Altan kardeşlere ve Nazlı Ilıcak'a verilen ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ ile Deniz Yücel’in, Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel’le görüşmesinden bir gün geçmeden tahliye edilmesi, ‘yargının geldiği noktayı’ gözler önüne seriyor.
Yargının siyasetin arka bahçesine döndüğü eleştirileri son dönemde üst seviyeye çıkarken, ‘adalet sistemini’ AKP’nin günlük çıkarları belirliyor.
Birgün Gazetesine konuşan Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri İbrahim Fikri Talman ile Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Mustafa Karadağ çarpıcı açıklamalarda bulundu..
Hukuki değil
Ilıcak ile Ahmet ve Mehmet Altan’a verilen müebbet hapis cezasının hukuki olmadığının altını çizen Talman, Deniz Yücel’in dava açılmadan tahliye edilmesinin ‘şaşırtıcı’ olduğunu ifade etti. Talman, “Uzun süre iktidara tam destek vermiş bu gazetecilerin, FETÖ ile birlikte hareket ederek darbe girişimine katıldıklarına inanmak çok güç. 1 yılı aşkın süredir tutuklu ve casusluk iddiasıyla soruşturulan Deniz Yücel'in dava açılmadan tahliye edilmesi şaşırtıcı” diye konuştu.
‘Çifte standart’ eleştirisi
Talman, şöyle devam etti: “Bu tahliyenin gelmesi soru işaretlerine neden oldu. Bu arada, aynı suç iddiasıyla uzun süre tutuklu yargılanıp 5 yıl 10 ay hapis cezasına mahkum edilen Enis Berberoğlu'nun tutukluluğunun devamına karar verilmesi, çifte standart olmuyor mu? Yargılama hukuku ve adalet kavramının kaldırmayacağı iki farklı uygulama.”
“2010 yılından itibaren yargı tamamen siyasallaştırıldı” diyen Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Mustafa Karadağ ise, konuya ilişkin şunları söyledi: “Önce Hükümet-Cemaat yönetimi ortaklığı yapıldı. Hukuki olmayan, suç üreten bir yargılama süreci işletildi, şimdi de hükümetin etkisi altına giren yargı hükümetin istekleri doğrultusunda kararlar üretiyor. Sadece fikir beyan etme gerekçesi ile televizyondaki konuşmaları nedeniyle mahkûm edilmeleri yargı bakımından sıkıntı verici bir durumdur. 17-25 Aralık’a kadar geçen zaman içerisindeki yargıya yapılan telkinler sebebiyle yargılansalardı belki başka türlü bakardık. Ergenekon, Balyoz davaları sürecinde yaptıkları spekülasyonlar sebebiyle yargılanmıyorlar.”
‘Yargı ciddi kan kaybetti’
Türkiye’de adalete güvenin kalmadığını vurgulayan Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de yargı ciddi kan kaybetti, adalete güven endeksi sıfırlandı. Bunun sebebi de yargıyı çeşitli şekillerde manipüle eden siyasi iktidar ve yandaşlarıdır. Bu siyasi iktidarın yönlendirmesi ile ne yazık ki adaletten uzaklaşan hakim savcılardır.”
12 Eylül’de bile böyle değildi
12 Eylül Darbesi döneminde dahil askeri yargıçların şu anki durumdan daha özgür olduğunu kaydeden Karadağ, sözlerini şöyle sonlandırdı: “12 Eylül’de bile yargıçlar verdikleri kararlardan kaynaklı cezalandırılmazdı. Yargının son dönemde 3’te biri değiştirildi. Mesleklerinde başarılı isimler uzaklaştırıldı yerlerine sadece diploma alan hâkim savcılar tarafından dolduruldu. Yargı eleştirilemez bir noktaya getirildi.”
‘Siyasi kararla 1 tahliye, 6 müebbet’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Deniz Yücel’in tahliye kararı ile, Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak dahil 6 kişiye verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını kararlarını değerlendirdi. Verilen kararları “Türkiye’de hukuk sisteminin kararları siyasi verdiğini”nin kanıtı olduğunu belirten TGS, “Siyasi kararla 1 tahliye 6 müebbet verildi” dedi.