Yasin Aktay’ın salavatlı türküsüne çok sert çıktı!

Milli ittifak liderlerinden Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, AK Parti milletvekili adayı Yasin Aktay’ın salavatlı türkü sözlerine tepki gösterdi.

Kamalak, "Aynı Salavat-ı Şerif Fethullah Hoca için getirilmiş olsaydı yahut Devlet Bahçeli için getirilmiş olsaydı yahut Kılıçdaroğlu için getirilmiş olsaydı bizim cami cemaati ve AK Parti'ye oy veren hacılarımız, hocalarımız acaba nasıl bir tavır takınırlardı? Çok daha önemlisi AK Parti yöneticileri yeri göğü inletir miydi iletmez miydi? Bunun üzerinde durulması lazım." dedi.

Milli İttifak liderleri Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici, gündem ile ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açıklamalarda bulundu. Saadet Partisi lideri Mustafa Kamalak, "Rahmetli Erbakan Hoca'mız diyordu ki, ‘Tek kapı var kurtuluş kapısı onu da Saadet tutturmuştur’, bu kapıya gelmeye mecbursunuz, mecburlar diğer yolların hepsi çıkmaz sokaktır, sadece AK Parti için değil diğer partilerin tamamı için de aynı kural geçerlidir. Şu ana kadar Milli Görüş'çülerin söylemlerinin hiçbirisinin yalan yanlış olduğu ispat edilemedi. Onlara biz dedik ki, 'İktidar, sizin Suriye politikamız yanlıştır.' Üzerimize medya bombardımanı gönderdiler, beyinleri parçalıyorlardı. Şu an iktidarın Suriye politikasını 'aşk olsun ne güzel yapmışlar, doğrudur' diyen Allah’ın bir tek kulu var mı? Polemik yapıyorlar, efendim Türkiye’ye Suriye'den gelen kardeşlerimizi katillere teslim edecekmişiz, kim diyor? Biz orada barışı sağlayacağız, bu insanları Türkiye'de dilenmekten kurtaracağız, gönül rahatlığı içerisinde can güvenliği içerisinde kendi yuvalarına dönecekler, diyoruz. Olması gereken bu. Şu ana kadar Saadet Partisi doğru söylüyor diyebildiler mi? Bizi paralelcilik ile suçladılar, tutmadı çünkü biz hakkı söylüyoruz. Onlar da neticede gelecekler hakkın dışında kurtuluş yolu yoktur." şeklinde konuştu.

'BU ÖRGÜT BİR GECEDE Mİ ORTAYA ÇIKTI'

Paralel söylemi altında gizlenen bir şeyler olduğunu dile getiren Kamalak, sözlerine şöyle devam etti: "17 Aralık'a kadar paralel diye bir suç örgütü yoktu. Ama 17 Aralık'ta ne olduysa oldu, ne olduğunu aziz milletimiz gayet iyi biliyor, bir suç örgütü ortaya çıktı. Bu sefer bunlar dediler ki, işte bunlar paralelcidir, haindir şöyledir böyledir. Öbür tarafını bilmeyiz ama şunu da söylediler; 'ne istediniz de vermedik, bizi yakalıyorsunuz', o kısmı söylemiyorlar tabi yani böylesine bir örgüt bir gecede mi ortaya çıktı? Varsa kendi iddialarına göre, bu soru iktidar sahiplerine tarafından cevaplanması lazım."

'GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI GİBİ ACI BİR TARAFI VAR'

BBP eski Genel Başkanı Mustafa Destici ise yaptığı açıklamada, "Hiçbir şey gizli kalmaz, her şey zamanı gelince mutlaka ortaya çıkar. Gerçeklerin böyle acı bir tarafı vardır. Gerçekler belli bir süre gizlenebilir ama mutlaka ortaya çıkar. Onun için kim neyi gizlemeye çalışırsa çalışsın onlar bir gün mutlaka ortaya çıkar, buna da öyle inanıyorum. Tırnak içerisinde söylüyorum, paralel yapı iddiasıyla bugün ülkemizin birçok yerinde gözaltılar, tutuklamalar, mahkeme süreçleri, dava süreçleri devam etmekte. Bizler her zaman hukuktan yana olduk, adaletten yana, doğruluktan yana olduk. Bundan sonra da doğruluktan ve adaletten yana olmaya devam edeceğiz. Neticede devletin içerisinde devletin yasasına, anayasasına aykırı bir yapılanma varsa elbette ki devlet bu konuda refleksini gösterir ve hukuk içerisinde gerekeni yapar ama siyaset eliyle, siyaset marifetiyle, tamamen adalet sisteminin üzerine siyasetin çökmesiyle bağımsızlığın ortadan kalkması ile bunu yapması, diğer hukuk devletlerinde demokratik ülkelerde kabul olmayan bir şeydir. Öncelikle biz Türkiye'de kuvvetler ayrılığı prensibine tam olarak uyulmasına yargı, yasama ve yürütme kurumlarının birbirinden bağımsız olarak çalışmasının ve önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz, bunun için mücadele ediyoruz. Yargı üzerinden bütün siyasilerin ellerini çekmeleri gerekiyor. Yargı bağımsızlığına kesinlikle helal getirilmemesi gerekiyor. Ama bugün bunlardan söz edebilir miyiz? Edemeyiz, olaylar öyle bir noktaya gelmiştir ki bugün yargıya olan güven çok aşağılara düşmüştür, çok altlara düşmüştür. Adaletin olmadığı yerde huzurdan barıştan güvenden ve devletten de bahsedilemez." ifadelerini kullandı.

'367 KRİZİ ÇIKARAN KİŞİ 1. SIRA MİLLETVEKİLİ ADAYI'

Destici, iktidarın kendi içinde çeliştiğini ifade ederek, bunu şöyle açıkladı: "AKP iktidarı kendi içerisinde çelişkilerle dolu bir iktidar. Şimdi bir taraftan darbecilikle suçlayacaksınız, bir taraftan darbelere karşı olduğunuzu söyleyeceksiniz, hala 2007'deki 367 krizine sığınacaksınız. 367'de bize darbe yapmaya kalktılar, diyeceksiniz ama o 367'nin krizine sebep olan, o dönemde AKP milletvekilliğinden ayrılıp bir grup insanla başka bir siyasi oluşuma geçen, daha sonra Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçimine hiç katılmayan kişiyi de Muğla’dan 1. sıra milletvekili adayı yapacaksınız. Bu ne yaman çelişki, nasıl izah edeceksiniz? Şimdi izah etsinler bakalım, 367'yi her yerde kullanıyorlar. Partiyi terk eden, cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanmayan birini getirip Muğla’dan birinci sıra adayı yapıyorsun, bunu izah et. Hala 367 üzerinden siyaset yapıyorsun."

'YASİN AKTAY'IN YAPTIĞI EĞER BİR GAFLET ANI DEĞİLSE DÜPEDÜZ SAPKINLIKTIR'

Yasin Aktay’ın Salavat-ı Şerifli görüntülerine de tepki gösteren Destici, "Bunu yapan kişi, Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi, sıradan bir milletvekili adayı değil. Aynı zamanda profesör, aynı zamanda milletvekili adayı yani aynı zamanda birkaç sıfatı olan biri. Bir düşünce derneğinin uzun yıllar genel başkanlığını yapan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ideologlarından. Sıradan, cahil birisinin yaptığı olay değil. Profesörden bahsediyoruz dolayısıyla İslami literatörü çok iyi bilen birisinden bahsediyoruz. Demek ki işin vahametinin hangi noktaya geldiğinin bir göstergesi, en azından çıkıp bir özür dilemesi gerekir. Eğer özür dilemezse, bu davranış bilinçli değil hata ise bir gaflet uykusu anında değilse, bu düpedüz bir sapkınlık. Ben açıkça söylüyorum, taktiri de yüce Türk milletine bırakıyorum." şeklinde konuştu.

26 Mayıs 2015 15:00
DİĞER HABERLER