Yavuz Baydar: İktidar, genetik yapısıyla oynanmış medya oluşturmak istiyor

Belçika'nın finans gazetesi L'Echo'ya röportaj veren gazeteci Yavuz Baydar, "Türkiye'deki medyanın yüzde 80'i devlet kontrolü altında veya hükümete yakın işadamlarına ait." dedi. Gazetecilere yönelik artan baskı ve tehditleri de değerlendiren Baydar, son 4 yılda 2 bin gazetecinin işini kaybettiğini söyledi.

Belçika'da Fransızca yayın yapan muteber finans gazetesi L'Echo, gazeteci Yavuz Baydar ile basın özgürlüğünden seçim atmosferine, Türkiye-Avrupa ilişkilerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kadar birçok farklı konuyu içeren bir röportaj yayınladı.

Türkiye'de basının ve gazetecilerin durumuna ilişkin soruya "Türkiye'deki medya organlarının yüzde 80'i devlet kontrolü altında veya hükümete yakın işadamlarına ait." cevabını veren Baydar, basına yönelik baskıların Türkiye'de hiçbir zaman bugünkü dereceye ulaşmadığını ifade etti. Baydar, "Çok zor dönemler gördük. 1980 darbe sonrası ve 1990'lar, özellikle Kürt medyası için karanlık bir dönemdi. Bugün özgür basına yönelik sistematik bir savaş görüyorum. İktidar genetik yapısı ile oynanmış medya oluşturmak istiyor." dedi.

Türkiye'de gazetecilere farklı metotlarla baskılar yapıldığını işaret eden Baydar, "Birçok metot var. Yasal yollarla gazetecileri sindiriyorlar. En sık Cumhurbaşkanı'na hakaretten gazeteciler tutuklanıyor. AİHM 2014'ten beri 216 gazeteciye bu bahaneyle dava açıldığını, 105'inin gözaltına alındığını, 8'inin ise hüküm giydiğini açıkladı." dedi. Erdoğan ve partisinin medya sahibi işadamlarının kamu ihaleleriyle baskı yaparak otosansüre zorladığını da anlatan Baydar son 4 yılda 2 bin gazetecinin işinden olduğunu söyledi.

Erdoğan'ın Ekim ayında gerçekleştirdiği Brüksel ziyaretinde soru almamasına da değerlendiren tecrübeli gazeteci, "Erdoğan, benim özgür olarak tanımladığım bir basın toplantısı hiçbir zaman yapmadı ki!" tepkisini verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arzuladığı başkanlık sistemi hakkında "Meksika ve Malezya'daki gibi bir başkanlık sistemi veya Baas rejimlerine yakın bir sistemi empoze etmek istiyor." diyen Baydar yetkililerin artık eleştirilemediğini ifade etti.

Medyada muhalefete söz hakkı verilmemesinden dolayı 1 Kasım seçimlerinin usulünce yapılacağı konusunda ciddi endişelerinin olduğunu da paylaşan Baydar, "UNESCO verilerine göre Türklerin yüzde 85'i televizyon aracılıyla bilgileniyor. Muhalefet partileri televizyonlarda yok. Her partinin kendi görüsünü müdafaa ettiği tartışma programlarımız yok. Durumun ne kadar kritik olduğunu anlatacak kelime bulamıyorum." dedi.

AK Parti'nin 7 Haziran'daki düşüşünü 17-25 Aralık ve bazı skandallara bağlayan Baydar Türkiye'yi "fırtınada kaybolmuş ve kaptanına güvenmeyen bir gemi" olarak tanımladı. Türkiye AB ilişkilerinde uzun vadeli perspektif eksikliği olduğunu da dile getiren Baydar, AB'nin Sarkozy ve Merkel'den kalma miyopluktan kurtulması gerektiğini savundu. CİHAN
02 Kasım 2015 13:34
DİĞER HABERLER