Yayınevi cinayetinde iki tanık dinlendi

Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde, biri Alman üç kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 11. duruşmasında, tanıklardan Turna Işıklı ve Mehmet Uludağ'ın ifadesine başvuruldu.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tanıklardan Turna Işıklı, arkadaşının kullandığı telefonun kendi adına kayıtlı olduğunu, kendisinin kullandığı telefonun da başkası adına kayıtlı olduğunu belirtince Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin, ''Kimin eli kimin cebinde diye bir tabir var, başkasının telefonunu ne diye kullanıyorsunuz kardeşim'' dedi. Turna Işıklı, ''Arkadaşım Yeliz Ö. hat alacaktı, kimliği üzerinde olmadığı için benim kimliğimle almıştık'' dedi. Mahkeme Başkanı Gürtekin, ''Kimliği üzerinde yoksa gider evden kimliğini alır ve hattını bir sonraki gün alır. Siz biliyor musunuz, biz burada teröristlerin üzerinden çıkan kimlik kartları yüzünden bir sürü insanı yargıladık'' diye konuştu. Bu arada, sanıklardan Emre Günaydın, mahkeme başkanından söz alarak, müdahil avukatları kastederek ''Ramazan ayındayız ve oruçluyuz. Adamlar karşımızda su içiyor'' dedi. Mahkeme başkanı, Emre Günaydın'a oturmasını söyledi. İfadesine devam eden tanık Turna Işıklı, şunları söyledi: ''Emre Günaydın'la sadece okuldan arkadaşız. Arkadaşlığımız bundan ibaretti. Bana karşı olan duygularını öğrendikten sonra arkadaşlığımı bitirdim ve olaydan bir süre önce başka arkadaşlarımızın da araya girmesiyle barıştık. Emre Günaydın, bana davası görülen olayla ilgili herhangi bir şey anlatmadı. Bu konuda hiçbir şey konuşmadık. Zaten yalnız görüşmüyorduk. Arkadaş grubu halinde görüşüyorduk.'' -''BEN SADECE ARACIYIM''- Mahkemede dinlenen tanıklardan Mehmet Uludağ da sanıklardan Cuma Özdemir ile samimi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Sadece Cuma Özdemir'le samimiydim. Cuma Özdemir'le olaydan bir süre önce Malatya merkezdeki Hürriyet Parkı'nda görüştük. Çarşı merkezine doğru yürürken bana yemin ettirerek, bir şey söyleyeceğini, kimseye söylememem gerektiğini söyledi. Malatya'da çok büyük bir olay olacağını, yanında Hamit Çeker ve iki kişinin daha bulunduğunu, o iki kişiye güvenmediğini, sadece Hamit Çeker'e güvendiğini ifade ederek, 'Hamit de bana yanlış yaparsa ben ölürüm. Senden isteğim, ortadan kaybolursam veya bana bir şey olursa Muammer. Ö'yü arayarak saklamış olduğum bir mektubu alıp Top Mahmut lakaplı kişi ile jandarma veya polise vereceksiniz' dedi. Ben kendisini çok ciddiye almadım çünkü bunları gülerek ve esprili şekilde söylüyordu.'' Uludağ, olayın ardından gözaltına alındığını belirtti. Çapraz sorgu yapılan Uludağ, müdahil avukatlardan Ali Koç'un ''Cuma Özdemir'in sana anlattığı gizemli bir mektup olayı var. Anladığım kadarıyla sürekli aranızda mektupçuluk oynamıyorsunuz. Peki sen bu mektup organizasyonunun neresindesin?'' diye sorması üzerine, ''Ben sadece aracıyım'' yanıtını verdi. İfade verirken sürekli güldüğü gözlenen tanık Uludağ'a, Mahkeme Başkanı Gürtekin, ''Senin bir yakının öldürülmüş olsaydı böyle gülmezdin. Burada eşi, yakınları öldürülen insanlar var. Burada tiyatro yapmıyoruz. Biraz ciddi ol'' dedi. Duruşmaya ara verildi.
12 Eylül 2008 17:56
DİĞER HABERLER