Rusya-Ukrayna savaşında bir yılın bilançosu

  • Arif Asalıoğlu
  • Arif Asalıoğlu
    01 Mar 2023 11:22

    Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta tam bir yıl geride kaldı. Küresel bazda güvenlik ve ekonomi dengeleri sarsıldı. Rusya, Batı tarafından dışlandı ve eşi benzeri görülmemiş çapta yaptırımlara maruz kaldı. Rakamlar tam olarak bilinmese de iki taraf 200 binin üzerinde insan kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor. Bazı kentler haritadan silindi. İki ülkeden toplamda 15-16 milyon insan göç etti.

    Batıda Rus karşıtlığı zirve yaptı, birçok ülke Ruslara vize yasağı getirdi. Hatta hava sahasını Rusya'dan sivil uçuşlara kapattı. Rusya Federasyonu vatandaşları neredeyse dünyanın Batı yakasına seyahat edemez oldular. Rusya’dan uçaklar sadece “dost” ülkelere uçuyorlar. Mal girişi ve çıkışı yine sadece o ülkelerden. Rusya havacılık sektörü büyük zarar gördüğü gibi dünya havacılık firmalarını da olumsuz etkileniyor. Gaz ve petrol konusunda gelen sınırlamalardan dünyanın bir ucunda kendi halinde yaşayan köylü bir vatandaş etkilenir oldu. Rusya’da otomotiv, elektronik ve yüksek teknoloji üretimleri durma noktasına geldi. Özellikle bilişim teknolojileri sektöründe yüz binlere varan personel kaybı yaşandı.

    Sanayi ve Ticaret Bakan yardımcısı Albert Karimov, Rusya’da 2022’de sadece 620 bin otomobil üretildiğini ve bu rakamın bir önceki yıla göre yüzde 60 daha az olduğunu söyledi. Az teknoloji gerektiren taşıyıcı araçlarda ise üretim yüzde 18 daha az oldu. Batı’nın uyguladığı tavan fiyat ve ambargolar sonrası Rusya, günlük petrol üretimini 500 bin varil azalttı. Rusya Tur Operatörleri Birliği'nin (ATOR) sınır verilerine atıfta bulunarak, 2022’de ülkeye sadece 190 bin turistin geldiğini duyurdu. Bu rakam geçen seneye göre 1,5 kat, pandemi öncesine göre ise 25,5 kat daha az.

    Yaptırımlar arasında gaz ve petrol sınırlaması, uluslararası lojistik, silah ticareti, bankacılık transferleri, Rus medya ağlarında yayın yasağı ve farklı ürünlerin ithalatına kısıtlamalar bulunuyor. İlaçlardan bilgisayarlara kadar çok ürün sınırlandı. En zarar verici yaptırım arasında Rusya’nın uluslararası ödeme sistemi olan Swift’ten çıkarılması yer aldı. Dış ticaret ödemeleri ve para transferinde çok kritik öneme sahip bu sistemden Rusya’nın çıkarılması 11 binden fazla banka ile ilişki kurulmasını zorlaştırdı.

    Ülkeden göç arttı sermaye kaçtı

    Gelecek endişesi ve savaşa katılmama tercihi gibi sebeplerle milyona varan nüfus göç etti. Batılı ağır yaptırımlar ve piyasalarda güven düşmesi nedeniyle Rusya’dan sermaye çıkışı, bir yılda iki yüz milyar dolara yaklaştı. Sadece kayıtlara girmiş olan (Rusya Merkez Bankası verilerine göre) 1 Ocak 2023 itibariyle, Rusların yabancı bankalardaki mevduatları 6,63 trilyon ruble yani 94,3 milyar dolar oldu.

    Savaş, Rus ekonomisi ve toplumunu da değiştirdi. Halk daha ekonomik ve tutumlu hale geldi. Ürünlerde pahalılık arttı. Tıbbi malzemelerden tutun da havacılık sektörüne kadar her alanda stoklar azaldı. Otomobil fiyatları geçen senenin bu ayına göre iki katına çıkmış vaziyette. 

    Rus kültür değerlerine yapılan boykotlarla birlikte akademik ve bilimsel çalışmaların reddine kadar ve özellikle ekonomik engellemelere kadar tamamen bir izolasyona tabi tutuldu. Yaptırımlar yağmurundan artık hayatta olmayan Rus klasikleri bile etkilendi. Dostoyevski ve Puşkin gibi isimlerin eserleri üniversite ve tiyatrolarda yasaklandı. Kesinlikle Rusya’nın çok alanda toparlanması on yıllar alacak. Batı’nın bu konuda bilinçli bir hedefi olmuşsa belli seviyede amaç gerçekleşti. 

    Çünkü Rusya son 20 yıl hem ekonomi hem de bölgesel güç olarak hep gelişme seyrindeydi. Savaş öncesine kadar Rusya, güçlü ve yeni imajıyla dünyada saygınlık görmeye başlamıştı. Tüm dış borçlarını kapattığı gibi rezervleri 600 milyar dolara ulaşmıştı. Gaz üretimi ve diğer doğal kaynakları AB ülkeleriyle ticaret hacminde ilk sıraları alıyordu. Küresel boyuttaki firmalar Rusya yatırımlarını geliştirmek için uzun vadeli projeler yapıyorlardı. Uluslararası pazarlarda hisse senetleri ve bonolarda Rus değerleri fiyat katlıyordu. Rusya hem silah sanayisiyle hem de ekonomik gücüyle dünyada kendini hissettiriyordu ve bu kadar tehlikeli algılanmıyordu. Bütün bunlar şimdi negatif yönde değişmiş oldu. 

    Savaşın Rusya içlerine taşınma riski

    Savaş, Ukrayna topraklarında devam ediyor ama Rusya içlerine de uzantıları ve yansımaları oluyor. Ukrayna bir şekilde, çok iç bölgelerde olan Saratov kenti askeri poligonunu dronlarla vurmayı başardı. Çok stratejik değer biçilen “Moskova” savaş gemisi Karadeniz’de batırıldı. Yine çok donanımlı ve pahalı olduğu söylenen, Rusya’ya ait A-50 gözlem uçağı Belarus’da vuruldu. Rus basınına yansıyan bilgilere göre Moskova yakınlarındaki Kolomna’da Gazprom’a air bir benzin kompresör istasyonunun 100 metre yakınında İHA düşürüldü. Bir başka İHA saldırısı da Karadeniz liman şehri Tuapse'de bulunan Rosneft’e ait petrol tesisine oldu. Hatırlanacağı üzere, Kırım köprüsünde yük aracının patlatılmasıyla zarar görmüştü. Yani bütün bu örnekler savaşın Rusya içlerine taşınma ihtimali olduğu ve tedirginliği artırdığını gösteriyor.

    Küresel güvenlik endişesine sevk eden gelişmeler

    NATO ve ABD’nin Ukrayna ile ortak strateji üretmeleri sonucu Rusya ile Batı arasında soğuk savaş yıllarına geri dönüldü. Karşılıklı tehditler havada uçuşuyor. Tarafların yaptığı sert açıklamalar bütün insanlığı tedirgin ediyor. Rusya Federasyonu, Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’na (START) katılımını askıya aldı. Rusya ile ABD arasında yürürlükte kalan son büyük silah kontrol anlaşması olan Yeni START anlaşması kapsamında ABD’nin Rus uzmanların ülkedeki kontrollerine izin vermemesi gerekçesiyle ülkesinin bu anlaşmadan çıkmayacağını ancak şimdilik askıya aldığını duyurdu.

    Duma milletvekillerine yaptığı konuşmada Putin, Rusya'nın kesin zaferinin olması gerektiğini söyleyerek çok kez nükleer silahlara atıfta bulundu ve “Amaçları bize acı çektirmek… Ancak biz, gücümüze güveniyoruz. Rusya, her türlü meydan okumaya cevap verecek. Bizim arkamızda hakikat var." ifadelerini kullandı. Gerekirse nükleer silahların kullanılması konusuna sıkça değinenlerden bir tanesi de Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev. Bir açıklamasında “NATO Genel Sekreterinin Rusya'nın zaferinin İttifak'ın yenilgisi olacağına dair tezi, bu bloğun ülkemize karşı savaşta yer aldığının doğrudan teyididir… Zavallılar arasından hiçbirinin aklına şu temel çıkarımı yapmak gelmiyor: Konvansiyonel savaşta bir nükleer gücün yenilmesi, nükleer savaş çıkmasına neden olabilir. Nükleer güçler, kaderlerinin bağlı olduğu büyük çatışmaları kaybetmediler" ifadelerini kullandı.

    Sonuç olarak ise bu savaşın arkasındaki senaryolardan bir tanesi olarak (ihtimal), Batı’nın Rusya’yı bir şekilde yıpratma stratejisi tam tutmadı. Moskova yıpratma politikalarına alternatif kaynaklarını buldu. Rusya ise Ukrayna’nın ve ona destek çıkan Batılı ülkelerin motivasyonunu kıramadı. Beklediği sonucu alamamış oldu. Rusya’nın kullandığı doğal kaynaklar ve enerji kartı şimdilik tutmadı. Mevcut pozisyondan sonuç olarak en karlı çıkan ABD oldu, AB çok olumsuz etkilendi… 

    Bu yazıda, 24 Şubat 2022’de başlayan savaşta genel olarak, Rusya açısından kayıpları değerlendirdik. Elbette ki Ukrayna’nın kayıpları daha fazla. Uzmanlara göre Ukrayna ekonomisi 2022'de yüzde 43 daraldı. Ülkenin önemli enerji, sanayi savunma, havaalanı vb noktaları vuruldu. Ukrayna'nın altyapısında da büyük hasara neden oldu… Bütün bunları başka bir yazıda anlatacağız.

    01 Mar 2023 11:22