Türkiye terör olaylarıyla kavruluyor.

AKP iktidarının bu olaylara rağmen tek gündemi var.

Türkiye’nin yüz akı eğitim kurumlarıyla ‘mücadele’.

‘Mücadele’yi tırnak içine alıyorum; zira her ne sebeple olursa olsun uzun namlulu silah taşıyan polislerin eşliğinde kreş basmak tüm dünyada ‘eşkıyalık’ olarak nitelendirilir.

Kadınların ve çocukların gözü önünde hoyratça yapılan baskınlar, gözü dönmüşlüğün, hatta zıvanadan çıkmışlığın en büyük delili...

Onca tepkiye rağmen kendine çekidüzen veren de yok.

Her gün Türkiye’nin bir başka ilindeki kurumların polis nezaretindeki denetim memurlarınca baskına uğradığı yansıyor haber bültenlerine.

Devletin haber ajansı ve havuz medyası organları, terör haberlerini ya da şehit cenazelerini bir kenara bırakıp âdeta ‘kına yakma havasıyla’ sosyal medyada paylaşıyor bu baskınları.

Yapılan kreş, okul veya dershane baskınlarının amacı belli.

Korku salmak...

Öğrencilere, velilere, öğretmenlere, çalışanlara ve o okullara gönül verenlere...

Dehşete düşürmek, korkutmak ve korkutup kaçırmak anlamına gelen bir terim var. Latince kökeni ‘terrere’. Türkçesi ise ‘terör’.

Evet, açık ve net. Kreş, okul ve dershanelere silahlı polis eşliğinde hoyratça baskın düzenleyenlerin yaptığı şeyin adı terör!

2002’de Nijerya’da kurulan bir terör örgütü var. Adı ‘Boko Haram’. Dünya, Boko Haram’ı 2013’teki silahlı okul baskınlarıyla tanıdı.

Tarihler de manidar...

Türk tipi ‘Boko Haram’ın iktidara geldiği yıl 2002. Dershaneleri kapatmak için kolları sıvadığı yıl ise 2013...

Yapılan eylemler ‘paralel’...

Neyse. Gelelim okul baskınlarının sosyal medyadaki yansımalarına...

Yandaşlar, havuzcular ve sosyal medya faresi troller coşkuyla bu baskınların haberlerini paylaşırken; o okulların çalışanları ve öğretmenler içeride yaşananların görüntülerini paylaşıyor sosyal medyada. Bakıyorsunuz bir dershanenin önünde sandalyeye çıkmış bir memur, elinde mezura ile tabela ölçüsü alıyor. Neymiş? Tabelanın boyutlarının yönetmeliğe uygun olup olmadığını denetliyormuş.

Bir başka yerden fotoğraf düşüyor Twitter’a. Memurun birisi elinde evraklarla merdivenin genişliğini ölçüyor ayakkabılarıyla! Denetime gelmiş ama o derece profesyonel ki ayakkabı boyu ile denetim yapıyor!

Ruhsat verirken denetlenmesi gereken teknik detaylar üzerine sayısız inceleme yöntemleri... Denetlenen şeylerin ‘eğitim’ ile ilgili olmadığı ortada. Ufak bir açık tespit edip okul ruhsatını iptal etmeye çabalıyorlar.

Her biri onlarca uluslararası ve yüzlerce ulusal madalya almış, üniversite sınavlarında defalarca en iyi dereceleri elde etmiş okulların ruhsatlarını... Duvarda asılı başarı belgeleri ile dolaplara sığmayan madalyalarına hayran hayran bakış attıkları okulların ruhsatlarını...

Bastıkları okullar, tüm dünya tarafından uluslararası yarışmalardaki dereceleriyle tanınıyor. Bu okullara baskın yaptıran ‘Boko Haram Çetesi’ ise yaptıkları yolsuzluklar ve 17-25 Aralık operasyonları sonrasında hukuku yerle bir eden tutumlarıyla tanınıyor dünyada.

Hiç beklemeden yapılması gereken belli...

Hukuksuz okul baskınlarını bütün çıplaklığıyla dünyaya yansıtmak. Silahlı okul baskını, tüm dünyada nefretle karşılanır. Vahameti kolayca anlayacaklardır...