Rusya’nın nükleer doktrini ve Batı ile asimetrik savaş

  • Arif Asalıoğlu
  • Arif Asalıoğlu
    11 Haz 2024 00:14

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Formunda üst perdeden Batı’yı tehdit etti ve özellikle Amerika’ya sert yüklendi. Uzun konuşmasında “dost olmayan” ülkelerin nükleer söylemlerine cevap vererek Rusya'nın nükleer doktrininde değişiklik yapma olasılığını dışlamadığını belirtti. Ayrıca nükleer silahların Rusya'nın stratejik hedeflerine ulaşma hızını artırabileceğini, ancak Rus askerlerinin sağlığının daha değerli olduğunu vurguladı. Ayrıca, doktrinde nükleer silahların kullanılması için gerekli şartlardan birinin henüz gerçekleşmediğini de söyledi.


     

    Her ne kadar genel konuşma akışında dillendirilmiş ifadeler gibi olsa da Putin, bu cümlelerin muhataplarında nasıl yankılandığının farkında. Batı’nın verdiği silahların Ukrayna tarafından, Rusya’nın sınır aşan bölgelerine kullanılması iznine de aynı tonda cevap vererek Moskova’nın asimetrik yanıt verebileceğini söyledi. “Eğer birileri bizim topraklarımızı vurmak ve bize sorun yaratmak üzere bu tür silahları çatışma bölgesine tedarik ediyorsa, bizim neden aynı sınıftaki silahları o ülkelerin hassas tesislerine saldırı yapılabileceği bölgelere tedarik etme hakkımız olmasın?” ifadeleri açık ve net şekilde Ukrayna’ya destek çıkan ülkeler için bir tehdit oluşturuyor.

     

    Batı’ya sopa gösteriyor iç kamuoyuna ölçülüyüz mesajı veriyor

     

    Bilindiği üzere Moskova bu tip uluslararası etkinlikleri çok fonksiyonel değerlendiriyor. Putin hem ülke içi, hem dış politikayı ilgilendiren konularda detaylı şekilde manifesto tarzında çıkışlar yapıyor. Nükleer silahları bir caydırıcı güç olarak anlatırken Batıya sopa göstermiş oluyor. “Rus askerlerin sağlığı” veya “doktrinde nükleer silahların kullanılması için gerekli şartların henüz gerçekleşmediği” ifadeleri ile iç kamuoyuna “ölçülü” davranıyoruz mesajları veriyor. Bir bütün olarak bu ve benzer uluslararası etkinliklerde Rus önde gelenlerin zihin katmanlarını oluşturan temel yaklaşımları anlamak mümkün.

     

     

     

    Ordu yenileniyor, ekonomi kalkınıyor

     

    Putin konuşmasında, Rus ordusunun sanayi olarak yenilendiği ve üretim kapasitesi olarak güçlendiğini söyledi. Ayrıca ekonomik kalkınma hakkında hedeflerinde istikrarlı gittiklerini anlattı. Putin, Rusya'nın zafer için çabaladığını ve bunu başaracağını söyledi. Seferberliğe gerek olmadığını ve bu yönde bir planlarının bulunmadığını belirtti. Ayrıca, Rusya'nın hipersonik silahlarla uçak gemilerini etkisiz hale getirebileceğini, bu nedenle uçak gemilerinin jeopolitik bir araç olarak anlamını yitirdiğini vurguladı.

     

    Ukrayna ile devam eden savaş konusunda Rus lider, “Batılı ülkelerin katılımıyla Rusya'ya yönelik saldırılar, Rusya'ya karşı doğrudan savaş anlamına gelir, Moskova tepki verecektir. Rusya, uzun menzilli silahlarını dünyanın çeşitli bölgelerine tedarik edebilir, buralardan da Ukrayna'ya silah sağlayan ülkelere hassas darbeler vurulabilir. Ukrayna ordusu yüksek hassasiyetli füzelerle vuramaz; hedefler Batılı uzmanlar tarafından seçiliyor. Moskova'nın bu konuda hiçbir yanılsaması yok” ifadelerini kullandı.

     

    Rusya’nın NATO’ya saldırı planı olduğunu söylemek aptallık


    Putin, NATO’ya saldırı planı olduğunu iddia edenlere de sert çıkarak, “Sürekli olarak Rusya'yı nükleer cop sallamakla suçlamaya çalışıyorlar ama bu doğru değil. Ancak bu tür silahların kullanılması tehdidine yol açmaya gerek yok. Rusya, tehdit durumunda elindeki tüm imkanları kullanmanın mümkün olduğunu düşünüyor. Rusya'nın emperyal hırsları yok; düşman imajı yaratmaya gerek yok. Rusya’nın NATO'ya saldırma planları hakkında açıklamalar yapanlar tam bir aptaldır ve açıklamaların kendisi de saçmalıktır.” dedi.

     

    Putin, konuşmasının uzun bölümünü ekonomik gelişmelere ve yeni küresel projelere ayırarak bazı bilgiler verdi. Asgari ücret endekslemesinin ekonomideki ücretlerin genel büyümesine bağlı olacağını söyledi. Ona göre, 2025'ten itibaren asgari ücret, ortalama maaşın yüzde 48'ine tekabül edecek. 2030 yılına kadar asgari ücretin 35 bin rubleye çıkması gerekiyor. Doğu demiryolu hattının olgunlaştırılması ve bunun üzerine yeni pazarların geliştirilmesi ana hedeflerlerden biri. Bu hattın taşıma kapasitesi 2030 yılına kadar 210 milyon tona çıkması bekleniyor. Özel sektör Rusya ekonomisine aktif olarak yatırım yapıyor. Ülkede neredeyse 30 milyon bireysel yatırımcı var, varlıklarının toplam hacmi 9 trilyon rublenin üzerinde. Fakat Putin’in verdiği bu rakam ülkenin genel hacmine göre bu çok düşük ve özel sektörde daha oturmamış yapılar var.

     

    Rus liderin anlatımlarında şu veriler de önem taşıyor: Rusya'da işsizlik Nisan ayında yüzde 2,6'ya düşerek bütün tarihinin rekor seviyesini gördü. Artık asıl soru "nerede iş bulacağız" değil, "nerede personel bulacağız". Bilişim şirketlerine 2030 yılına kadar %5 oranında indirimli gelir vergisi uygulanacak. Rusya altı yıl içinde bilimsel gelişmelerde ilk 10 dünya ülkesinden biri olmayı planlıyor. Devlet, bilimsel araştırma harcamalarını GSYİH'nın en az yüzde 2'sine çıkaracak. En büyük şirketlerin merkez ofislerinin bölgelere taşınması fikri detaylandırmayı gerektiriyor ancak dikkatli de olunması gerekiyor.

     

    Bretton-Woods Sistemi ve Doların Rolü

     

    Rusya, tüm engellere rağmen dünya ticaretinin önemli katılımcılarından biri olmaya devam ediyor. Dost ülkeler Rusya'nın ticaret cirosunun 3/4'ünü oluşturuyor. Asya ile ekonomik ilişkiler yüzde 60, Afrika ile yüzde 69, Latin Amerika ile yüzde 42 arttı. Rus ihracatına ilişkin ödemelerin “toksik” para birimlerindeki payı yarı yarıya azalırken, rublenin işlemlerdeki payı artarak yüzde 40'a yaklaşıyor. Hedef, ithalatı engellerle değil, yerli üretimi artırarak GSYİH'nın yüzde 17'sine düşürmek.

     

    Rusya, BRICS’teki ortaklarıyla işbirliğini artıracak

     

    Putin, Bretton-Woods finans sisteminin çoktan öldüğünü ve mevcut sistemin ABD ekonomisine güvene dayalı olduğunu söyledi. ABD'nin küresel ekonominin aktörlerini dolardan uzaklaştırdığını ve kendi büyüme araçlarını yok ettiğini belirtti. Rusya'nın BRICS grubundaki ortaklarıyla işbirliğini artırarak, bu yeni ekonomik düzenin içinde dikkat çekici bir rol üstlenebileceğini kaydetti. Putin, küresel ekonominin ciddi değişimlerden geçtiğine dikkat çekerek, çok kutuplu bir dünyanın doğduğunu ve Rusya ekonomisinin bu zorluklara karşı büyük bir dayanıklılık gösterdiğini belirtti. Rusya'nın yeni ekonomik kalkınma merkezleriyle birlikte çalıştığını ve bu süreçte önemli bir rol oynadığını ifade etti.

     

    Putin, Rusya'nın tüm engellere ve gayrimeşru yaptırımlara rağmen küresel ticaretin önemli aktörlerinden biri olmayı sürdürdüğünü belirtti. Rusya'nın Japonya ve Almanya'yı geride bırakarak satın alma gücü paritesinde dünyanın 4. büyük ekonomisi haline geldiğini açıkladı. Ancak bu liderliği teyit etmek ve sürdürmek için sürekli çaba gösterilmesi gerekiyor. Doğal kaynakların ülkeye kattığı yüksek gelir dışında bütçe kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor.

     

    Ukrayna ile Müzakereler ve Batı'ya Mesajlar

     

    Putin, Rusya'nın 2022 yılında Minsk ve İstanbul'da yapılan görüşmelerde tartışılan şartlar temelinde Ukrayna ile müzakereye hazır olduğunu belirtti. Müzakerelerin mevcut gerçeklikler esas alınarak yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Ukrayna'da mevcut yönetimin meşruiyetini yitirdiğini ve müzakereler için Kiev'de muhatap aradıklarını söyledi. Rus lider, ABD’yi ilgilendiren şeyin Ukrayna değil, kendi çıkarları olduğunu vurguladı. “Sanırım ABD’de hiç kimsenin Ukrayna ile ilgilenmediği konusunda benimle aynı fikirde olacaksınız. Onları ilgilendiren şey, Ukrayna ya da Ukrayna halkı için değil, kendi büyüklüğü ve liderliği için mücadele eden ABD’nin büyüklüğüdür.” Küresel liberalizmin lideri olma hevesinin ABD’yi içeriden yok ettiğine dikkat çeken Putin, “Eğer onlar iç ulusal çıkarlara dayanarak bu şekilde hareket edecek olurlarsa, bana göre ABD’yi içeriden yok eden küresel liberalizmin hedeflerine ulaşmanın peşinde olacaklar” ifadelerini kullandı.

     

    Birçok büyük sanayi kuruluşu Almanya’dan çıkmak için yer arıyor


     

    Putin, Rusya ile Almanya arasında enerji sektöründeki bağların kopmasının üzücü sonuçlar doğurduğunu belirterek, Alman şirketlerinin rekabet edemez hale geldiğini de sözlerine ekledi. Rus lider, “Enerji sektöründeki bağlarımızın kesilmesinin Alman ekonomisi üzerindeki etkisini benden daha iyi biliyorsunuz; bu üzücü bir sonuçtur. Birçok büyük sanayi kuruluşu Almanya dışında faaliyetlerini sürdürecek yer arıyor” dedi. Rusya ile Çin arasındaki ilişkilerin yüzeysel değil, derin çıkarlara dayandığını vurgulayan Putin, Çin'in Rusya'nın ana ekonomik ortağı olmayı sürdürdüğünü söyledi.

     

    Moskova, Küba’ya nükleer denizaltı gönderiyor

     

    Sonuç olarak, Ukrayna’nın yanında duran Kollektif Batı’nın ve NATO’nun verdikleri uzun menzilli füzelere Rusya’yı vurma izninin gerilimi tırmandırdığı bir gerçek. Rusya’nın nükleer doktrini kendisine tehdit endeksli geniş anlamlı okuyarak “nükleer güç” yaklaşımı sergilemesi ve son zamanlarda Batıda ekonomik ve sosyal değişimlerin yaşanıyor olması asimetrik savaşın çoktan devam etmesi olarak düşünebiliriz. Ayrıca Putin’in, Batı’nın yaptıklarına asimetrik yanıt vereceklerini duyurmasının ardından son haber Küba’dan geldi. Moskova, nükleer başlıklı füzeler de taşıyabilen savaş gemilerini ve bir nükleer denizaltıyı ABD'nin yanı başındaki Küba'ya göndereceğini açıkladı.

     


    Küba hükümeti, 12-17 Haziran'da, Rusya'dan 3 gemi ile 1 nükleer denizaltının ülkeyi ziyaret edeceğini bildirdi. Böylesi zamanlarda ton yükselten Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev de “Rusya artık Batı'nın döveceği bir ülke olmayacak” çıkışını yaptı ve “dost olmayan devletler simetrik bir tepkiye hazırlanmalı” ifadelerini kullandı ve “Bırakın Batı, Rus silahlarının üçüncü şahıslar tarafından kullanıldığını hissetsin” dedi.
    11 Haz 2024 00:14