Kaldığımız yerden katlaya katlaya

  • Abdullah Aymaz
  • Abdullah Aymaz
    28 Eki 2024 11:59

     

    “Âlimin ölümü âlemin ölümü” denilmiştir. Gerçekten çok doğrudur. M. Fethullah Gülen Hocaefendi yazdıkları, söyledikleri ve yaşadıkları ile örnek bir hayat bırakıp ruhunun ufkuna yürüdü. Cenab-ı Erhamürrahîmîn kendisinden râzı olsun… İnsanlığa hizmet adına, ulvî hedefleri cihana sığmayan bu zat, Amerika'da senelerdir, içinde bir nevî sürgün hayatı yaşadığı kampın içinde mütevazî küçük bir yere; Allah'ın rahmetine tevdi edildi.

     

    Ufkunun enginliğine rağmen mütevaziliği bir ahlâk haline getiren, hayatını “Küçük Dünyam” kitabına sığıştıran, o muhteşem dua ve dileklerini “Kırık Dilekçe”siyle ifade eden, yüce ve büyük hedefler sahibi o mütevazî zat, evet küçücük bir kabre İlâhî ğufrâna emanet edildi. Kabrî pür nur olsun.

     

    Yetiştirdiği talebelerine ve cemaatine hep müsbet hareketi tavsiye eden Hocaefendi; “Bu Hizmetin düşmanları eğer beni camide vaaz ederken veya hutbe okurken öldürüp etlerimi parça parça edip sokaklarda köpeklere yedirseler bile asla intikam almayacaksınız menfi bir harekete kalkışmayacaksınız, sokaklara dökülmeyeceksiniz” diye defalarca ikazda bulundu. “Eğer aksine bir hareket yaparsanız, mahşerde Allah huzurunda iki elim yakanızda olacak” diye vicdanlarımıza seslendi. Onun için bu kadar zulümlere bu insanlar sabredip işi Allah'a havale ettiler.

     

    Cemaat bütün zulüm, hakaret ve haksızlıklara rağmen, her şeyi acı ve zehirli bir zakkum yudumlarcasına sabırla hazmetmeye çalıştı.

     

    Cenaze namazı ve defin sırasında yapılacak provakatörlüklere karşı da, ciddiyet ve vakar içinde sulh çizgisinde kalmaya ve barış mesajları vermeye karar verdi.

     

    Evet âlâyiş ve gösterişten uzak bir biçimde acılarını ve hüzünlerini içlerine gömerek üzerlerine düşeni yapmaya kararlılardi, öylece de uyguladılar.

     

    Hocaefendinin mirası, kitapları, nasihatları ve bizzat hayatıdır

     

    Hâlâ olmadık şeylerden iftirak vesilesi şeyleri üretip türeterek uğraşanlara karşı vifak ve ittifak içinde dimdik durarak fiilen cevap vermeye kilitlendiler, bunu da cihana gösterdiler.

     

    Uydurma rakamlarla miras kavgası çıkartma heveslilerine karşı da “Hocaefendinin mirası, kitapları, nasihatları ve bizzat yaşayışının örneklerinden ibarettir. Onları gerçek miras olarak hayata geçirmek istiyoruz” diye cevap verdiler.

     

    Maddî dünyalık adına 2 bin dolarlık bir kefen parası

     

    1966’dan son günlerine kadar 58-59 senelik yakınlığımız sırasında şahit olduğumuz gerçek şudur ki, maddî dünyalık adına 2 bin dolarlık bir kefen parasıdır. Vaizlikten ve eserlerinin telifinden gelenlerini hep çok ihtiyaç sahiplerine vermiş, zelzele ve benzeri felâketlere uğrayanlara hibe edip göndermiştir. Sonra da vefatından sonra oluşacakları da resmen bir vakfa daha hayatında iken devretmiştir. Bütün bunlar belgeleriyle herkese gösterilecektir.

     

    Avrupa ve Amerika'nın önde gelen medyaları Hocaefendi ile ilgili enfes haberler neşrettiler.

     

    Onun için ağlak değiliz; acılı ve hüzünlü olmamıza rağmen geleceğe ümitle bakıyoruz. Bugün bu saatten itibaren artık hemen işlerimizin başına geçip kaldığımız yerden devam etmeliyiz, gayretlerimizi de kat kat arttırmalıyız.

     

    Cenazenin başında şahit olduğumuz güzellikler bizlere kaç kat kanat taktı bir bilseniz!. Hele ayrı ayrı ülkelerden gelmiş renk renk gençlerin halleri görenleri hayran bıraktı!. Daha ne isteriz? Emanetin ehilleri Elhamdülillah yetişiyor ve çığ gibi büyüyor!.

     

    New Jersey'deki stadyumda sergilenen organize fevkalade güzel idi! Arkadaşlarımızı tebrik ediyor, teşekkürlerimizi de onlara takdim ediyoruz.

     

    Kur'an okuyanların, dua edenlerin, namaz kıldıranların hıçkırıkları dinmedi... M. Fethullah Gülen Hocaefendinin kadim arkadaşı Suat Yıldırım Hocamızın cenaze namazını gözyaşı ve hükümle kıldırdıktan sonra yaptığı konuşma ve yine kadim arkadaşlarından Fikret Sönmez Ağabeyimizin ekledikleri sözler, cemaatimizin ruhuna işledi.

     

    Defin işlemlerinden sonra devam eden Kur’anlar ve dualar hiç durmadı. Amerikalı Müslümanların kanaat önderlerinin hüzünlü taziyeleri “Bundan sonra beraber neler yapabiliriz?” şeklindeki teklifleri kardeşlerimizi çok mutlu etti.

     

    Akşam namazından sonra büyük salon doldu taştı. Bilhassa hocamızın neredeyse 60 yıllık talebesi fedâkâr ve cefakâr yol arkadaşı kardeşimiz İsmail Büyükçelebi'nin ümit dolu konuşması cemaatimize yepyeni bir ruh üflemiş oldu.

     

    Stad’dan bahsederken atladığım bir hususu ifade edeyim: Prof. Doktor Alexander Scott, Kur’anlar okunup dualar edilirken aralarda parça parça çok değerli konuşmalar yaptı.

     

    Bu zat seneler önce Kalbin Zümrüt Tepeleri’nin İngilizcesi Sufizm’i okuduktan sonra “Ben bunu aslından öğrenmek istiyorum” diye Türkçe öğrenmek için İzmir'e gelmiş ve bir yaz tatilini İzmir'de geçirmişti... Daha sonra altında yazılmış bir Muhammed yazısını Hocaefendi’nin yanına gelip takdim ederken “Muhammed'i (SAV) bana sen tanıttın ve sen sevdirdin!” mealinde sözler söylemişti. Stadyuma giderken Suat hocamızla arabada beraberdik. Onun yazdığı mesajı baştan sonra okuduk. Bilhassa Nur Sûresi’nin Nur Âyeti üzerine getirdiği yorum, bir tefsir profesörü olan Suat Hoca’mızın hayretini çekti. “Hiç kimse bu zamana kadar bu âyeti böyle ele almamıştı!” dedi.

     

    İşte böyle bir heyecanla hocamız uğurlandı.

     

    Artık, onun bıraktığı büyük emaneti muhafaza ve gereği gibi hayata taşıma, insanlığa bütün güzellikleri ile yaşayarak anlatma bizlere kalıyor… İnşallah vifak ve ittifak içinde, hep beraber bu ağır yükü, mesuliyetin derinliğini idrak ile taşımaya çalışalım. Cenab-ı Hak inayetini eksik etmesin. Hocamıza da engin rahmetiyle muamele buyursun.

    28 Eki 2024 11:59