Yaralı askerin memleketine otobüsle gönderildiği iddiası
-Hakkarideki çatışmada yaralanan Jandarma Komanda Er Yakut:
-Yalan yanlış bilgiler var ortada
-Ankaradan İnegöle kendi isteğimle geldim. Bana Seni
ailen alsın ded
BURSA (A.A) - Şaban Kılıçcı - Hakkarideki çatışmada yaralanan
Jandarma Komanda Er Erhan Yakut, memleketine otobüsle gönderildiğine ilişkin
iddialarla ilgili, ortada yalan yanlış bilgiler olduğunu belirtti. Yakut,
Ankaradan İnegöle kendi isteğimle geldim. Bana Seni ailen alsın dediler.
Ben de Babamlar zahmet etmesin diye buraya kadar gelmişiz, 4 saatlik yolu
giderim dedim. Allaha şükür durumum iyiydi. Ayakta durabiliyorum,
yürüyebiliyorum dedim. Kendi isteğimle geldim. Bilseydim böyle olayların
olacağını, beklerdim dedi.
İnegöl Orhaniye Mahallesi Mehter Sokaktaki baba evinde AA muhabirine
açıklamalarda bulunan Jandarma Komanda Er Erhan Yakut, Hakkarideki hastanede
bulunan arkadaşlarıyla raporları çıktıktan evlerine gitmek istediklerini söyledi.
Yakut, bu konuda komutanlarının yardımcı olduğunu, 200er lira para
verdiklerini belirterek, Sonra helikoptere bindik, Vana gittik. Vanda durdu.
Askeri hasta uçağı vardı. O uçağa bindik. Oradan Ankaraya geldik. Ankarada da 2
tane rütbeli komutanım vardı yanımda. Arkadaşlarla beraberdik. Sonra bizimle
ilgilendiler. Daha sonra otobüs biletlerimizi ayarladılar. Otobüse binene kadar
yanımızdan ayrılmadılar. Çok ilgi gösterdiler, Allah razı olsun hepsinden. Sonra
otobüse bindim. Babamı aradım Baba ben geliyorum, gelince konuşuruz dedim.
Otobüse binip İnegöle geldim. Bir baktım, böyle karışık olaylar olmuş. Yalan
yanlış bilgiler var ortada diye konuştu.
Yola çıkmadan önce babasından para istediğini, babasının da parayı
gönderdiğini anlatan Yakut, şöyle devam etti:
Biz parayı çekmeye giderken, bankamatik kartımı yuttu. Ondan sonra kartı
alamadık. Sonra parayı çekmeye fırsatımız olmadı. Sonra olayı komutanlara
anlattık. Komutanlar bize para verdiler. Daha sonra buraya geldik. Gazetecilerin
yapmış olduğu haberler yalan oluyor. Ankaradan İnegöle kendi isteğimle geldim.
Bana Seni ailen alsın dediler. Ben de Babamlar zahmet etmesin diye buraya
kadar gelmişiz, 4 saatlik yolu giderim dedim. Allaha şükür durumum iyiydi.
Ayakta durabiliyorum, yürüyebiliyorum dedim. Kendi isteğimle geldim. Bilseydim
böyle olayların olacağını, beklerdim. Benimle birlikte arkadaşlarım vardı.
Tezkereci arkadaşlarım vardı. Ankarada 2-3 komutanım bana yardım etti. Biz
gidene kadar başımızdan hiç ayrılmadılar.
-Birliğime geri dönmek istiyorum-
Yakut, mühimmat sıkıntısı yaşandığına ilişkin haberlere de değinerek, Ben
1. nolu mevzideydim. Bizim mevzilerde hiç mühimmat sıkıntısı olmadı. Herkesin
mühimmatı yetti dedi.
Hakkında çıkan haberleri abartı olarak nitelendiren Yakut, Doğru değil
o haberler. Benim ağzımdan duydular mı ki bunları yazıyorlar- Onları nereden
duyduysalar yazmışlar diye konuştu.
Yakut, kendisini ziyarete gelenlere teşekkür ederken, şunları kaydetti:
Allah razı olsun hepsi geldi. Güzelce konuştuk. Yardımcı olacaklarını
tahmin ediyorduk. Milletvekilleri geldi, vali geldi, komutanlarım geldi. Sonra
herkes geldi. Hepsinden Allah razı olsun. Arkadaşlarıma Allah sabır versin. Şehit
olan arkadaşlarımın ailelerine sabır versin. Kendimi toparladıktan sonra, iyice
kendime geldikten sonra birliğime geri dönmek istiyorum.
-Ayaklarım şiş... Mecbur terlik giymem lazım-
İnegöle gelirken ayağında terlik olduğunun haberlerde yer aldığına da
değinen Yakut, Ayaklarım şiş. Ayakkabıyı nasıl giyeyim ki ben- Mecbur terlik
giymem lazım. Ayaklarımda zaten koruyucu ilaçlar vardı. Ondan terlikle geldim.
Ayakkabılarla yürüyemem zaten. Ben gelmeyi çok istedim. Oradan uzaklaşayım
dedim. Zaten iyice yıkılmıştım. Buraya geldim. Burada daha çok yıkıldım, olaylar
yüzünden. Bu yanlış anlaşılmaların yüzünden görüşünü dile getirdi.
-Babam olayları bilseydi böyle bir tepkisi olmazdı-
Babasının tepkisini de değerlendiren Yakut, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Babam hiçbir şeyden habersizdi. Babam beni aradı Gönderdiğim parayı
çektin mi- dedi. Ben o ara kafam karıştı Çektim dedim. Halbuki çekmeye
fırsatım olmadı. Ondan sonra babamı aramaya vaktim olmadı. Ellerim ağrıdığı için
telefon ile konuşamıyordum. Eve giderim, babamı çekerim, her şeyi güzelce
anlatırım dedim, ama fırsat kalmadı. Eve geldiğimde ortalık karışmıştı. Eve
geldiğimde babama Ben böyle geldim, senin bildiğin gibi olaylar yok dedim.
Babam da ben bilgi veremediğim için öyle konuşmuş. Şimdi babam şaşırmış Ben
nasıl öyle şeyler söyledim- diye. Babam olayları bilseydi böyle bir tepkisi
olmazdı. Hala babama olayları tam olarak anlatamadım. Eve gelenler yüzünden yüz
yüze gelerek hala anlatamadım. Eve geleli 3 gün oldu. Hala babamla yan yana
oturarak konuşamadık. Arada birkaç şey anlattığım için yatıştı.
Yakut, mühimmat bittiği için bıçaklarla savaşıldı şeklindeki iddiaları
ise Yalan, doğru değil. Çatışma çıktı. Biz istirahatli olduğumuz için eşofman
ile direkt mevzilerimize koştuk. Sonra çatışma çıktı. Devamlı çatıştık. Sağdan
soldan geldiler. Sonra vuruldum, ama mühimmat sıkıntımız hiç olmadı diye
yalanladı.
Birliğe takviye gelmediği yönündeki iddialara da değinen Yakut, şöyle
dedi:
Birlik geldi. Havadan kobralar geldi. Sonra bize gelecek olan takviye
kuvvetlere, yolları, köprüleri patlatmışlar. Hakkari tarafını... Sonra köprüden
gelen 2 kobra, mayına basıyor. Ters dönüyor. Onlara saldırıyorlar. Takviye
sonradan geldi. Takviyenin gelmesi iyi oldu. Takviye gelmeseydi, çatışma daha çok
sürerdi. Biz sızma ekibini bozduk, ama yine havadan mermiler geliyordu. 250-300
kişilik grup tahmini olarak vardı. Her yerden üzerimize ateş geliyordu.
Yayıncı: Kamuran Akkuş