''Tekstil, inşaat ve lojistik sektörlerinden çok sayıda işadamı Almanya Yabancılar Dairesi’nden ikamet müsaadesi almak için sırada.''
TR724 yazarı Semih Ardıç ekonomide yaşanan bozulma ve tek adam rejiminden korkan yandaşlar dahil birçok işadamının rotayı demokratik Batı ülkelerine, özellikle Almanya'ya çevirdiğini yazdı.
Ardıç'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:
(...)
SEÇİMİN AKABİNDE TANSİYONUN DÜŞMESİ BEKLENİR
Seçimi müteakip bir huzur esintisi beklenir değil mi? Son bir haftada olup bitenler zahiren huzur içinde olanların da rahatının kaçtığı manasına geliyor.
Sandıktan çıkan netice tansiyonu düşürmek bir tarafa gerilimi, kutuplaşmayı had safhaya çıkardı. Yolun sonu karanlık. Bunun farkında olanlar B, C planlarına odaklandı.
Fırsatını bulan nakit parasını Avrupa Birliği (AB) üyelerinden birine, hassaten Almanya ve Hollanda’ya çıkarıyor.
İŞADAMLARININ YENİ ADRESİ ALMANYA
Mevzuatı fazla esnek olmasa da en fazla tercih edilen adres Almanya. Almanya’ya sadece Emrullah Turanlı (Taş Yapı), Sinpaş GYO (Avni Çelik), Ali Balkaner (2001 krizinde batan 21 bankadan biri olan Yurtbank’ın sahibi) ve Aydın Doğan gibi patronlar gelmiyor.
Türk Telekom, TTnet, Vodafone, Turkcell, Microsoft ve Netaş gibi telekomünikasyon sektörünün en büyük şirketlerinde üst düzey idarecilik yapmış isimler de Almanya’da ya şirket kuruyor ya da yönetici olarak yabancı şirketlere transfer oluyor.
Tekstil, inşaat ve lojistik sektörlerinden çok sayıda işadamı Almanya Yabancılar Dairesi’nden ikamet müsaadesi almak için sırada.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) yakın müteahhitlerin de yüz milyonlarca euro büyüklüğünde yatırım için müracaatta bulunduğu konuşuluyor.
ALMANYA İNCE ELEYİP SIK DOKUYOR
İlginç vak’alar da yaşanıyor. Gayrimenkul camiasının önemli bir ismi satın aldığı binayı alışveriş merkezine dönüştürmek için aylarca beklemiş. Amma velakin projeye onay verilmeyince hayalleri suya düşmüş.
Şimdi o binayı Almanya Göç ve Mülteci İdaresi (BAMF) göçmenlere kullandırıyor ve Türkiye’den gelen gruba kira ödüyor.
DW, Almanya’nın Hizmet Hareketi mensupları için ikinci bir merkez haline geldiğini yazarken her ne hikmetse Türkiye’den yüzlerce işadamının kapıda sıraya girmesinden bahsetmedi.
Üstelik AKP’nin verdiği ballı ihalelerle ihya olanlar da aynı kuyrukta bekliyor. Türkiye’den bazı grupların fonlar üzerinden Almanya’ya para taşıma formülünü ilk dakikada farketmiş. “Şüpheli” buldukları bir-iki gruba bankalar üzerinden “hayır” cevabı verilmiş.
YOLUN SONUNDA IMF VAR
Almanya ile mahdut değil sermaye göçü. ABD’de Miami, New York, Teksas ve Washington DC şehirleri, Kanada, İngiltere, İsviçre, Hollanda, Belçika, hatta Yunanistan bile Türkiye’den kaçan sermayenin yeni adresi oldu.
İkamet izni almak için ne lazımsa yapıyor işadamları.
Sadece mayıs ayında 1,7 milyar dolar doğrudan sermaye kaçtı. Yabancıların sattığı hisse senedi ve tahvil tutarı 2,4 milyar doları buldu.
Kur böyle artmaya devam ederse Türkiye er ya da geç Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) kredi talep etmek mecburiyetinde kalacak.
Başkan Erdoğan o ihtimale sıcak bakmazsa kapıları kapatacak ve odanın içinde ne var ne yok el koyacak.
MÜSADERE YENİ DÖNEMİN SOPASI
Buna imkân vermemek için Boydak ailesinin hisselerinin düzmece bir kararla müsadere edilmesine her kesimin itiraz etmesi şart. Var mı böyle bir ihtimal? Maalesef yok.
Erdoğan korku rejimini cesurların sayısını azaltarak inşâ ediyor.
Bavullarını toplayan işadamları arasında Erdoğan’ın has dairesinden isimlerin olması yeni dönemde kitleleri, sermayedarı sindirmek için müsadere (el koyma/devletleştirme) sopasının kullanılacağını ayan beyan ortaya koyuyor.
DW’ye not: Baskı ve zulümden kaçıp Almanya’yı ikinci adres, hatta yeni merkez olarak görenler arasında Hizmet Hareketi mensuplarından başka insanlar da var.
Suç onlarda değil, onları böyle bir göçe mecbur bırakan otoriter Erdoğan’da…
Bu bilgileri haberin fikri takibi için küçük bir katkı kabul edin lütfen!