Ergün Poyraz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylık sürecinde yayımlanan “Diplomasız” isimli kitabında Erdoğan'ın “diplomasının olmadığını” yazdı. Poyraz, iddiaları sebebi ile 'Erdoğan'a hakaret' iddiası ile davalık olurken 2 yıl 4 ay hapis cezası aldı. İtirazı değerlendiren Yargıtay 'Diplomasız Erdoğan' davasında karar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üniversite diplomasının olmadığı iddiası adaylık sürecinde Türkiye'nin gündemini sarsmış, iddiasını kitap yazarak yayımlayan Ergün Poyraz 'hakaret' suçlaması ile davalık olmuştu.
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Ergün Poyraz, kitabındaki iddiaları nedeniyle 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararı onadı. Temyize götürülen dava hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararını verdi.
YARGITAY 'DİPLOMASIZ ERDOĞAN' DAVASINDA KARAR VERDİ
Gazeteci Saygı Öztürk, Sözcü'deki yazısında Yargıtay kararını ve davaya ilişkin detayları yazdı. Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilerek cumhurbaşkanı adaylığının engellendiği 18 Mart'tan 15 gün önce kararın çıktığını yazan Öztürk, Ergün Poyraz’a verilen hapis cezasının 3 Mart 2025’de oy birliğiyle bozulduğunu açıkladı.
Karar ilgili mahkemelere gönderilirken, Poyraz'ın ifadesi dava dosyasında şu şekilde yer aldı:
“Şüpheli daha önce alınan ifadesinde ‘Diplomasız’ adlı kitabın kendisine ait olduğunu, her satırının belgeli olduğunu, Recep Tayyip Erdoğan’ın istanbul imam hatip lisesindeki kütük defteri ve dosyasında imam hatipten başka bir okula gitmediğinin görüleceğini, üniversite hayatının hiç olmadığını, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınacak belgelerle gerçeğin ortaya çıkacağını, ehliyet alırken sunduğu diploma ve askere giderken Milli Savunma Bakanlığı'na verdiği belge ile gerçeklerin ortaya çıkacağını, söz konusu kitapta belgeli ve net ifadelere yer verdiğini, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini beyan etmiştir.”
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin hapis cezasını bozan 3 Mart 2025 tarihli kararında şöyle denildi:
“Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
İnsanın serbestçe haber, bilgi ve başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, savunabilmesi ve yayabilmesi olarak kabul edilen, ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan birini oluşturmaktadır.
Siyasetçilere yönelik eleştirilerin izin verilen sınırlarının özel kişilere nazaran daha geniş olduğu gerek iç hukukumuzda gerekse uluslararası mahkeme kararlarında yerleşmiş bir ilkedir. Bu ilkenin gerekçesi, siyasetçilerin, özel kişilerden farklı olarak, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açık olan, kamuoyuna mal olmuş kişi haline gelmeyi bilerek tercih etmeleridir. Açıklamalar ışığında, somut olayda sanığın eyleminin, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, suça konu paylaşımların tüm içeriği gözetildiğinde siyasi ve ağır eleştiri niteliğindedir.”