Göz sağlığımız için bulunduğumuz mekânlarda ve bilgisayar karşısında en doğru aydınlatmayı seçmek büyük önem taşıyor. Yanlış aydınlatılan ortamlarda uzun süre zaman geçirmek gözde kuruluğuna, baş ağrısına ve göz yorgunluklarına neden oluyor.
Hatalı duruş ve kötü okuma alışkanlıkları gibi yanlış eylemler göz problemlerine yol açarken, yanlış aydınlatma da görme kabiliyetinin azaltabiliyor. Dünyagöz Etiler Hastanesi'nden Dr. Melike Gedar, eskiden mekan aydınlatmalarında ilk olarak dekoratif amaçlı, yeterli parlaklıkta ışık seçtiğimizi; ancak son yıllarda sağlıklı ışık seçmenin daha önemli hale geldiğini dile getirirken, "Mekan aydınlatmasını seçerken dekoratif amaçlı olmasından önce, göz sağlığı açısından yarar-zarar ilişkisi dikkate alınmalıdır" dedi.
Yeterli ışığın ve doğru duruşun çok önemli olduğunu belirten Gedar, "Işığın sol omzunuz üzerinden gelmesini ve okuduğunuz sayfanın üzerine düşmesini sağlayın. Asla karşıdan yüzünüze ışık gelecek şekilde okumayın. Eğer bir gözünüz okuma faaliyetinde daha iyi ise, lambayı o gözünüzün olduğu yöne yerleştirin. En iyi görüntü için ampul mesafesini ayarlamalısınız. Ayrıca, mekanın genel aydınlatmasının da göz sağlığı açısından önemi büyüktür. Sadece lambalar değil, duvarların rengi de aydınlatmada büyük önem taşır. Açık renk duvarlar ışığı yansıtır ve odayı parlaklaştırır. Koyu renk duvarlar ise ışığı emdiği için odayı karanlıklaştırır. Ayrıca perdeler ve mobilya döşemesinin rengi de parlaklığı etkiler. Sonuç olarak odanızı dekore ederken seçimlerinize çok dikkat etmelisiniz" şeklinde konuştu.
Bilgisayar Kullanırken Aydınlatma Nasıl Olmalıdır?
Hayatımızın vazgeçilmez birer parçası olan bilgisayarlar, kötü ortam ışığı ile kullanıldığında gözleri bozabiliyor. Dr. Melike Gedar, odanın ışığının bilgisayar ekranına uyumlu olacak kadar düşük olması gerektiğini belirterek, "Göz yorgunluğu genellikle aşırı parlak iç ışık veya pencereden gelen güneş ışığı nedeniyle olur. Aslında ortam aydınlatması çoğu ofiste kullanılan ışığın yarısı kadar olmalıdır. Dışarıdan gelen güneş ışığı, perdelik, gölgelik veya panjurları kapatarak azaltılmalıdır. Ancak, karanlık bir odada da çalışmaktan kaçının. Bu durumda ekranınız parlak bir fener gibi olur, gözünüz de aşırı ışık ve aşırı karanlık arasında savaşır. Eğer karanlık koşullarda çalışmanız gerekirse ekranınızın parlaklığını azaltın, böylelikle birkaç saat rahat çalışırsınız ama eninde sonunda gözlerinizde yorgunluk oluşur." dedi.
İleri yaşlarda, ortam aydınlatması daha fazla olmalı!
Dr. Melike Gedar, ileri yaşlarda ortam aydınlatmasının daha fazla olması gerektiğini belirterek; "Yaşla beraber ilk olarak gözbebeği çapı küçülür. İkinci olarak göz merceği gençlerde şeffafken, daha sarı olur ve kalınlaşır. Bu iki nedenle gözün sinir tabakasına (retinaya) ulaşan ışık miktarında azalma olur. 60 yaşındaki bir kişinin gözüne giren ışık 20 yaşındaki bir kişinin %40'ı kadardır. Bu nedenle yaşlılarda özellikle loş ortamda görme keskinliği ve kontrast duyarlılığı azalır. Yaşla birlikte özellikle parlaklıkta ani değişiklikler olursa görme sistemi çabuk adapte olamaz. Eğer çok parlak bir alanda daha koyu herhangi bir yer varsa bunu görmekte zorlanırlar. Aydınlatılan alanın genelinde daha koyu alanlar olmamalıdır. Etrafta insanlar hareket ederken de görmenin azalmaması için ortam yeterince parlak olmalıdır. Ayrıca para saymak, yemek yapmak veya okumak gibi işlevler için ilave ışık da gerekebilir." dedi.