İnşaallah bu sefer İz’ana…

  • Abdullah Aymaz
  • Abdullah Aymaz
    25 Ağu 2020 11:26

    Bir hekim kardeşim bir e-mail göndermiş,  diyor ki: “Ağabey, biliyorsunuzdur, zaten… Dün dikkatimi çekti. Covid 19 konusu tartışılırken devamlı, örnek olarak Spanish Flue  (İspanyol Gribi) örnek olarak veriliyor. 1918’de başlayıp 1919 da bitmiş, 20 ilâ 50 milyon insanın ölümüne sebep olmuş. Hatta Birinci Dünya Savaşında ölen sivil ve askerden daha fazla insan ölmüş. Üstelik gençler daha fazla etkilenmiş. Üstad Hazretleri ‘Hakikat Çekirdekleri’nde  (Bu sabah dikkatimi çekti) bunu İSTANBUL  SİYASETİNE  benzetmiş. Allahu a’lem Covid 19 u da ANKARA  SİYASETİNE  benzetirdi. Aradaki 100 yıllık süre de mânidar.”

    İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %15'i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur.
     
    1918’in ilkbaharında her şey güzelken ABD’nin New Mexico eyaletinde askerler grip salgınıyla karşı karşıya kalmıştı. Birkaç ayda orduda birçok asker hastalanmış, sonbahara gelindiğinde Kansas eyaletine sirayet etmişti.
     
    I. Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde ABD’den Avrupa’ya savaşmaya giden askerler hastalığı da beraberlerinde taşıdı. Böylelikle yerel bir vaka küresel krize dönmüştü.

    Salgın o kadar hızlı yayılmaya başlamıştı ki kimse bir şey anlamamıştı. Genç ve sağlıklı askerler hastalığa yakalandıktan sonra burun kanamasıyla karşılaştılar ve çoğu 48 saat içinde nefes almaya çalışarak öldüler.
     
    Genç nüfus virüsün hedefinde olunca kamu işleri de aksamaya başladı. Hal böyle olunca ölen insanları kaldıracak, gömecek insan bulamadılar. Sokaklar ölülerle doldu.

    Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemişti. Toplantılar yasaklandı, okullar tatil edildi, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulurken ulaşım araçları dezenfekte edildi. El sıkışmak bile suç hâline gelmişti.

    Ölüm korkusu panik meydana getirmişti. Ayağına salatalık bağlayan mı, cebinde patates taşıyan mı, çocuğunu soğana sokan mı dersiniz. Ancak en dikkat çekeni ağza takılan pamuklu maskelerdi. Ne yapıldıysa engel olunamadı.
     
    Salgın İspanya'da başlamadı. İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi İspanya'nın, I. Dünya Savaşı'nda yer almamış olması ve askerî sansür sebebiyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk defa  gündeme getirmiş olmasıdır.
     
    1919 Nisan'ında salgın sona erdiğinde Hindistan'da 18.5 milyon, Rusya'da 440 bin, İngiltere'de 228 bin, Fransa'da 240 bin, İtalya'da 390 bin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 675 binden fazla can almıştı.

    Amerika bu hastalık yüzünden savaştaki kaybından çok daha fazla insanını kaybetmişti.

    Nüfusa kıyaslandığında ölüm oranları Asya kıtasında binde 12, Amerika kıtasında binde 8.24, Avrupa kıtasında binde 6.6, Afrika kıtasında ise yüzde 10'du.
     
    Çeşitli veriler değişiklik gösteriyor. Yapılan araştırmalarda 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın hayatını kaybettiği belirlenmişti. Bu da o günkü dünya nüfusunun %15’ine denk geliyordu.
    İspanyol Gribinin Birinci Dünya Savaşı bittiğinde ortaya çıkması bir tesadüf değildir. Üstad Hazretlerinin 1919’da yazdığı   “Lemaat Risalesi”nde  bu hususta şöyle bir değerlendirme var:  “Beşerin DALÂLET-İ  fikrîsi, NEMRUDÂNE  inadı, FİRAVUNÂNE  gururu, şişti şişti zeminde, yetişti semâvâta. Hem de dokundu hassas sırr-ı hilkate. Semâvattan indirdi, tufan, tâun misali, şu harbin zelzelesi yapıştırdı semâvî bir silleyi. Demek ki, şu musibet, bütün beşer musibetiydi. Nev’en umuma şâmil. Bir müşterek sebebi; maddiyyunluktan gelen dalâlet-i fikrî idi, hürriyet-i hayvânî, hevânın istibdadı… Hissemizin sebebi; erkân-ı İslâmîde  İHMAL  ve TERKİMİZ idi…”
    Üstad Hazretleri  “Hakikat  Çekirdeklerinin”  67. Maddesinde  “Şimdilik  İstanbul Siyaseti, İspanyol Hastalığı gibi bir hastalıktır. ”  diyor. 108. Maddesinde ise,  “Maddiyyunluk, mânevî tâûndur ki; beşere şu müdhiş SITMAYI  tutturdu, gazab-ı İlâhiye çarptırdı.  Telkin ve tenkit  kabiliyeti tevessü ettikçe, o tâûn tevessü edip yayılır. ”  diyor…
    İspanyol Nezlesi, fikri hezeyanlaştırsa bile, inşaallah, Covid 19 ise fikri iz’ana ve tevhide yönlendirecektir… Yani yaradılış sırrımıza döndürecektir… 

    25 Ağu 2020 11:26