Muhalefet, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yüksek yargıyı baştan dizayn edecek olan yasa taslağına tepkili. Parti temsilcileri, önümüzdeki günlerde TBMM’ye gelmesi beklenen taslak ile yasama ve yürütmenin ardından yargıya da darbe vurulacağını düşünüyor.
Hükümet tasarısına dönüşmesi ve TBMM’ye gelmesi beklenen yeni taslak, toplam 711 Yargıtay ve Danıştay üyesinin görevine son vermeyi öngörüyor.
Düzenlemeye göre, kanunun yürürlüğe girmesinin ardından HSYK mevcut üyelerin içinden yeni seçim yapacak.
Seçilmeyen üyeler ilk derece mahkemelerinde görevlendirilecek. Taslak yasalaşırsa Yargıtay ve Danıştay’daki üye ve daire sayısı azaltılacak.
Üyelere 12 yıllık görev süresi sınırı getirilecek. Taslak üzerinde Adalet Bakanlığı’nın çalışmasının sona erdiği ve düzenlemenin kurulacak yeni hükümetin ilk ele alacağı konulardan biri olacağı ifade ediliyor.
‘YARGIYA SARAY DARBESİ’
Muhalefet partileri ise düzenlemenin ‘yeni bir saray darbesi’ olduğu görüşünde.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yapılan hazırlığı takip ettiklerini belirterek, “Bu çabanın karşısında hukuku, hukukçuları ve yüksek mahkemelerin korunması için elimizden geleni yapacağız.” diye konuştu.
Türkiye’de yüksek mahkemelerin yapılarının uluslararası uyumluluğa ve insanların yüzde 70’ten yüzde 30’a düşmüş olan adalete ve adalet dağıtanlara güvenini yeniden yükseltecek bir ulusal mutabakata ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Özel, “Niyet yüksek mahkemelere bir Saray darbesidir, o hazırlığın farkındayız. Dikkatle ve endişeyle takip ediyoruz.” şeklinde konuştu.
HDP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen de Türkiye’nin açık bir darbe süreci yaşadığını savunarak, “Üniversitelere yönelik uygulama, medyaya yönelik tutum, siyasi partiler ile Meclis’e yönelik yaklaşım ve nihayet iktidar partisi ve hükümete yönelik operasyon gösteriyor ki, bu süreçte herkes payına düşeni alacak.
Gerek yargıyla ilgili planlama gerekse Ağustos şurasına yönelik haberler bu operasyonunun devlet içerisinde de son derece keskin biçimde seyredeceğini gösteriyor.” diye konuştu.
Hukuk devletinin kural ve alışkanlıklarının tümüyle devre dışı kaldığı ve ülkeyi olağanüstülüğün normalleştiği bir pozisyona sokan bu tavrın, bir süre sonra başkanlık uğruna iç savaşın bile fitilini ateşleyebileceğini öne süren Bilgen, “Darbe sürecine yönelik tutumumuz, demokrasiden ve hukuk devletinden yana olmaktır. Kim tarafından ve kime yönelik olursa olsun, darbeye karşı olmak bizim ilkesel tutumumuzdur.” dedi.