Gel Ey Gönüller Sultanı

  • Abdullah Aymaz
  • Abdullah Aymaz
    30 May 2023 10:15
    Bir iz düşüm torundan
    Şerefli büyük dede Cedd-i Emcede hitap:
    Hitap ki,
    Pek çok kitap, 
    Edemez istiab.
    Âb ki Âbı-kevser,
    Âbı hayat.


    Ey güzeller güzeli
    Sevgili!
    Gel bir kere daha misafirimiz ol!
    Yeniden kur tahtını sinelerimize,
    Buyur bize buyura bildiğin her şeyi 
    Ne olur ne olur!


    Gel kov gönüllerimizdeki karanlıkları,
    Duyur bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını.
    Göster bize ya Rasulallah!
    Yeniden diriliş yollarını.


    Gel ve dağıt her gün biraz daha 
    Azgınlaşan şu zulmetleri,
    Güneşlere taç giydiren ışığınla!
    Ve söndürüver herkesi 
    Güneş inleten zülüm 
    Ve adaletsizlik ateşlerini.


    Gel ve çözüver 
    Her şekliyle kine,
    Nefrete ve düşmanlığa kilitlenmiş 
    Şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri!
    Dikkat edelim,
    Asıl zavallılar 
    Zalimler gaddarlar ve kindarlar.


    Coştur sinelerimizi
    Muhabbetle, hoşgörüyle!
    Sineler ki,
    Sevgiye, merhamete, şefkate 
    Hasret gitmekte. 


    Gel ve buluştur 
    Ruhlarımızı
    Aklın aydınlığıyla!
    Gönüllerimizi de 
    Mantık ve muhakeme enginliğiyle.
    Ve kurtar bizi kopukluklardan 
    Kendi içimizdeki.


    Ya Resulallah! 
    Sen gidince, 
    Kimimiz, başladı 
    Akla takılıp
    Düz yollarda 
    Yolsuzluk yaşamaya.
    Kimimiz de 
    Saldı kendini
    Bir kısım gönül Hülyalarına 
    Ve oyalandı kaldı değişik vehim ve kuruntularla. 
    Öyle ki,
    Ne aklını dilini anlayabildik 
    Ne de dalabildik.
    Kalbi ve Ruhi hayatın derinliklerine 
    Ne olur acı bize ya Nebiyallah! 


    Biz aklı ihmal edip
    Girdik kanına dünyanın. 
    Hem de tavır alıp kalbe, 
    Bütün bütün
    Görmezlikten geldik 
    Kendi derinliklerimizi.


    Ey ayı, güneşi karanlık gecelerimizin;
    Ey biricik rehberi
    Yolda kalmışların 
    Bizceleyin!


    Sen bizler gibi 
    Bir kere doğmadın sadece.
    Evet, zamanın her parçası
    Senin için doğum vakti; 
    Dolunay gibi. 
    Gönüllerimize gelince, 
    Mütevazi birer doğuş yerin. 


    Bir çağrıdır 
    Bizim perişaniyetimiz 
    Sana ya Resulallah!
    Sinelerimiz seniyyetül veda… 
    Ne olur artık 
    Ağlayan gönüllerimize 
    Acı da gel ve doğ canlarımıza 
    Yaradan aşkına!
    Bizi yalnız bırakma; 
    Yalnız bırakıp da 
    Ruhlarımızı 
    Sensizlik ateşine yakma. 


    Ne ilim ne irfanımız var, 
    Ne hayır ve taate mecalimiz;
    Günah ve isyanımız diz boyu.
    Sana sunacağımız 
    Armağanımıza gelince,
    Kayda değmez bir sermaye
    Ölçüsünde bile değil. 


    Bugüne dek 
    Bırakmadık 
    Aşındırmadık eşik, 
    Çalmadık kapı. 
    Ey güzeller güzeli!
    Gözlerimiz görmese de 
    Mest etti
    Gözlerimizi,
    Doğuşunun emareleri.


    Mest etti,
    Tadın, lezzetin, kokun 
    Daha şimdiden hepimizi…
    Gel ve arkana al bizi 
    Yeniden! 
    Al ki, 
    Vursun ışığın ruhlarımıza.


    Mesajın nur,
    Düşüncen nur, 
    Ufkun nur; 
    Her yanınla pür nursun.
    Aç yüzündeki Nikabını!
    Cihanlar dolsun nurla, 
    Duyulsun her yanında nâmın. 


    Sallallahu aleyhi vesellem 
    Âmin yarabbi, âmin!


    30 May 2023 10:15