Ciddiyet ve ısrar

  • Abdullah Aymaz
  • Abdullah Aymaz
    21 Kas 2022 09:48
    “Men talebe ve cedde ve vecede” yani kim bir şeyi ister ve ciddiyetle gayret gösterirse onu elde eder. Bu hususta ısrar etmek ve önemsemek gerekir. Ticarette bile başarılı satırlar, en çok ısrarcı olanlar ve ısrarla en çok kapı çalanlar olmaktadır. 


    M. Fethullah Gülen Hocaefendi diyor ki: “Bazen bir kitap, bir üniversite kadar hizmet edebilir. Çünkü çok büyük görünen güç ve kuvvet yok olur gider ama kitap ise her zaman bilgi vermeye devam eder.”


    Ali Ünal demişti ki: “Tâbiîn nesli olmasaydı. Tebe-i tâbiîn olamazdı. Sahabe ihlasla tâbiîni yetiştirdi. Halbuki Hz. Süleyman Aleyhisselamdan sonra her şey bitiyor. Hz. İsa Aleyhisselamdan sonra Havarilerle iş bitiriyor. Hz. Musa Aleyhisselam döneminde cemaati işe yaramaz hale geliyor. Halbuki Kur’an’ın mucizesi olan hem de Kur’an’ın canlı tefsirleri olan sahabeler tâbiîni yetiştirdi. Bu yetişenler, tebe-i tâbiini yetiştirirken İslam Dünyası da karma karışık bir hal alıyordu. Âl-i Beyte ve çok değerli zatlara karşı cinayetler ve zulümler işleniyordu. O cevir dönemi bir yandan lisan-ı hal ile ‘Yangın var!’ diye haykırıyordu. İşte bu etba-ı tabiin ihlasla dünyaya dağılıp İslamî ilimler konusunda her biri omuzuna birisini alıp üzerlerine düşeni yerine getirirler. Bunlardan anlıyoruz ki, bizler de imanla, ihlasla, maneviyat ve ilimle iyi nesiller yetiştirmeliyiz.”


    “Ferdiyet, talim ve talimat doğrudan Efendimizden (S.A.S.) alma makamıdır. Tarihçe-i Hayat’ta anlatıldığı gibi, Üstad Hazretleri rüyasında Efendimizden  (S.A.S.) ilim istiyor. O da Üstad’a ‘Başkalarına soru sormamak şartıyla sana ilim verilecek’ buyuruyor. Bunun mânası ‘Artık sen ferdiyet mazharısın başkasından bir şey öğrenmeye ihtiyacın olmayacak’ demektir. Onun için de kimseye soru sormaman lazım… Demektir. Netice itibariyle Üstad Bediüzzaman Hazretleri çağların ihtiyacına göre metodu kendi içinde bir hizmet  ortaya koyar.


    “Hz. Ali İsm-i Azamları içinde (Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Ald, Kuddüs) en başta Ferd ismi vardır. “Hz. Hüseyin Efendimiz, Zilhiccenin 9. gününde Hac’da Arafat’ta Vakfe’yi bırakıp doğruca Kerbela’ya gitti.  Haccı korumak için bunu yapmak mecburiyetindeydi. Yani ne olursa olsun gidip şehit olmalıydı. Çünkü onun yaptığı şey efrazü’l-farz (farzlar üstü farz, katmerli farz)


    “İslam’da Tecrit (soyut sanat) esastır; Tevhid’in gereğidir. Mesela müşahhas sanat olarak Heykel, bekâ kazandırma gayretidir. Halbuki Allah’tan başka her şey fanidir. İslam heykel istemez.” “Süt fıtrattır. Süt ilimlerdir. (Süt, ilim olarak tabir edilir) Rüyada Efendimizin (S.A.S.) sütü tercih etmesi, ilim ve fıtratı seçmiş olması ile tabir edilmiştir. Efendimizin ümmî olması, yine tertemiz fıtratının sadece vahiy ile beslenmesi için, insanî-felsefî şeylerden uzak olması içindir. (Beni ateşten Ademi topraktan yarattın, topraktan ateş üstündür demesiyle ilk felsefe yapan şeytan İblis’tir. Hem de isabetsiz bir düşüncedir.) Onun için Efendimiz (S.A.S.) badiyeye, süt  annesi Halime’ye gönderilmiştir. Tertemiz fıtrata emanet edilmiştir. Aslında Arap Yarımadası felsefi tesirlerden uzaktır. Bâdiye ise daha duru ve temizdir. 0-5 yaş arası çocukların şuuraltı beslenmesi için önemlidir. Ceziretü’l-Arap’ta okuma-yazma yok onun için, ne felsefi anlayışlardan ne de muharref  kitaplardan kalma hiçbir tesir yok. Bir de Roma ve Yunan medeniyetinin düşünce tarzlarından da çok uzak bir köşededir.” (H.E.)


    “Asfiyâ veliden büyüktür. Onlar ilim sahibi velilerdir. Risale-i Nurlar, Kur’an’ın mânevî ve gerçek tefsirleri oldukları için, Kur’an’ın sahabeleri yetiştirdiği gibi Risale-i Nurlar da asfiya yetiştirir.” (H.E.)
    Namazda ayakta elleri bağlama ile ilgili olarak, “Ey Musa, Allah huzurunda nasıl durman gerekiyorsa (rahbet içinde) öyle dur.” (Kasas Suresi, 28/32)  Bu âyet namazda ellerin bağlanması ile ilgili olarak, korkudan ötürü tavır alma sâikesiyle kanat gibi açılan kollarını kendine çekip toparlan manasımadır.”  (H.E.)


    “Mânen yükselmek için en mühim husus: Kalb ve ruhun derece-i hayatına yükselmek için tevhid kelimesi Lâ ilahe illallah ile kalbi işletmektir.”

    Bundan sonra da şu üç şeye dikkat etmek gerekir:

    1-Azamî zühd ve âzamî takva ve esas azimet ve esasat-ı sünnet-i seniyye üzerine hareket etmek icap ediyor.
    2-Risale-i Nur gibi mübarek eserleri beraber müzakere etmek zikir ve tefekkürde bulunmak ve böylece ibadette derinlik kazanmak gerekir.
    3-Bıktırmamak için sohbetlerde tasrifte bulunup meseleleri renklendirmek icap eder. Dikkat edersek, bir futbol maçı 20-30 kamera ile çekiliyor. Kale arkası, kale önü, uzaktan yakından görüntüler her taraftan çekim yapılıyor, çeşitli açılar gösteriliyor. Böylece ihtilaflarda meseleyi çözüp anlatmak için farklı bir kamera çekimi işe yarıyor. Tasrif işte bu…  Kur’an bu üslup zenginliğini hep kullanıyor.” (H.E.)

    21 Kas 2022 09:48