Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2018 yılında Suudi Arabistan'ın İstanbul başkonsolosluğunda öldürülmesiyle ilgili Türkiye'de yürütülen dava, geçtiğimiz aylarda Suudilere, yani 'ölüm emrini verenlere' devredildi.

Başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere uluslararası kamuoyu, ilk günden beri azmettirici olarak Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı işaret ediyordu.

Ancak Türk yargısının son kararında, özellikle Eylül 2021'den itibaren iyiden iyiye gözle görülür hale gelen ekonomik krizin ve bu kapsamda Suudi Arabistan'la ikili ilişkilerin geliştirilmesi çabalarının etkili olduğu ileri sürüldü.

Yani; bir dönem kürsülerden üst perdeden 'sahip çıkılacağı' söylenen Kaşıkçı davası, nişanlısı Hatice Cengiz'in 'adalet' arayışına rağmen, hükümet kanadında unutulmaya yüz tuttu.

Bu nedenle iktidara yakınlığıyla bilinen İslamcı gazetelerden Yeni Akit'te yayınlanan haber dikkati çekiciydi.


'Kaşıkçı cinayetini parayla unuttular' başlıklı haberde, şöyle ifadeler yer alıyordu:

"Middle East Eye sitesinin haberine göre Amerikan üniversiteleri, insanlığı ve hukuku parayla sattılar. Suudi yönetiminin, Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası imajını düzeltmek ve olumsuz görüşlerin önüne geçmek için 144 Amerikan üniversitesine 440 milyon dolar para aktardığı ortaya çıktı. ABD öğretim kurumları, anlaşmalar çerçevesinde 260 milyon dolar daha alacak."