bir sonraki hedefi ise A Haber muhabiri oluyor. Parıldar’ın evine bir grup tarafından baskın yapılıyor. Evde yapılan kara propagandanın yer aldığı görüntüler bilgisayardan zorla sildiriliyor.” Bu iddiaların da gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ortaya çıktı.
Zaman gazetesinin haberine
göre, tam da haberde söylendiği gibi, ‘Hollywood filmlerini aratmayacak’ bir senaryo yazılmış ve masa başında üretilen bu senaryo, gerçek bir haber kılıfıyla seyircinin önüne getirilmişti.
A Haber muhabiri Parıldar, Zaman’ın röportaj talebini kabul etmese de aile fertlerinden edinilen bilgiye göre bu olayların hiçbiri yaşanmadı. Korkudan ismini vermek istemeyen bir aile ferdi, “Zekeriya gitti görüntüyü aldı. Ne buluşma yerinde 3 polis ne eve baskın ne tehdit ne de bilgisayardan görüntü sildirme… Bunların tamamı hayal mahsulü.” dedi.