Yaz Geldi ... Kenelere dikkat !

Kenelerden Kaçınmak İçin Uzak Durmanız Gereken Yerler



Nihayet kış bitti. Ülkemizin büyük bir bölümünde, ormanlar en davetkâr zamanlarını yaşıyor. Keneler de tam kadro orada.

Bunun için hazırlık yaptınız. Yasaklar bittiği zaman böceksavarınızı alacak, pantolonunuzu çorabınızın içine sokacak ve dışarıdan geldikten sonra kene var mı diye bakacaksınız. Peki kene ülkesine doğru yol alırken nelere dikkat etmelisiniz? Isırılmanın daha muhtemel olduğu yerler var mı?

Yoğun ve çalılık bitki örtüsünün bulunduğu yerlerin kene mıknatısı olabildiğini biliyoruz. Fakat bilim insanları, farklı bitki ve tabiat özelliklerinin keneleri nasıl topladığını ya da uzaklaştırdığını daha yeni anlamaya başlıyor. Eğer bu hastalık saçan haşeratlarla karşılaşma olasılığınızı en aza indirmek istiyorsanız, dikkat etmeniz gereken birkaç şey var.

Egzotiklerden kaçının

Keneler, korunaklı yerlerde veya hayvan konaklarının çok zaman geçirdiği alanlarda takılmaya eğilimli oluyor. Bu tercihler, farklı türler arasında değişiklik gösteriyor. ABD Hastalık Kontrol Merkezleri’nin Taşıyıcı Kaynaklı Hastalıklar Bölümü’nde araştırmacı biyolog olan Rebecca Eisen, “Bütün keneler aynı değil” diyor. Tularemi ve Rocky Mountain benekli humması gibi hastalıklar taşıyabilen köpek keneleri, çayırlarda sık görülüyor. Kurumaya karşı savunmasız olan diğer keneler ise gölgeli ağaçlıkları tercih ediyor. Bunlar arasında, Lyme hastalığı yayan kara bacaklı keneler (geyik keneleri) de yer alıyor.

Bazı istilacı bitkilerin, hayvanların geçmesini bekleyen keneler için özellikle güzel yerler olabileceğine yönelik bulgular elde edilmiş. Connecticut Tarım Deney İstasyonu’nda ekolog olan Scott Williams’a göre bunun sebebi, istilacı türlerin rekabette ezici taraf olmaya ve ormanlık alt bitki örtüsünde egemen hale gelmeye yatkın olması. Dolayısıyla bu bitkiler sıklıkla, keneler için gölgeli, nemli bir sığınak meydana getiren sık çalılıklarda veya sarmaşıklarda yetişirken bulunuyor. Bu durum, kenelerin kurumadan daha uzun süre konak aramasına olanak sağlıyor. Keneler konak ararken, bir yaprağın ya da ot sapının kenarında kollarını uzatmış bir şekilde bekliyorlar.

Böyle bitkilerden bir tanesi de, 1800’lerin sonlarında ABD’nin kuzeydoğusuna getirilen ve o zamandan beri 32 eyalete yayılan Japon diken üzümü. Bu bitki, Williams’ın söylediğine göre kara bacaklı keneler için ideal koşullar sunuyor. Etrafı yoğun şekilde sarmakla kalmıyor; aynı zamanda keneler için, geçerken dokundukları sırada geyiklere tutunmalarını sağlayan güzel bir tünek de sunuyor. Williams, diken üzümünün “son derece tatsız” bir bitki olmasının, işleri daha da beter hale getirdiğini söylüyor. “Geyikler, diken üzümü hariç ormandaki her şeyi yerler ve bu yüzden bütün rekabeti tüketirler.”

Yerli bitkiler de kene barındırabilir ve barındırır. “İnsanlar, keneler için aynı tür faydaları sağlayan ve yavaş büyüyen yoğun bitki örtüsüne dikkat etmeli” diyor Williams. Yine de yerli alt bitki örtüsü, diken üzümlerinden daha düzensiz olmaya eğilim gösteriyor. Bu yüzden, kara bacaklı keneler için daha hasmane bir ortam oluşturuyorlar.

Williams ve meslektaşları, kara bacaklı kenelerin ormanda en çok diken üzümlerinde bulunduğunu keşfetmişler. Japon diken üzümlerini ortadan kaldırdıkları bölgelerde, kene miktarının keskin şekilde düştüğü gözlemlenmiş. Bu durum, diken üzümü gibi baş belası bitkilerin kontrol edilmesiyle kenelerin sığınaktan mahrum bırakılabileceğini ve böylelikle kenelerin, doğal alt bitki örtüsünde mevcut olanlar gibi sert, güneşli koşullara maruz kalabileceğini gösteriyor. “Kenelerin ve patojenlerin azaltılması bakımından en iyi orman tertibinin hangisi olduğunu çözmeye çalışıyoruz” diyor Williams.

Fakat araştırma takımı, zaman geçtikçe bitkinin tekrar geri gelmeye başladığını ve kenelerin de yeniden arttığını görmüş. Bu yüzden, bitkinin ortadan kaldırıldığı yerlerin yaklaşık her beş yılda bir yenilenmesi gerekiyor.

Durup gülleri koklamayın

Sarmaşık gülünden de uzak durmanız gerekebilir. Doğu Asya’ya özgü olan bu bitki süsleme, toprak erozyonunu önleme ve çiftlik hayvanları için canlı çitler oluşturma amacıyla getirilmiş. Yakın zaman önce Parasites & Vectors bülteninde bir çalışma sunan bilim insanları, sarmaşık gülünün egemen olduğu orman parçalarında yaşayan kenelere, istila edilmeyen ormanlık alanlarda yaşayan kenelerde olduğu gibi Lyme hastalığına sebep olan Borrelia burgdorferi bakterisinin iki kat daha fazla bulaşabileceğini aktarmışlar.

St. Louis – Washington Üniversitesi Tyson Araştırma Merkezi’nde çalışan eş yazar Solny Adalsteinsson’a göre bunun sebebi, sarmaşık gülünün ele geçirdiği bölgelerin beyaz ayaklı farelere daha çekici gelmesi olabilir. B. burgdorferi farelere bulaştığı zaman, fareler de bu bakteriyi kendilerinden beslenen yeni keneye aktarabiliyorlar. Bu durum ise onları, bakteri için (geyik de dahil) kenelerin beslendiği diğer hayvanlara göre çok daha iyi bir depo haline getiriyor. Dolasıyla farelerin bulunduğu yerde bakteriler de çoğalabilir.

B. burgdorferi ile mücadele etmenin yollarından biri de, işgalci bitkileri ortadan kaldırmak ve tekrar yerli alt bitki örtüsünü yerleştirmek. Bu bitki örtüsü, patojen için o kadar da iyi konak olmayan hayvanların içerisinde yer aldığı geniş çeşitlilikteki hayvana daha güzel bir yaşam alanı sunuyor.

Fakat önemli bir nokta var; keneler, gül çalılıklarında toplanmaya eğilim gösteriyor ve istila edilmemiş ormanlık alanlar, aslında üç kat daha fazla kene barındırabiliyor. “İstila edilmemiş ormanların alt bitki örtüsünde pek fazla şey olmuyor ancak kenelerin hayatta kalması bakımından [çok] daha fazla olanak sağlayabilen kalın bir ölü örtü katmanı içeriyorlar” diyor Adalsteinsson.

Buna göre enfekte bir keneyle karşılaşma olasılığınız, sarmaşık gülünün yayılmadığı ormanlarda daha yüksek olabilir; bu patojen, söz konusu alanlarda daha nadir olsa bile.

Kenelerin patika merkezine tutunarak toplandığı sık çalılıklardan kaçınabilirsiniz fakat yerde bulunan yaprak birikintisi miktarına dikkat etmek de iyi bir fikir. “Sinsidirler” diyor Adalsteinsson. “Ayakkabınız veya çorabınız bir kısım yaprak birikintisine değerse ve orada bekleyen bir kene varsa, size tutunurlar.”

Sık araziden geçmek

Ormanlık alanların dikkat etmeniz gereken birkaç başka özelliği daha var. Adalsteinsson ve meslektaşları, nehirlerin hemen yanında çok fazla kara bacaklı kene olmadığını bulmuş. “Kuruyup ölmek büyük bir tehlike, fakat çok ıslak yerlerde dururlarsa mantar enfeksiyonu da kapabilirler” diyor. “Nehre çok yakın olan keneler akıntıya kapılmış olabilir ya da toprak, hayatta kalınamayacak kadar ıslak olabilir.” Adalsteinsson, daha fazla güneş ışığı alan yerlerde daha düşük miktarda kene bulunduğunu çünkü bu yerlerin, keneler için fazla sıcak ve kuru olduğunu da keşfetmiş.

Yapacağınız gezintinin başında özellikle dikkatli olmanız gerekebilir. Dartmouht College üniversitesinde ekolog olan Matthew Ayres, “Kenelerin bana yapışacağı en muhtemel yer, bir ormanın kenarında araçtan indikten sonra attığım ilk beş adım” diyor. Ayres, kenelerin aslında ormanların sınırında iç kısma kıyasla daha bol bulunup bulunmadığını araştırıyor. Kenelerin, ormanların çayırlıklara yol verdiği yerlerde çıkan bol çalılıklar ile otlarda en yoğun bulunabileceğinden şüpheleniyor.

Kara bacaklı keneler ile meşe ağaçları arasında da bir bağlantı var gibi görünüyor. Meşelerin bol miktarda palamut üretmesinden sonra, beyaz ayaklı fare popülasyonu fırlıyor ve bunun karşılığında ormandaki enfekte kene sayısı yükseliyor. Ayres şimdilerde, meşe ağaçlarının hemen yakınlarında daha fazla kene olup olmadığını araştırıyor.

Kara bacaklı kenelerin kümelenebileceği bir diğer yer ise, fare ve sincap gibi hayvanların yuva yapabileceği kütükler. “Bazen yuva yapılan veya bu küçük memelilerin çok zaman geçirdiği yerlerde küçük kene kümeleri görüyorsunuz” diyor Eisen. “Fakat bu, başka bir yerde kene bulmayacağınız anlamına gelmiyor.”

Kenelerin, rahatsızlık veren haşerelerden daha fazlası olmaya başladığını belirtmekte de fayda var. Kene ve sivrisinek gibi haşerelerin bulaştırdığı hastalıklar son yıllarda artış gösteriyor. Bunun da muhtemelen birkaç sebebi var; iklim değişimiyle yükselen sıcaklıklar ve kenelerin yolculara binerek yeni alanlara gitmesi gibi…

Bunların hiçbiri, ormandan kaçmanız ve kendinizi eve kapatmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Fakat ağaçlık bir yer varsa, keneler de olacaktır. En iyisi, bu küçük kan emicilerin neredeyse her yerde olabileceğini varsaymak. Evet, ormanların bazı kısımları yoğun miktarda keneye ev sahipliği yapıyor olabilir ve kenelere kalacak yer sağlamamak adına daha dikkatli olmanız gerekebilir. Siz sadece olağan önlemlerin hepsini aldığınızdan emin olun.

12 Mayıs 2021 09:08
DİĞER HABERLER