Rahmetli Halil Hocamızın hayatının anlatıldıgˆı bu biyografi, onun yas¸adıklarının dile getirildigˆi bir eser olmasının o¨tesinde, du¨nden bugu¨ne Anadolu ve Avrupa’daki hizmetlerimizin hangi gayret ve niyetlerle bugu¨nlere geldigˆinin o¨zetlendigˆi bir kitap olmuş
Halil Hocamız tam anlamıyla bir hizmet ve ilim insanı; bunlarla beraber hakiki bir Nur talebesi idi. Bediu¨zzaman, Risale-i Nur talebesinin en temel o¨zelligˆini s¸u cu¨mle ile anlatır: “Talebeligˆin hassası ve s¸artı s¸udur ki: So¨zleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip c¸ıksın ve en mu¨him vazife-i hayatiyesini onun nes¸ir ve hizmeti bilsin.” Tanıyanların s¸ehadetiyle eserler onun hayatı olmus¸tu. Evet... Halil Hocamız, Risale-i Nur mantıgˆını kavramıs¸ ve eserlerden tefeyyu¨z etmis¸, Risaleleri a^deta es¸eleyerek okumus¸, muhataplarının idrak seviyesine go¨re anlatıp izah ederek onları sevdirmis¸ti.
Bu kitapta Anadolu’nun ku¨c¸u¨k bir ko¨yu¨nde, fakir ama c¸alıs¸kan bir ailede du¨nyaya gelen, tu¨rlu¨ yokluklar ve c¸ilelerle okuyan, Hizmet’i tanımasın- dan sonra, vazife yaptıgˆı yerlerde ihlasla kos¸turup birc¸ok go¨nle girmis¸ bir ilim insanının hayatını okuyacaksınız.
Halil Hocamızın en belirgin vasıflarından biri, s¸u¨phesiz nu¨ktedanlıgˆı idi. O, bizim ikinci Nasrettin Hocamız idi. Zeka^sını, Allah’ın verdigˆi bu kabiliyeti yerli yerinde ve yeterince kullanmıs¸, hakikatlerin insanların zih- ninde daha kalıcı ha^le gelmesini sagˆlamıs¸tı.
I·s¸te bu kitapta ayrıntılı s¸ekilde okuyacagˆınız birkac¸ anekdot:
“...Bir dostu anlatıyor: Halil Hoca’nın benim go¨nlu¨mde ayrı bir yeri ol- masına temel tes¸kil eden s¸eylerden bir tanesi de onun bir Risale-i Nur a^s¸ıgˆı olmasıdır. Kendisine bir gu¨n hoca arkadas¸lardan birisi: ‘Hocam yıllardır sohbet ediyoruz anlatacak bir s¸ey kalmamıs¸ gibi, kafam go¨nlu¨m a^deta dumura ugˆramıs¸ gibi. Anlatırken agˆlamak ve agˆlatmak; du¨s¸u¨nmek ve du¨s¸u¨ndu¨rmek lazım. Kendimi bitmis¸ gibi hissediyorum ne tavsiye edersin?’ deyince Halil Hoca: ‘Kardes¸ Risale-i Nur gibi bir hazine var. Biz sarayın ac¸ kedileri gibiyiz. Bo¨yle muhtes¸em bir manevi mutfak o¨nu¨mu¨zde fakat ic¸ine girmiyoruz, kırıntılarla yetiniyoruz. Ben sohbete c¸agˆırıldıgˆım yerlerde ac¸ıyorum Risaleyi, hem kendim tatmin oluyorum hem cemaat tatmin oluyor.’ demis¸.”
“...O bir kitap kurduydu ve daha da o¨nemlisi ilmi ile a^mil bir insandı. Prensipli, ahlaklı ve dosdogˆru bir hayatı vardı. Bu yo¨nu¨yle bana da rol model olmus¸tu dogˆrusu. Bilhassa bir irade insanıydı. Onun hayatını mu¨- s¸ahede ve go¨zlemlerimde s¸unu fark ettim: Hic¸ aksatmadıgˆı pazartesi, pers¸embe oruc¸ları; kus¸luk, duha, evva^bi^n ve teheccu¨t namazları benim ic¸in de o¨nemli birer kilometre tas¸ıydı. Dini^ hayatın pratigˆini tu¨m c¸es¸itliligˆi ile yas¸ar ve o¨rnek olarak yas¸atmaya gayret ederdi. Ve tu¨m bunlar olurken hayata dair incitmez ve incinmezdi...”
“...Halil Hoca Yozgat’ta vazife yaparken ziyaretc¸isi eksik olmaz. S¸ehir dıs¸ından gelen misafirleri bir gu¨n, ‘Hocam buralarda ziyaret edecegˆimiz bir ‘yatır’ var mı?’ deyince ‘Gelin birlikte gidelim.’ diyerek yurttan c¸ıkarlar. Halil Hoca’nın bindigˆi araba o¨nde, bu¨tu¨n arabalar resmi^ bir devlet binasının o¨nu¨nde dururlar. Halil Hoca arac¸tan iner. Millet bir tu¨rbe arar tabii ama ortada tu¨rbeye benzer bir yapı yoktur. Bu¨tu¨n go¨zler Halil Hoca’ya c¸evrilir ve o tas¸ı gedigˆine koyar: ‘Burası x binası. Neredeyse Yozgat’ın tu¨m yatırları buradadır. Bunlardan bu¨yu¨k yatır mı var? Mas¸allah sabah aks¸am yatarlar burada.’ Halil Hoca, masa bas¸ından kalkmayan, ilc¸e ilc¸e, ko¨y ko¨y gezip halkla ve c¸ocuklarıyla ilgilenmeyen memurlara c¸ok kızardı.”
“...Yozgat’ta ku¨c¸u¨k is¸ler yaptık, ama hepsi gu¨zeldi. Ku¨c¸u¨k fakat gu¨zel is¸lerdi. I·ddiasızdı. I·leriye do¨nu¨k bir du¨s¸u¨ncemiz, hesabımız yoktu. ‘Allah bilsin yeter.’ diyorduk. Bas¸arısız da olsak, rıza-ı ilahi o¨nemli diyor asla birbirimizin as¸kını s¸evkini kırmıyorduk. Bizi dinleyecek kimse bulamadıgˆımızda ‘O¨yle peygamberler gelmis¸ ki hic¸ ta^bi olanı olmamıs¸.’ diyor, alay ettiklerinde kırılmıyorduk. Olur da kırılacak olsak, kimseyi kırmamaya o¨zen go¨steriyorduk. ‘Ashab-ı kiram da bas¸ta Resu^lullah (sallallahu aleyhi ve sellem) olmak u¨zere neler c¸ekmis¸ler, hak dava ic¸in ne is¸kenceler go¨rmu¨s¸ler... cennet ucuz degˆil...’ diyerek birbirimizi teselli ediyor, mu¨s¸evvik oluyorduk.”
“...Mehmet Ali S¸engu¨l ve Talha Hocalarla beraber altı kis¸ilik grupla ilk defa Kırgızistan’a gittik. Naci Tosun Agˆabey oradaydı. Sohbet yaptı. Kan- dil gecesine denk geldigˆi ic¸in M. Ali Hocam da sohbetler yaptı. I·ki taksi ile Kazakistan’a gec¸tik. Bas¸kent Almatı’da gezdik. Yusuf Bekmezci Agˆabey’i du¨kka^nında ziyaret ettik, hayır dualarını aldık. I·zmir esnaflarından olup buraya hicret eden Hayati Agˆabey’in benzinligˆine ugˆradık. Buradan O¨z- bekistan Tas¸kent’e gec¸ip oradaki okulları ziyaret ettik...”
“...Bugu¨n Avrupa’da birc¸ok binanın alınması mu¨tevelli agˆabey ve abla- ların kahramanlıkları sayesinde olmus¸tur. I·s¸te Ko¨ln’deki bina da bo¨yle bir kahramanlıgˆın o¨rnegˆidir. Resmi^ yerlerden ‘Binayı size satıyoruz.’ haberi gelince, pes¸inat olarak ciddi bir miktara ihtiyac¸ olur. Halil Hoca tu¨m mu¨tevelliyi toplar ve ‘Pes¸inat hazır hic¸ merak etmeyin arkadas¸lar...’ der. Tabii ortada bo¨yle bir para yoktur. Halil Hoca da yalan so¨ylemeyecegˆine go¨re... Mu¨tevellinin meraklı bakıs¸ları arasında o, so¨zlerini s¸o¨yle tamamlar: Arkadas¸lar pes¸inat hazır yerini so¨ylu¨yorum. Sizin ve hayırsever insanımızın hesapları, cu¨zdanları, cepleri ve yastık altları. S¸imdi c¸ıkacagˆız ve kapı kapı gezip bunları toparlayacagˆız...”
“...Allah’ım seni sevmek istiyorum. Sana kul olmak istiyorum. I·nsanlara- insanlıgˆa hizmet etmek istiyorum. Bir sadaka-i cariye bırakmak istiyorum. Amel defterimin kapanmasını istemiyorum. C¸oluk c¸ocugˆumu I·slam ahlakıyla yetis¸tirmek istiyorum. Ne olur bana yardım et Allah’ım...”
“...C¸orumluyum. Memleketimde anne, baba ve birkac¸ koms¸unun toprak olmus¸ hatıralarından bas¸ka bir s¸eyim yok. Ziyaret edecek kimsem yok, maalesef kimsesiz bir kimseyim. Kimsesiz bir insanın s¸ehir veya u¨lke degˆis¸tirmesi c¸ok o¨nemli degˆil. Kapıyı c¸ekip giderken geride kalan, arkamdan agˆlayan kimsem olmadı ve olmayacak da. Go¨ru¨nu¨s¸te bo¨yledir fakat bir insan tas¸ınırken sadece es¸yalarını tas¸ımaz hatıralarını da tas¸ır. Onun ic¸in her tas¸ınma bir as¸ınmadır...”
Evet, bir Hizmet insanı portresi anlatılmıs¸ bu kitapta... Yaratılanı sev- mek, Hizmet as¸kı, uhuvvet, ihlas, samimiyet, hicret, sohbet, kamplar, in- sanların dertleri ile hemha^l olma, sevinc¸leri paylas¸ma, bas¸kasının derdini
kendi derdi bilme, dava arkadas¸larını nefsinden daha fazla sevmek ve faziletleri ile iftihar etmek... daha birc¸ok hasleti, Allah’ın razı olacagˆı hususiyetleri yas¸ayarak go¨stermis¸ bize Halil Hoca... Vazife yaptıgˆı yerlerde Rabbini ve Peygamberini sevdirmek ic¸in c¸ırpınınca Allah da onu sevdirmis¸…
Evet, tekrar ediyorum ki: Halil S¸ims¸ek Hocamız Avrupa’da Risale-i Nurlar ve Pırlanta Serisi’ni yas¸lı ve genc¸ neslimize sevdirdi. Hatta diyebilirim ki tadına vardırdı. C¸agˆımızı ve gelecegˆi Kur’a^ni^ feyizler ve nurlarla tezyin edecek bu mu¨barek eserleri, pek c¸ok Hizmet go¨nu¨llu¨su¨nu¨n go¨nlu¨ne naks¸etti, Allah’ın izni ve inayeti ile. Henu¨z Avrupa’ya gelmeden de Ankara U¨niversitesi I·lahiyat Faku¨ltesi’nde o¨gˆrenci iken pek c¸ok esnaf ve mu¨tevellinin -bilhassa u¨niversiteli genc¸lerin- Hizmet’in gu¨zelliklerine s¸ahit olmalarına rehberlik etti. Ayrıca I·slami^ anlayıs¸ ve yas¸ayıs¸tan uzak bazı ailelerin deha seviyesinde zeka^ya sahip evlatlarını bu mu¨barek eserlere a^s¸ık edecek gayretler go¨sterdi. Ben onun yetis¸tirdigˆi fidanları o¨nce Ankara’da sonra da Avrupa’da go¨rdu¨m. S¸unu rahatlıkla so¨yleyebilirim ki, merhum Halil Hocamız o¨mru¨nu¨ katmerli ve bereketli faaliyetlerle en gu¨zel s¸ekilde degˆerlendirdi. S¸unu da belirtmeden gec¸emeyecegˆim: Hic¸ kimseyi Allah katında tezkiye edecek kadar cu¨retka^r olamam, ama ben sadece bildiklerimi hu¨snu¨zannımla ifade etmeye c¸alıs¸ıyorum. I·ns¸allah bu so¨zlerim en azından bir dua yerine gec¸er. Beni bu hu¨snu¨zannımda yanıltmamasını Cena^b-ı Erhamu¨rra^himi^n’in yu¨ce rahmet ve s¸efkatinden niyaz ederim.
Kitap, I·smet Macit kardes¸imizin iki yıllık yogˆun bir c¸alıs¸masının u¨ru¨nu¨. Yazara tebrik ve tes¸ekku¨rlerimi iletiyor, okuyanlar ic¸in istifadeye medar olmasını diliyorum.