CHP’li Öztrak, "Dolar 7 TL’nin üzerine çıkmıştı, şimdi 5,60 TL’nin üzerinde. İşler düzeldi diyorlar. Sene başında dolar 3,79 TL idi, şimdi 5,63 TL. Yangın falan bitmedi. Faizler iki katı. Bu tedbirler aspirin tedavisidir, serbest piyasadan vazgeçip fiyat kontrolü getirme tedbirleridir. " diye konuştu.
Tekirdağ’da düzenlenen “Yerel Yönetimler, 2019 Seçimlerine Hazırlık Değerlendirme Bölge Toplantısında” konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak şunları söyledi:
“Yaklaşan yerel seçim, Türkiye’nin aşağı doğru gidişini, tek adam parti devletinin kökleşmesini önleyebilecek olan önemli bir seçimdir. Seçim yaklaşırken Türkiye son 20 yılın en önemli ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Ama her ne hikmetse iktidar bir türlü ülkenin kriz içinde olduğunu kabul etmek istemiyor. Önce döviz ve faiz piyasaları alt üst olurken “ekonomimizin temelleri sağlam” dediler, sonra baktılar olmuyor, “dış düşmanlar ekonomimize saldırıyor” dediler. Bu da olmadı, “Türkiye’ye karşı ekonomik savaş açıldı, bunun ezanımıza ve bayrağımıza saldırıdan farkı yok” dediler. “Mesele Türkiye meselesi, mesele İslam meselesi” demeye kadar işi götürdüler. En son geldiğimiz yerde “Bu kriz değil manipülasyon, kriz mriz yok” deyip üstünü kapatmaya çalıştılar.
EKONOMİDE BAL GİBİ KRİZ VAR
Aslında Türkiye ciddi bir krizin içindedir. AKP rahibi vermesine rağmen ekonomide sular bir türlü durulmuyor. Sene başına göre dolar hala yüzde 50 değerli. Sene başında yüzde 13 olan iki yıllık tahvilin faizi şu an yüzde 26, ikiye katlanmış. Sene başında ülkenin borcunu ödememe riskiyle ilgili sigorta primi 155 puandı, şu anda 390 puanı geçmiş durumda. İşsizlik yeniden çift hanede. Ekonomide güven endeksi tarihinin en düşük seviyelerinde, enflasyon rekorlar kırıyor. Eylül ayında tek bir ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 6,3. Bizim aylık enflasyonumuz, dünyadaki 188 ülkenin 153’ündeki yıllık enflasyondan daha fazla. Yılbaşından beri gerçekleşen enflasyon yüzde 20’yi buldu. Tüm bunlar şunu gösteriyor: İktidar görmezden gelse de yok dese de ekonomide bal gibi kriz var.
NEREDEN NEREYE?
İktidar ekonomiyle ilgili “Nereden nereye?” diyordu. Üretici Fiyatları Endeksi, bunlar iktidara geldiğinde yüzde 30,8 idi, bu yılın eylül ayında yüzde 46,2. Gerçekten nereden nereye? Ama hiç ekonomi konuşturmuyorlar. Ekonomiyle ilgili söylediklerimiz görmezden geliniyor. Genel Başkanımız bütçeyle ilgili konuşuyor, durumun ne kadar vahim olduğunu anlatıyoruz ama gören yok. Neden? Çünkü zannediyorlar ki görmezden gelirlerse geçip gidecek. Ama öyle olmuyor.
BUNUN ADI “ANİ DURUŞ”
Orta Vadeli Program’da 2019 yılı için yüzde 2,3 büyüme hedefi açıkladılar. Uluslararası Para Fonu Türkiye ile ilgili büyüme tahminini açıkladı, yüzde 0,4. Üyesi olduğumuz Uluslararası Finans Enstitüsü’nün Türkiye ile ilgili 2019 tahmini ise yüzde 0,9 küçülme. Bunun adı ani duruştur. Seçime duran bir ekonomiyle gideceğiz. Dolayısıyla en çok anlatmamız gereken şeylerden biri ekonomideki sıkıntılardır.
İLK 20’DEN DÜŞMEMİZE BİR TIK KALIYOR
Uluslararası Para Fonu’nun tahminine göre Türkiye’nin Gayrısafi Milli Hasılasının 631 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Bilindiği gibi Türkiye yıllardan beri en büyük ekonomiler liginde hep ilk 20’nin içinde olmuştur. G-20 üyesi de böyle olduk. Önümüzdeki yıl 20. sıraya düşüyoruz. Ligden düşmemize bir tık kalıyor.
EKONOMİYİ BU HALE GETİREN HATALAR ZİNCİRİ
Ekonomiyi bu hale getiren ilk husus AKP Genel Başkanının tek adam olma hevesidir. Bunun için uyguladığı popülist politikalar ve ülkenin içine girdiği otoriterleşme sürecidir. İkinci önemli sebep bu iktidarın dünya konjonktüründe değişen iklimi okuyamamasıdır, iktidar ekonominin içsel dayanıklılığını artıracak reformları yapamamıştır. Üçüncü husus, askeri darbe girişiminin ardından OHAL’le başlayan sivil darbe sürecinde Türk ekonomisine, Türkiye’deki mülkiyet hakkına olan güvenin bitmesidir. Son olarak da özellikle son dönemde yaşadığımız aşırı kibir ve inkar politikalarının ekonomide ve siyasette yol açtığı ciddi sorunlardır.”
ENFLASYONU DÜŞÜK AÇIKLATMAK İSTİYORLAR
Kriz sürecinde iktidarın önce “yastık altındaki döviz ve altınları çıkarın” dediğini, sonra dolar alacakları “B ve C planlarımız var” diyerek tehdit ettiğini, sonra da fiyat kontrolü için zabıtaları göreve çağırdığını bu da yetmeyince esnafa yüzde 10 indirim yapın dediğini belirten Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:
Esnaf zaten batmış, neyin indirimini yapacak? Türkiye sıkıntılı bir süreçten geçerken mali dengeleri daha da bozacak, ekonomiyi iyileştirmek yerine daha da kötüye götürecek olan 100 Günlük Eylem Planı açıkladılar. Sonra Damat olan Bakan Yeni Ekonomi Yaklaşımı diye bir şey duyurdu. Ardından Yeni Ekonomi Programı adını taktıkları Orta Vadeli Program geldi. Hepsinin ardından Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı. Ama baktılar bu da kesmeyecek, Eylül ayında bu kadar yüksek enflasyon rakamlarını açıklayan TÜİK Başkan Yardımcısını görevden aldılar. Ondan sonra da yüzde 10 indirim meselesini gündeme getirdiler. Yapmak istedikleri şu, bu ay açıklanacak enflasyonla birlikte emeklilerin memurların diğer çalışanların maaşı belirlenecek. Enflasyonu düşük açıklatmak istiyorlar. Onun için bu süreci dikkatle izlemeli ve gereken noktada buna tepki vermek için hazırlıklı olmalıyız.
EKONOMİDE YANGIN BİTMEDİ
Dolar 7 TL’nin üzerine çıkmıştı, şimdi 5,60 TL’nin üzerinde. İşler düzeldi diyorlar. Sene başında dolar 3,79 TL idi, şimdi 5,63 TL. Yangın falan bitmedi. Faizler iki katı. Alınan tedbirler, rahmetli Erbakan’ın ifadesiyle pansuman tedbirleridir. Bu tedbirler aspirin tedavisidir, serbest piyasadan vazgeçip fiyat kontrolü getirme tedbirleridir. Bunlarla işi idare etmeye çalışıyorlar ama sene sonuna kadar 3 ayda bu ekonomide sadece bankaların çevirmesi gereken borç 22 milyar dolar. 14’ü özel bankalarda, 8’i kamu bankalarında. Türk ekonomisinin bunu bulmakta zorlanacağı söyleniyor.
BU İKTİDAR MİLLETTEN KOPMUŞTUR
İktidarın ekonomide güveni yitirip ülkeyi yönetemez hale gelince ABD’li bir danışmanlık firmasını Hazine’nin başına kayyum atamaya kalktığını ifade eden Öztrak, “Başta CHP Genel Başkanı olmak üzere partimiz buna direnç göstermiş, milletimiz de bu direnci desteklemiştir” diye konuştu. Bu karara Abant’taki CHP kampında yaptıkları açıklamalarla ilk tepki gösteren partinin CHP olduğunu anımsatan Öztrak, “Millet bu işin sakıncasını görmüştür ve iktidar, çok tehlikeli olan bu projeden geri adım atmak zorunda kalmıştır. Şu andaki iktidar çok açık şekilde milletten kopmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
UÇAN SARAYI HER HAFTA SORUYORUM, ÇIT YOK
Bir ekonomi programının güven uyandırabilmesi için önce güven vermesi gerektiğini, devlet yönetiminde aile ilişkilerinin değil liyakatin esas olması gerektiğini kaydeden Öztrak şöyle devam etti:
“AKP Genel Başkanı önce damadını ekonominin başına koydu. Yetmedi, kendini Varlık Fonu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığına getirdi damadını da kendine vekil yaptı. Bu kadronun içeriye ve dışarıya güven vermesi mümkün değil. Müthiş bir israf var. Bu kadar olay yaşanırken memlekette, Katar’dan uçan saray geldi. Dünyanın en lüks uçağı. Bunu her hafta soruyorum, bu eğer hibeyse hibe belgesi nerede? Bunun demirbaşa kayıt belgesi nerede? Çıt yok. Hiçbir şekilde cevap vermiyorlar.
CUMHUR İTTİFAKI SAHNESİNDE ORTA OYUNU
Resepsiyonlar yapıyorlar, ejder suları içiyorlar, smoothieler içiyorlar. Saray müthiş bir lüks içinde ama millet inim inim inliyor. İktidar vatandaşın sıkıntılarını gizlemek için panayır gösterileri düzenliyor, suni gündemler oluşturmaya çalışıyor. Kah İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerini gündeme getiriyor, kah Kurtuluş Savaşı kahramanımız Genel Başkanımız İsmet İnönü üzerinden CHP’ye saldırmaya çalışıyor, kah Cumhur İttifakı sahnesinde orta oyunu düzenliyor. Güya kavga ediyorlar. Ülkenin gündemini değiştirmeye çalışıyorlar. Bizim Atatürk’ün bize bıraktığı, mirasını idare etme görevini yerine getirme konusunda vereceğimiz taviz yoktur ama bunların da peşine takılmamamız gerekir. Üzerine gidilmesi gereken konu ekonomik krizdir. Biz milletin yanında olduğumuzu göstermek zorundayız.
FAİZ LOBİSİNİN EN SEVDİĞİ İKTİDAR
Bir bütçe ilan ettiler. Bütçenin büyüklüklerine baktığımızda, 2018’de toplanan her 100 TL’lik verginin 12 TL’si faize gidiyor. Önümüzdeki yıl toplanan her 100 TL’lik verginin 15 TL’si faize gidecek. 2021 yılında ise bu 17 TL’ye çıkacak. Faiz lobisi nasıl sevmez bunları? Bir de faiz lobisine karşıyız diyorlar. Faiz lobisinin en sevdiği iktidar bu iktidardır.
YANDAŞIN ÖDEMEDİĞİ, MİLLETİN SIRTINA BİNİYOR
Kriz yok deniyor, bir bakıyorsunuz İşsizlik Fonu’ndan kamu bankalarına 11 milyar TL para veriliyor. Bütçenin maddelerine girdiğinizde kamu bankalarına verilmek üzere 28,5 milyar TL’lik özel tertip Hazine kağıdı ihraç etme yetkisi veriliyor. Neden veriliyor bunlar? Birileri kamu bankalarına borcunu ödemiyor, muhtemelen yandaşlar. Bunlar kamu bankalarına borcunu ödemediği zaman, milletin sırtından bu bankalara sermaye konmak zorunda kalınıyor. Bunları anlatmak lazım.
Bir başka husus Kamu-Özel İşbirliği Projeleri. Havuz müteahhitleri, holdingler diyoruz. Dövizle garanti verilen projeler. Bunların dış borçlarının 9 milyar dolara kadar olan kısmına kefil olmaya karar verdiler. Geçen sene bu 8 milyar dolardı. Dolarla artırıyorlar. TL ile artsa TL değer kaybetti, enflasyon oldu denebilir. Ama dolarla artırıyorlar. Bütçede harcamalarda artış yüzde 17, Cumhurbaşkanlığı bütçesinde artış yüzde 233. Hala kafalarında itibardan tasarruf olmaz zihniyeti var. Cumhurbaşkanlığı harcamalarından tasarruf edemeyiz zihniyeti. Cumhurbaşkanı maaşı 59 bin TL’den 74 bin 500 TL’ye çıkmış. Artış yüzde 26,3. Peki bütçedeki toplam maaş giderlerindeki artış ne yüzde 23,5.
Bir programın başarılı olması için önce o programı uygulayanlar fedakarlık yapmalıdır. Siz bu fedakarlığı yapmadığınız zaman kimse sizin yaptığınız programa inanmaz. Bunu baştan itibaren söylüyoruz ama dinlemiyorlar.
BU SEÇİM UCUBE TEK ADAM REJİMİNDEN KURTULMANIN KAPISI
Türkiye, 24 Haziran’da ucube tek adam parti devleti rejimine geçti. Bunun üzerinden daha 6 ay geçmeden bunun sırrı döküldü. Bunun vatandaşa ne vereceği belli oldu. Bu rejimin emekliye, memura, çalışana, çiftçiye, esnafa vereceği bir şey yok. Bu rejim faiz lobilerini, havuz müteahhitlerini, kamu bankalarından borç alıp batıran yandaşları ve elbette kendisini doyurmak için dizayn edilmiş bir rejimdir. Bu rejimden bir an önce kurtulup, dünyanın gelişmiş demokrasilerinde olan yüksek standartlı parlamenter rejime geçmek zorundadır. Bu seçimler, bu sürecin kapısıdır. Mahalli idareler seçiminde kazanacağımız büyük bir başarı bu gidişe dur diyecek, Türkiye’nin ucube tek adam parti devleti rejiminden kurtulmasını sağlayacaktır.